Ebru Gündeş uçmayacak da kim uçacak?
"Bir dost gibi davran bana, herkes bizi böyle bilsin.
Bugün burada bütün olanlar, saklı, gizli sürüp gitsin."
Böyle diyor bir şarkısında.. Kim? Ebru Gündeş..
Şarkıcının hayatına baktığınızda, sözlerin sözde kalmadığını da görüyorsunuz..
Devleti yönetenlerin sırdaşına dönmüş bir eş ve bugün onu ziyarete giderken "Gizli-saklı emirle" açılan VIP kapısı..
**
Efendim İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli'nin sorusu ile öğrendik meseleyi..
Biz onu cezaevinde 'kader mahkûmu(!)' sanırken, Amerika'daki ünlü bir restoranda yuvarlarken gördük Reza Zarrab'ı..
Hah işte Ebru Gündeş o Amerika'ya gidiyormuş.. Öyle senin benim gibi sıradan bir yolcu değil tabii.. Ama şöhret yetmiyor VIP'den uçmak için.. İşin yönetmeliği var..
Hatta Ak Partililer, hala oğlu-dayı kızı doldurunca, yakın bir zamanda ayar gelmişti VIP'e..
Ama bu ayar, 'Özel emir'le bozulmuş meğer.. Naci Cinisli sorunca aldığı yanıt bu;
-Ebru Gündeş VIP'i hangi sebep ya da şartla kullanıyor?
-Efendim özel bir emirle kullanıyor..
**
Eee, özel bir adamın, Cumhurbaşkanı'na göre 'hayırsever(!)' iş adamının eşi.. O Very Important Person (Çok Önemli Kişi) olmayacak da ben mi olacağım?
Özel emirle oradaymış.. Vay be..
Cumhurbaşkanı daha iki gün önce laf çakıyor adama, iki gün sonra Ebru Gündeş Rezza'sına 'Özel emirle' VIP'ten uçuyor..
Seviyorum bu ülkeyi..
**
Bu arada olay sebebiyle yeni bir polemik göründü ufukta..
Manken Deniz Akkaya lafı çakmış vallahi;
-Kocası ülkeyi satan kadına VIP hizmet verin..
Allah var, esaslı laf..
Deniz Akkaya bu, istihbaratı kuvvetli bir şahsiyet..
Yalnız magazinin şuh pozlarından, gerçek hayatın ciddi işlerine dalınca hata yapabiliyor insan..
Dedi ki içimdeki ses;
-Deniz bacı, ne satması, adam ülkeyi yönetenlerin yarısını satın almıştı, satın..
***
İstanbul'a üçüncü konukevi şart!
Hazır söz Atatürk Havalimanı'ndan açılmışken bir notu daha düşeyim..
Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta "Üçüncü havalimanı şart deyip yaptılar.. Üçüncüsü açılınca, birincisi kapatılacak.. Elde kalacak iki.. E hani 3 tane şarttı?" diye sormuştum..
Sorumu kafa karıştırıcı bulanlar oldu..
Bu çaptaki zekalar için biraz daha açayım;
-Hani İstanbul Boğazı'nda 2 köprü vardı ya.. Yetmiyor, 3'üncü köprü şart dedilerdi ya.. Ne oldu? Üçüncüsü yapıldı.. Peki diğer ikisi ne oldu? Duruyor.. O yüzden Yavuz Sultan Selim Köprüsü 3'üncü köprü.. Havalimanı işi de ha bunun gibi bir şey..
**
İnşallah bu defa anlarlar deyip asıl mevzuya geleyim..
Bakın haberi böyle duyurdu ajanslar, haber siteleri..
Özellikle diken.com.tr'den aldım ki, aklınızın bir yerinde dursun 'Deve-diken' ilişkisi..
***
Neymiş?
Atatürk Havalimanı'ndaki Devlet Konukevi'nde 3 aydır tadilat varmış..
Yenilenmiş, sağına soluna Cumhurbaşkanlığı forsu monte edilmiş.. Ülkemizin 'itibarına' layık, gösterişli bir hal almış..
Bu tadilat 'Kaç paraya mal oldu?' diye sormuyorum bile..
Yav şunun şurasında 40 gün sonra kapanacak bir havalimanındaki binaya '1 kuruş' bile harcasanız, gözünüze dizinize durur..
Aceleniz ne, göz açıp kapayıncaya kadar 40'ı çıkacak..
Amaaaa, "İstanbul'a ÜÇÜNCÜ DEVLET KONUKEVİ şart" diyorsanız, bak o zaman susarım..
Tevfik Fikret'in 'Han-ı Yağma'sına havale eder, susarım;
"Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"
***
Bugün tam 1 yıl oldu...
Yeniçağ'da birinci yılım doldu..
19 Eylül 2017'de başlayan yazı serüveni devam ediyor..
Bu imkânı veren Sayın Ahmet Çelik'e, Genel Yayın Yönetmenim Hayri Köklü'ye, Sayın Ahmet Yabuloğlu'na, kahrımı çeken Yazıişleri'ne, Batuhan Çolak kardeşime ve her mesajıyla bana güç katan siz sevgili okurlara teşekkür ediyorum..
Verdiğim sözün arkasındayım.. Sıkıntı yok..