Eleştirmeyelim de taşa mı dönelim
Nejat Eslen'in bahsettiği "kurmay gazeteciler"den olmadığımdan, "Cin Ali" düzeyinde yazacağım!
***
Ben bu satırları yazarken Putin ile Erdoğan'ın Soçi buluşması da, PKK/YPG/PYD/SDG veya adına siz ne diyorsanız o teröristlere tanınan "çekilme" süresi de henüz sona ermemişti. Dolayısıyla, siz bu satırları okurken iklim nasıl bir toplum mühendisliği eliyle, ne kadar değişmiş olacak, kim hangi tehdidinin arkasında durmaya devam ve hatta gereğini yapmaya cüret edebilecek, kim hangi sözünü yalayıp yutup hazmedebilecek, kim hangi duruşundan U dönebilecek bilmiyorum.
Ama biz Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin aklından hiç çıkarmaması gereken ve uzun süre de değişmeyecek gibi görünen "fiili durum"un ne olduğunu gayet iyi biliyorum:
ABD, PKK/YPG/PYD/SDG ile anlaştı.
Rusya, PKK/YPG/PYD/SDG ile anlaştı.
Suriye, PKK/YPG/PYD/SDG ile anlaştı.
***
Bu ne demek?
Demek ki, kendi ali menfaatlerinin kesiştiği "bir noktada";
Rusya ile ABD de uzlaşabildi!
ABD ile Suriye de uzlaşabildi!
O kadar ki Esad, güvenliğini, "ülkesini işgal eden ABD'nin" kuklası durumundaki terör örgütüne, ABD ise bölgeyi NATO'yu neredeyse taarruza davet ettiği, NATO üyesi olmayan ezeli rakibine emanet edebildi!
***
Daha da anlaşılır hale getirmek gerekirse:
ABD'li senatörler, PKK/YPG/PYD/SDG'lileri Washington'da ağırlarken, ABD Dışişleri Bakanı da Trump'ın "gerekirse" ekonomik yaptırımların ötesine geçebileceğini belirtti ve "Barışı savaşa tercih ediyoruz. Ancak askeri tutum almak gerekirse, Başkan Trump'ın buna hazır olduğunu bilmelisiniz" dedi.
PKK/YPG/PYD/SDG'nin, "Suriye ordusundaki Rus kolordusu(!)"na katılımı kesinleşti gibi.
Esad, İdlib'ten "Türkiye'ye karşı savaşacak her gruba destek" mesajı verdi.
***
Sonuç:
"Esed"leştirmeden önce Esad'ı "kardeşim" ilan eden…
Trump'ı "dostum", Putin'i "değerli dostum" varsayan, bir gün ABD'yi, ertesi gün Rusya'yı "müttefik" gören Türkiye; aynı anda hem batı hem de doğu ittifakının "ortak düşmanı" hadi buna çok iddialı diyorsanız "ortak sakıncalısı" haline geldi!
Kemal Kılıçdaroğlu veya Meral Akşener değil, dün konuştuğum "Cumhur İttifakı" mensubu bir milletvekili "Suriye bataklığından bir an evvel çıkabilmeyi" diledi.
***
Hepsinin üzerine bir de, "yok etmediğiniz" müddetçe, değil 32, 32 bin kilometre de sürseniz Türkiye'ye dair hesapları baki kalacak terör örgütü hem sınır ötesinde hem de Türkiye sınırları içinde canımıza kast etmeye devam ederken ve kızlarımız düğünlerinde giymeyi hayal ettikleri gelinlikleri sevdalılarının cenazelerinde giyerken, eleştirmeyelim de taşa mı dönelim; şu "manzara-i umumiye"nin yapımında emeği geçenlere teşekkür mü edelim biz şimdi!
Fıkra gibi…
"Kürtçü" maskeli terör örgütü PKK'nın "terörist bir örgüt değil politik bir hareket" olduğunu savunan…
Her fırsatta, "Kürtçü" maskeli terör örgütü PKK'nın cani başı Öcalan'ı "bir aktör olarak devreye girmeye" çağıran…
"Kürtlerin, CHP'ye oy vermesi tarihi bir hatadır" kadar "etnikçilikten uzak!!!!!" Bir yoruma imza atmışlığı bulunan…
MHP'nin varlığını PKK'ya bağlayan; siyaseti bu kadar "ırk eksensiz!!!!" okuyan…
AK Partili Orhan Miroğlu, CHP'li Aytuğ Atıcı'yı "ırkçılık"la suçladı ve o kadar demokratik ki, karşısındakinin meşru sınırlardaki eleştirilerine tahammül edemeyip birlikte katıldıkları televizyon programını terk etti!
Arada kaynamasın;
Kendisi, aynı zamanda "milli orduya kumpas kuran" Taraf'ın ekibindeydi; Atıcı'yı "Esadı'n ordusunda subay olmakla" etiketledi.
Fıkra gibi değil mi!
Keşke öyle olsa… Bu düzey yazık ki Türk siyasetinin biricik gerçeği!
SORU-YORUM
Varak yok, oyma yok, kakma yok, taş-tuş yok, "dev" hiçbir şey yok, antikanın yanından bile geçmeyen, hele bir "imparatorluk banisi" havası hiç vermeyen alelade iki kanepe, alelade iki sehpa; Putin'in Soçi'deki "Devlet Başkanlığı Rezidansı"nda ağırladığı Erdoğan, kendisini Ramazan aylarında iftara gittiği "fakir evleri"ndeymiş gibi hissetmiş midir?
Benden söylemesi…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı'nın gözaltı fotoğraflarını "yüzde bilmem kaçla seçilmiş olması"na dayandırarak eleştiriyorsanız, "yüzde bilmem kaçla seçilmiş" başka siyasilere dair amansız bir "yargılansın" siyaseti geliştiremezsiniz…