Ekrem İmamoğlu etkisi

Işbara'nın bakıcı teyzesi, 40'lı yaşlarında, Çorumlu, çocuk yaştan itibaren -zaman zaman aynı anda iki işte birden- hep çalışmış. Hafta içi bizdeki mesaisinin üzerine hafta sonları da başka evlere temizliğe gidiyor; dinlenmiyor. "Beyaz Türk" değil, "beyaz yakalı" değil, iktidarın bir hakaret olarak kullandığı haliyle "elit(!)" değil, okul okumamış ama hayatın verdiği dersleri hiç es geçmemiş, hepsine kulak vermiş. Hepsini kulağına küpe etmiş. Çilekeş, ama bir gün olsun "avanta"ya tamah etmemiş erdemli bir köylü kızı. Cevval bir Anadolu kadını.

Etekleri zil çalarak geldi dün sabah;

Mansur Yavaş'a oy vereceğini söylemişti ama bir önceki seçimin travmasıyla "çalarlar mı" diye endişeliydi. Yavaş'ın kazanmasına yordum ilkin sevincini.

"İlk defa bir seçim sonucunu beklerken bu kadar heyecanlandım, gecenin üçüne kadar uyumadım" dedi.

"Niye o kadar uykusuz kaldınız, Mansur Bey'in kazandığı erkenden belliydi zaten" diye karşılık verdim.

"Yok, ona zaten çok sevindik, sokaklara çıkıp kutladık da ben Ekrem İmamoğlu'nu da merak ettim. Bir sürü arkadaşımız İstanbul'a gitti kutlamaya, bir ben gidemedim…" oldu söylediği.

"Bir ben gidemedim" derkenki ses tonunu duysaydınız, evladının düğününü görememiş sanırdınız, öyle içtendi.

Yüksek siyasetten, medyanın, sermayenin tepelerinden uzak sıradan insanların günlük yaşamından küçücük bir örnek;

Hani, Ankara için "domino etkisi" yapar da İstanbul'u da taşır mı diye konuşuyorduk ya…

Nazar değmez de siyasete bu tonda devam ederse, sanırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde gösterdiği dirençle, Orta Anadolulu bir köylü kadınının yüreğinde karşılık bulabilen bir "Ekrem İmamoğlu etkisi"nden söz ediyor olacağız çok yakında Türkiye'nin en ücra köşesinde bile…

Benzetmek gibi olmasın ama biraz Beyoğlu Belediye Başkanlığı'ndan "Başkan(!)"lığa yürüyen Tayyip Erdoğan'ın, biraz "Bir hayalim var" diyerek Amerikan Başkanlığı'na yürüyen "Barack Hüseyin Obama"nın hikayesini andıran bir "sihir" var İmamoğlu'nun attığı adımlarda.

Işıner'in (eşimin) dün gece attığı naralardaki gibi, galiba "geliyor iki gözümün çiçeği"!

Demek ki oluyormuş…

Mansur Yavaş'ın da, Ekrem İmamoğlu'nun da ortak özelliği -arkalarında elbette partilerin kurumsal desteği, teşkilat çalışması vardı ama- kişisel dirayetleri. Kimse kusura bakmasın ama Ankara'da Yavaş değil de bir başka aday olsaydı pekala seçim AA'nın ilk açıkladığı rakamlarla tamamlanabilirdi. Keza İstanbul'da İmamoğlu değil de bir başka aday olsa bu kadar az farkla sittin sene "kazandığı" açıklanmazdı. Son on yüzbin milyon seçimde yaşanmışı var; oradan biliyorum.

İlk defa, seçim gününe kadar süren mücadele, seçim gecesi de sabaha kadar ve hiçbir teknik taktik hataya düşmeden sürdürülmüşse buradaki alkışın muhatapları, "Genel Merkez bir baksın da…", "Genel Başkan bir konuşsun da…", "Genel Merkez ne diyor" diye bakmadan, beklemeden, seçmen iradesinin akıbetini, siyasi partilerin kendi içlerinde verdikleri mikro iktidar mücadelesinin akıbetine endekslemeyen Yavaş ve İmamoğlu'dur.

Ve dilerim, bugüne kadar onların yaptığını yapamadığı için oylarımızı heba etmiş olmaktan ötürü yüzü kızaranlar olmuştur.

Iğdır'da ne döndü?

Bir şey dönmüş olmalı;

Aksi halde, MHP, AK Parti ve İYİ Parti'nin toplam oyu HDP'nin altında kalamazdı.

31 Mart'ta Iğdır'ı yüzde 50,7'yle kazanan HDP, BDP olarak girdiği önceki yerel seçimi ancak yüzde 44'le kazanabilmiş, MHP de tek başına girdiği halde onu yüzde 42,4'lük bir oranla takip etmişti. 2014'te AK Parti'nin burada yüzde 10,9'luk bir oyu vardı. Koy bunu MHP'nin oyunun üzerine: Yüzde 53,3! Hani?

Hadi diyelim ittifaklar seçimini önceki yerel seçimle karşılaştırmak doğru değil, yine ittifakla yarışılan 24 Haziran'a bakalım o zaman:

HDP'nin oyu yüzde 44, MHP'nin yüzde 23,9, AK Parti'nin yüzde 20,7, İYİ Parti'nin yüzde 5,8. Topla: Yüzde 50,4! Hani?

Biri bu sonucu açıklamalı; HDP o 6 puanı nereden aldı?

Ya da şöyle mi sormalı:

Iğdır'da HDP'ye aşağı yukarı 6-7 puanlık desteği kim attı?

Hiç "CHP" diye ezbere konuşmasın kimse; CHP'nin önceki gün aldığı yüzde 2,9'luk orana bakınca fire vermediği ortada; zira önceki seçimde yüzde 0,7 zaten burada alıp alabildiği!

Ankara, İstanbul dururken niye dönüp dolaşıp burayı yazıyorsun diye soran/sorgulayan varsa…

Bunun stratejik önem ve değerini anlarlar mı bilmiyorum ama;

Çünkü Iğdır "serhat"!

Çünkü Iğdır, misal bir gün iktidar yine Ermenistan'a açılmaya karar verirse o açılımın "kapısı" Kars'la birlikte!

Çünkü Iğdır, misal bir gün iktidar yine PKK'ya açılmaya karar verirse, hainlerin "Kürdistan" ütopyası içinde!

Çünkü Iğdır, misal bir gün birileri "etnik" temelli bir "iç savaş"ı kaşırsa, toplumun etnik kimlikler temelinde birbirinden bıçakla kesilmiş gibi ayrıldığı, ayrıştığı, ve bütün tercihlerini bu ayrışma uyarınca yaptığı, bu minvalde "pimi çekilmiş bomba" gibi bir şehir.

Yazarın Diğer Yazıları