Ekmeği dolarla mı alıyoruz?
Dolar kurundaki büyük artış ekonomistlerin hükümeti beceriksizlikle suçlamalarına neden oldu.
Bu suçlamalara hükümet kanadından bir yanıt gelmezken, bazı basın ve sosyal medyada "ekmeği dolarla mı alıyoruz ki? Dolardaki artış bizi ilgilendirsin" tartışmasını başlattı.
Aslında ilk bakışta doğru.
Doları olmayan, dolar borcu olmayan, dolarla ticaret yapmayanları niye ilgilendirsin ki!
Ama öyle değil!
Dolar kurundaki 1 kuruşluk artış, sadece dolarla iş yapanı ilgilendirmiyor 75 milyonluk Türkiye'yi ilgilendiriyor. Hatta anne kucağındaki bebeği bile ilgilendiriyor.
Türkiye akaryakıttan ilaca kadar milyonlarca kalem ürünü ithal ediyor.
Sokaktaki vatandaşı ilgilendiren kısım ise mutfak. Mutfağımıza giren hemen hemen 10 üründen 8'i ithal ediliyor. 20 yıl önce kendi kendine yetebilen bir ülke durumundaki artık bölgede en çok ithalat yapan ülke durumunda.
Gelelim ekmek konusuna. Biz ekmeği dolarla almıyoruz. Ancak ekmeğin yapıldığı unun buğdayını dolarla alıyoruz.
TUİK verilerine göre, Türkiye'de tarım alanları hızla azalıyor. 2001 yılında 40 milyon 967 bin hektar olan tarım alanı 2015 sonunda 38 milyon 551 bin hektara geriledi. En çok azalan ise tahıl ve diğer bitkisel ürünler alanları. Yine 2001 yılında 17 milyon 917 milyon alana buğday ve benzeri tahıl ve bitkisel ürünler ekiyorduk. Bu alan da öyle hızlı düştü ki, 2015 yılının sonunda 15 milyon 723 bin hektara geriledi.
Bunun Türkçesi şu, buğday ektiğimiz tarım arazilerini bozup ev yapmışız.
Peki böyle olunca ne olmuş?
Türkiye mutfağımıza giren ürünleri ithal etmeye başlamış.
Hiç aklınıza Türkiye'nin kuru soğan ithal edeceği gelirmiydi?
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, Türkiye'de kuru soğan ithalatı 21 kat, lahana ithalatı 39 kat, nar ithalatı yüzde 136, karpuz ithalatı yüzde 122, kırmızı mercimek ithalatı yüzde 179 arttı. Türk mutfağının en çok tüketilen ürünleri olan pirinç, kuru fasulye, kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve nohut ithalatında da artışlar yaşandı. Pirinç ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 47, kuru fasulye ithalatı yüzde 38, kırmızı mercimek ithalatı yüzde 179, yeşil mercimek ithalatı yüzde 29, nohut ithalatı ise yüzde 27 arttı. Bir iki yıl öncesine kadar kilosu 3 lira olan nohut bugün neden 8 lira oldu? Tabii ki kur artışından dolayı. Çünkü nohutu dolar ödeyerek alıyoruz.
Türkiye yılda ortalama 4 milyon 100 bin top ekmek unu için buğday ithal ediyor. Bu yıl bu rakam 5 milyona dayandı. Bu bugdayı TL ile almadığımız için USD yani dolar ödüyoruz. Son kur artışı yani doların 2 lira 80 kuruştan 3.45'e gelmesinin ekmeğe faturası çok değil bir iki ay içerisinde büyük bir zam olarak kesilecektir.
Sen yine ekmeği Türk Lirası ile alacaksın ama yediğin her lokmada doların artışının bedelini ödeyerek.
Bu nedenle "ekmeği dolarla mı alıyoruz ki" diyenler gerçekleri o zaman anlayacaktır.
Bu arada dolardaki büyük artışın etkisi önümüzdeki günlerde ikinci dalga olarak yaşamımızı olumsuz etkileyecek. O da akaryakıt fiyatlarında ciddi bir artış olacaktır. Rusya ve Suudi Arabistan üretimi her an kısabilir. Bunu yaptıkları an petrol fiyatları yeniden 80 dolara kadar çıkabilir. Bu da akaryakıta en az yüzde 30 zam demektir.
Bu artışa da "arabam yok ki benzin zammı beni ilgilendirsin" demeyin sakin çünkü Türkiye'de tüm ürünlerin fiyatlarını nakliyeden dolayı akaryakıt belirliyor.