EMASYA Protokolü 'PKK açılımı' için mi yok ediliyor?
Yine sap saman birbirine karıştırıldı. Ne zaman karıştırılmıyor ki diyebilirsiniz. Tozdan dumandan ferman görünmüyor. Adeta, istisnalar normal, normaller istisna haline dönüştürülmüş. Belki bu da bir proje.
Bunun en yeni örneği EMASYA Protokolü tartışmalarıdır. Malum medyacılar, bir sırrı keşfetmenin heyecanı içinde durmadan yazıyor, konuşuyor. Hepsi de aynı makamdan çalıyor. Ama dürüstlükten uzak, işin özünü saptırarak, okuyucusunu iğfal ederek.
Bir iki örnek verelim. Geçenlerde, PKK açılımı hakkında Başbakan’a iki saat akıl veren Doğu Ergil, bir televizyon kanalında konuşuyordu. Yine üst perdeden atıp tutuyor, üstüne basa basa şöyle diyordu: EMASYA Protokolüne göre askerin, mülki amirin davetini beklemeden karar verip duruma müdahale yetkisi var. Tabii tespit böyle olunca, bunun üstüne bir yığın demokrasi, seçilmişler, atanmışlar nutku kırıla gitti.
Yine 1 Şubat günlü Hürriyet gazetesinde; “... 27 maddelik protokol askeri birliklerin büyük toplumsal hareketlerde, vali ve kaymakam onayı almadan harekete geçmesini öngörüyor” haberi yayımlandı.
Peki gerçek böyle mi? Hayır. Bunun için EMASYA Protokolünü açıp, amaç maddesini okumak yeterli olacaktır. Bu maddeyi birlikte okuyalım.
“AMAÇ: Madde 1: Bu protokolün amacı, bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek olaylarla ilgili olarak valilerin isteği üzerine askeri birlik tahsis edilmesi durumunda, güvenliğin, asayiş ve kamu düzeninin sağlanması ve terörle mücadelede, askeri birlikler ile kolluk kuvvetleri arasında; a) Kuvvet kullanılması b) Kuvvet kaydırılması c) Emir komuta ilişkileri d) İşbirliği ve koordinasyon e) Gerekli görülen diğer hususları, belirlemek, uygulanacak yöntem ve alınacak tedbirleri ortaya koymaktır.”
İşte bu kadar. Eğer maksat kamuoyunu dürüstçe bilgilendirmek olsaydı.
* * *
Medyadaki bu kargaşanın benzeri, AKP içinde de yaşanıyor. Bir iki örnek de buna verelim.
TBMM’de Başbakan’a yöneltilen soru önergesine, 27.01.2007’de Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül şu cevabı veriyor: “TSK’nın EMASYA görevlerinde kullanılması Anayasa’ya, kanunlara ve yerleşik uluslararası uygulamalara uygundur... Türk Silahlı Kuvvetlerinin mevcut birlikleri, valilerce kuvvet talebinde bulunulduğunda EMASYA görevlerinde ikiz görevli olarak kullanılıyor. Özel maksatla teşkil edilmiş EMASYA birlikleri olmadığı gibi faaliyetleri de söz konusu değildir. Toplanan istihbarat bilgileri, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu gereğince Silahlı Kuvvetlere verilmiş olan görevlerin başarılmasına yöneliktir.”
Bakan Gönül’ün cevabındaki “uluslararası uygulamalara uygunluk” açıklaması çok önemlidir. Zira bir çok ülkede, özellikle ABD’de de buna benzer düzenlemeler vardır. Belki de bu protokol, ABD örneğinden yararlanarak hazırlanmıştır. ABD’cilere duyurulur.
İkinci örneğimiz, 1997’de İçişleri Bakanı, şimdi AKP milletvekili olan Murat Başesgioğlu’na ait. Başesgioğlu diyor ki; “EMASYA Protokolü, yasal dayanağını İller İdaresi Kanunu 11/D maddesinden almaktadır... Anılan yasanın özü, valilerin kuvvet talep etmeleri durumunda, sivil idare ile askeri birliklerin, işbirliği ve koordinasyonunun nasıl gerçekleşeceği, komuta ilişkilerinin çerçevesi; gerekli görülen hususların Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülmesini öngörmektedir... terörle mücadelede bir zafiyet yaşanmaması, güvenlik güçlerimiz arasındaki işbirliği ve koordinasyonun en üst seviyeye çıkarılması amacıyla hazırlanmıştır.”
Kısaca AKP’nin iki bakanı da, Protokol yasalara uygundur, terörle mücadele için hazırlanmıştır diyor.
Peki Başbakan Erdoğan ne diyor? Ona da bakalım. “Aslolan, milli birlik ve kardeşlik projesiyle ve demokratik açılım süreciyle ilgili olan sorun alanlarının çıkarılmasıdır. Sorun olan alanları gündemden çıkaracağız. Bunlardan biri de EMASYA Protokolüdür... EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak, bu işi bitireceğiz.”
Bu ne dehşet, bu ne şiddet değil mi?
Anlaşılan, “terörle mücadelede zaaf doğmasın” diye düzenlenen Protokolün bitirilme sebebinin hukukla ilgisi yoktur. Gerçek olan Erdoğan’ın “Demokratik açılım” dediği, içeriğine bakınca “PKK açılımı” olduğu anlaşılan süreçte “sorun alanı” olduğu için EMASYA Protokolü yok edilmek isteniyor.