Ekonomide dibe az kaldı
Türkiye 2021 sonunda TL krizine girdi. Kriz derinleşti. 2023 Mayıs ve Haziran aylarında hükümet MB başkanı ile Hazine ve Maliye bakanı değişti. Son bir yılda makro göstergeler daha çok bozuldu. Üretici ve tüketicinin güveni düştü.
Türkiye çok hızlı bir çıkmaza giriyor. Millet farkında ve fakat hükümet farkında değil. Bu nedenle halkın morali bozuk ve hükümet güven kaybetti. Ekonominin barutu olan güven kaybı beklentileri de kötüleştirdi.
Nereye gidiyoruz ve ne yapmamız gerekiyor.
1.Güven dip yaptı.
Metropoll araştırmanın son anket sorularına, halkın yüzde 81’i “ekonomi kötü yönetiliyor” dedi. AKP seçmeninin yüzde 63,1’i, MHP seçmeninin yüzde 67,6’sı da ekonominin kötü yönetildiğini söyledi. Anket sorusu ve sonucu şöyle;
Son zamanlarda ülkemizde ekonominin iyi mi yoksa kötü mü yönetildiğini düşünüyorsunuz.
• İyi yönetildiğini düşünüyorum diyenlerin oranı yüzde 16,3,
• Kötü yönetildiğini düşünüyorum diyenlerin oranı yüzde 81,3,
• Fikrim yok diyenler ve cevap vermeyenlerin oranı yüzde 2,4.
Ekonomi ağır bir kriz içinde iken ve bu sorunları ekonomiyi kurtarma görevlisi Mehmet Şimşek de söylüyor iken, ekonomi yönetimi iyi diyenlerin; bu kaostan ve devlet imkanlarından beslenenler olduğu anlaşılıyor. Zaten, bir yıl içinde zengin olanları, arsa ve arazi toplayanları, birdenbire lüks içinde yaşamaya başlayanları toplum çok dikkatli izliyor ve bunların iktidar mensupları ile olan yakınlığını tartışıyor.
TÜİK; Geçen sene Temmuz 2023’te 99,3 olan ekonomik güven endeksi bu sene Temmuz 2024’te 94,4’e geriledi. Tüketici güven endeksi de aynı dönemde 80,1’den, 75,9’a geriledi.
İpsos Haziran 2024 ayı ekonomi dosyasına göre, bu sene Haziran ayında son bir yıl içinde, Türkiye ekonomisinden memnuniyet ve Hane halkının geliri azaldı; Halkın alım gücü düştü.
2. Güven neden dip yaptı?
2001 krizinde hükümet İMF ile işbirliği yaptı ve istikrar programı hazırladı.
2001 yılında yüzde 68,5 olan TÜFE oranı 2002 yılında yüzde 29’a geriledi, 2001 yılında eksi 6 oranında daralan GSYH 2002 de yüzde 6 büyüdü.
Bugünkü hükümet krizi ciddiye almadı. Baştan beri söylediğim gibi bir İstikrar programı yapmadı. 2023 Ocak ayında meslektaşım Binhan Elif Yılmaz’la “Türkiye İçin Kalkınma Modeli” kitabını yazdık. Her vesile ile planlama, istikrar programı, demokratik ve hukuki altyapıda iyileşme önerdim. Hükümet kendi yolunda direndi ve güven kaybetti.
İçerde kayıt dışı ekonomi, yandaş şirketler ve kamu ihaleleri tartışmaları yaygınlaştı. Kısa zamanda kaynağı belirsiz servetler oluştu. Bu şartlarda üretici, tüketici, yerli ve yabancı yatırım sermayesi, hiçbir iktisat politikasının dikiş tutmayacağını düşünmeye başladı.
Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf dedi ve fakat uygulama tersine oldu. Bu durumu millet görüyor. Vergi değişiklikleri piyasada terör estirdi.
Bu durumda halk yeni ekonomi yönetimine güven duyar mı?
Türkiye’nin diğer ülkeleri gereksiz yere tehdit etmesi de halkın moralini bozuyor. Söz gelimi bütün Dünya ve Arap devletleri İsrail’i kınarken, Sayın Cumhurbaşkanı “Nasıl Karabağ’a, nasıl Libya’ya girdiysek, aynısını onlara da yaparız” diyor. İsrail elçisi de “Erdoğan Saddam yolundan gidiyor ve İsrail’e saldırı tehdidinde bulunuyor.
Orda yaşananları, nasıl bittiğini hatırlaması gerekir’’ diyor. Türkiye’yi bu tür tartışmalara sokarsak, yerli ve yabancı kim güven duyar ve Türkiye’ye yatırım yapar?
3.Sonuç nereye gider?
Bu sene Türkiye‘ye kur faiz farkından dolayı sıcak para girdi. Borsaya portföy yatırımları geldi. Şimdi İsrail’i kınamak yerine geliriz diye tehdit edersek veya Suriye’de bir sorun yaşarsak, sıcak para durur mu? Sıcak para çıkışı yeni bir kur şoku demektir.
Bahçeşehir Üniversitesi TEPAV, Bu sene ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre GSYH‘nın yüzde 0,6 oranında daralacağını tahmin etmiş. Turizmde Egede otellerin doluluk oranı yüzde 40, Türkiye cari açık vermeye devam ediyor. TÜFE, baz etkisi ile bir miktar düşse bile yüzde 50 üstünde kalır.
Hükümet, demokraside, hukukta adım atmaz. Eğer erken seçim olmaz ve siyasi iktidar değişmezse, bu gidişatla iktisadi konjonktür dip yapmadan bu günkü krizden çıkamayız. Konjonktürün dip yapması ancak halkın siyasi tercihlerini değiştirir.