Ekonomik kriz bitmiş!
Herkes biliyor Türkiye'nin ağır bir kriz yaşadığını...
Başta ülkeyi yönetenler biliyor.
Hele ekonomi yönetenler krizin ürkütücü boyutunu çok iyi biliyorlar.
İş adamları zaten bu kabusla yaşıyor.
Vatandaşa gelince neredeyse markete giremeyecek kadar krizin kurbanı. Vatandaş et alamıyor bu nedenle tüketimi düştüğünden üreticiler zam yapamıyor.
Başta İstanbul olmak üzere neredeyse tüm Türkiye'ye doğru dürüst yağmur yağmadı. Kuraklık almış başını gidiyor. Böyle giderse buğday ve birçok ekin tarlada kuruyup yok olacak. İstanbul'un birkaç aylık suyu kalmış. Eskiden olsaydı insanlar yağmur duasına çıkardı.
Şimdi bakıyorsunuz tam tersi vatandaş sıcak ve güneşli günlerin devam etmesi için neredeyse duaya çıkacak.
Neden?
Sebebi açık: Son bir yılda yüzde 45 gelen doğalgaz zammı. Bir gün daha kaloriferi yakmadım diye adeta bayram ediyor.
Krizin etkisi o kadar büyük ki! En acısı ise geçen gün bir ilkokul kantincisinin söyledikleriydi:
Aileler çocuklarına harçlık veremediği için kantin iş yapmıyor.
Okula giden çocuğuna harçlık bile veremeyen milyonlarca ailenin bulunduğu ülkede krizin boyutu gözler önünde.
Gel gelelim herkes bu krizi inkâr ediyor.
Dahası yok sayıyor. Her şeyin çok güzel olduğu bir ülke profili çiziliyor.
Televizyon ve ülkedeki gazetelerin büyük bir bölümünde hep Türkiye'nin başarıları yazıyor.
Bu pembe tabloya katkı sağlayanlardan biri de Türkiye'nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü.
Herkes biliyor ki, bankacılık sektörü çok kötü günler geçiriyor. Şirketler batıyor ve bankalar verdikleri kredileri geri alamıyor.
Ancak bu beyefendi geçen gün nereden icap ettiyse bir ajansa açıklama yapıyor.
Bu CEO her şeyin normale döndüğünü anlatmış. İşlerin ne kadar düzeldiğini.
Neden böyle bir açıklama yapmaya gerek gördüğünü anlamak mümkün değil.
Ancak ben bu yöneticiye tek bir şey sormak istiyorum: Madem enflasyon ve kur dengelendi. Türkiye üretim ve ihracatla başarı hikayesi yazıyor, peki senin yönettiğin bankanın karını birkaç gün önce açıkladığın bilançoya göre neden yüzde 18 düştü?
Demecinde "Bu gelişme Türkiye'nin dinamik, tecrübeli bütün kesimleriyle birlikte yürüttüğü politikaların sonucu oldu." diye bir cümle kullanmış.
Bu cümle Sayın Genel Müdür'ün demecinin anlam ve önemini ortaya koyuyor.
Türkiye'nin bugün yaşadığı en büyük sorun inkâr ve kibirdir.
Yıllardır var olan ekonomik krizin inkarıdır. Başarısız bir yönetimin kibiridir.
Türkiye'de yeni bir yasa çıkartılıyor. Ekonomi ile ilgili olumsuz şeyler yazanlara 5 yıla kadar hapis cezası. Şu anda bankalarla ilgili olumsuz bir şey yazılamıyor. Yakında ekonomi de bu kapsama alınacak.
İnkarın yerini yasak alacak.
Kibirin yerini hiçbir şey almayacak. O aynen devam edecek.