Ege'ye NATO bayrağı olmadan çıkamayacak mıyız?..
Ege ve Akdeniz'de topraklarınızı kayıtsız şartsız teslim ederseniz böyle olur!..
Yunan, gemi azıya aldı...
Yunanistan, İzmir sınırlarımız içinde askeri kara tatbikatı gerçekleştirdikten sonra 27 Nisan'da da Rodos Adası'nın doğusunda uçan 2 Türk F-16 savaş uçağına önleme (it dalaşı) yaptı. "Ne var bunda. Rodos onların adası" demeyin... Lozan Antlaşmasının 13'üncü maddesine göre; Türk askeri uçakları sadece Midilli, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının üzerinden uçamaz. İsmen sayılan dört adanın dışında bulunan Doğu Ege Adaları üzerinden uçuşla ilgili hiçbir sınırlama yoktur. Ayrıca Yunanistan, Paris Antlaşması'nı ihlal ederek Türkiye'ye yönelik jet harekâtı için, Rodos Adası'nda, havaalanı inşa etmiş ve adaya savaş uçakları ile birlikte nakliye uçak ve helikopterleri konuşlandırmıştır. Yunanistan Hava Kuvvetleri, Rodos Adası'nın doğusunda uçan uçaklarımıza önleme yapmak suretiyle, Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Fakat, ne yazık ki; tüm bu olup bitenler Türkiye'nin aleyhine bir şekilde Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde kayıt altına alınıyor. Bizim tarafımızda en ufak bir itiraz kaydı ve hamlesi de yok. Bunlar diplomasi ve uluslararası hukuk alanında birer belge niteliğinde ve süreç, ileride daha da vahim olabilecekler açısından sürekli bizim aleyhimize çalışıyor.
Yıllardır, Ege ve Akdeniz'de dile getirdiğimiz Yunan işgali ile birlikte 28-29 Nisan'da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından gerçekleştirilen bir hamleye dikkatinizi çekeceğim. Hulusi Akar, İzmir bölgesinde bulunan Deniz Kuvvetleri unsurlarında inceleme ve denetlemelerde bulundu, TCG GÖKOVA Fırkateyni'ni ziyaret etti ve geceyi fırkateynde geçirdi.
İktidarın Ege ve Akdeniz'deki akıl almaz ihmallerini belgeleriyle seslendiren eski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'dan tepki geldi. Yalım, "Yunan askeri gemileri, Türk karasularında hiçbir engelle karşılaşmadan seyrüsefer yaparken Türk Genelkurmay Başkanı'nın ancak NATO bayrağı taşıyan gemi ile seyrüsefer yapabilmesi son derece üzüntü vericidir" dedi. Yalım'ın eleştirileri şöyle;
"Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde, TCG GÖKOVA Gemisinin, NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2'de görevli olduğu ve Ege Denizi'nde NATO'nun Düzensiz Göç ile Mücadele Harekâtı'na iştirak ettiği belirtilmiş.
GÖKOVA Gemisi, NATO görevine tahsisli olduğu için Türk bayrağı ile birlikte NATO bayrağı da taşıyor.
Erdoğan, Gül ve Davutoğlu üçlüsü, 17 ada ve 1 kayalığımızı Yunanistan'a alenen verdiği için Ege Denizi ve Akdeniz'de sorun yaşıyoruz. Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik gemileri, kendi karasularımızda, Türk bayrağı ile seyir halindeyken, Yunan gemilerinin sözlü veya fiili müdahalesine maruz kalıyor. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da, sorunsuz bir seyrüsefer için NATO bayrağı taşıyan TCG GÖKOVA Gemisini tercih etmiş.
Yunan Genelkurmay Başkanı Apostolakis, Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde, Yunan bayrağı taşıyan gemi ile Türk karasularında seyrüsefer yapmış ve konu ile ilgili haber YENİÇAĞ Gazetesi'nde manşetten yayımlanmıştı. Apostolakis, üzerinde isim ve rütbesi yazılı olan ve Yunan bayrağı taşıyan F-16 uçağı ile 20 Nisan 2016'da, hiçbir engelle karşılaşmadan Türk hava sahasında uçtu. Apostolakis, Türk kara sularını ve Türk hava sahasını ihlal ederken bile NATO bayrağının gölgesine sığınmadı.
TSK'nın komuta kademesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kara, deniz ve hava sahalarındaki egemenlik haklarına sahip çıkmakla görevlidir. Komuta kademesi, Hükümet direktif vermiyor veya müsaade etmiyor gibi gerekçelere sığınamaz. Anayasa'nın 137'nci maddesine göre Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Hükümet tarafından verilen kanunsuz emir ve direktifler hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren kimseler sorumluluktan kurtulamaz.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk topraklarında dalgalanan Yunan bayraklarını ve Türk topraklarında dolaşan Yunan askerlerini görmezden gelmeye devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'ne ait 17 ada ve 1 kayalığı Yunanistan'a alenen vererek vatana ihanet ve terör suçu işleyen Erdoğan, Gül, Davutoğlu ve suç ortakları elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Cumhuriyet Başsavcılığının görevleri, 5235 sayılı Teşkilat Kanununun 17'nci maddesinde tanımlanmıştır. Bu görevler arasında, vatana ihanet ve terör suçu işleyen suçluları görmezden gelme görevi yoktur."
***
İktidarın durumu malum da!.. Uzun zamandır garibime giden bir durum var; Vatan topraklarının işgali belgeleriyle ortadayken muhalefet liderlerinden bu konuda neden çıt çıkmaz?..
Vatanın bir karış toprağı, bir çakıl taşı için gerçekleri söylemeye, yazmaya-çizmeye bıkmadan usanmadan devam edeceğiz...