Dünyada başkanlık sistemi yürümüyor

Dünyada 43 ülke, tam başkanlık sistemi ile yönetiliyor. ABD'de sistem tabandan geldiği ve kendine özgü bir sistem olduğu için; Güney Kore başkanlık sistemi ise Kuzey Kore nedeni ile henüz oturmamış olduğu için bu ikisini çıkarırsak geriye 41 ülke kalıyor.

· Bu 41 ülkenin 2018 yılı itibariyle fert başına ortalama milli geliri 4.840 dolardır. Bu demektir ki bu 40 ülke ortalama olarak fakir ülkelerdir.

· 41 ülke içinde yalnızca 8 ülkede fert başına gelir 10.000 dolar veya biraz üstündedir.

· 15 ülkesinde fert başına gelir 2000 doların altındadır.

Özetle; bu 41 ülke içinde gelişmiş ülke yoktur. Tamamı orta ve düşük gelir gurubu içindedir.

Demokrasi açısından ise durum daha da kötüdür. Freedom House 2020 raporuna göre, bu 41 ülkeden yalnızca 13'ü, yani yüzde 31.7'si İnsan Hakları Ve Demokratik Özgürlükler Endeksi'ne göre, özgür ülke statüsündedir. Oysa ki, dünya ortalaması olarak, ülkelerin yüzde 45'i özgür ülke statüsündedir.

Sonuç olarak başkanlık sistemi ile yönetilen gelişmekte olan ülkeler iktisadi refah ve sosyal huzuru sağlayamıyorlar. Arjantin, Şili, Venezuela güncel örneklerdir.

Son bir yıldır Şili'de halk, Başkan Sebastien Pinera yönetimine tepki gösteriyor. Ekimin ortasında da metro ücretlerine yapılan zam, olayları tetikledi, ölü, yaralı ve tutuklular var.

Şili'de protestoların nedeni gelir dağılımının aşırı bozulması ve halkın yoksullaşmasıdır. O kadar ki 2020 asgari ücret 420 dolardır. Yılda 5040 dolar eder. Oysaki Şili'de ortalama fert başına nominal GSYH 2018 yılı için 15923 dolardır.

Milletvekili maaşı asgari ücretin 33 katıdır.(bizde 8 katı)

Protestoların altında yatan bir başka neden, özel emeklilik sisteminin kof çıkması ve emekli maaşlarının çok düşük kalmasıdır.

Şili'nin sosyal güvenlik modeli 1981 yılında bireysel ve özel emeklilik sistemi getirilmiş ve bunun için özel şirketler kurulmuştur. Kamusal emeklilik tasfiye edilmiştir. Ücretli işçiler için zorunluluk esasına, kendi hesabına çalışanlar için gönüllülük esasına dayanan özel emeklilik sisteminde, her üyenin katkısının yatırdığı bir bireysel emeklilik hesabı oluşturulmuştur.

Şili'de nüfusun yalnızca üçte biri özel sigorta sistemindedir ve bunların ancak yarısı düzenli olarak primlerini ödeyebilmektedir. Bunun nedeni, insanların büyük çoğunlukla güvencesiz, yarı zamanlı ya da geçici işlerde çalışmak zorunda olmaları, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşmasıdır.

Şili modeli, sosyal güvenliğin yarattığı kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldıramamış, aksine, ekonominin hızla kayıt dışına kaymasına yardımcı olmuştur. Çünkü asgari emekli aylığını aşan miktarlarda gelir almak için bireysel hesapta biriktirilmesi gereken tasarruf miktarını sağlamak zorlaşmıştır.

Bu sistemden emekli olmaya başlayanların eline düşük bir emekli maaşı geçiyor ve bunlar geçim zorluğu çekiyorlar.

Şili Başkanı Pinera askerleri protestocuların üstüne gönderdi ve kendi halkı için ''Çok güçlü bir düşmanla karşı karşıyayız'' dedi. Sonradan özür diledi ve metro zamlarını da geri aldı, ayrıca 20 maddelik reform paketi açıkladı. Bu pakette; Asgari ücretin artırılması, emekli aylıklarının artırılması, parlamenter maaşlarının düşürülmesi gibi önlemler var. Ancak halk bu pakete inanmadı ve protestolar devam ediyor.

Arjantin de bir türlü belini doğrultamıyor. 2001 krizinde yabancı bankalar yurt dışına kaynak transfer ederek krizin ömrünü uzatmış oldular. Bizde 2001 kriz maliyetleri telafi edildi. Arjantin'de edilemedi. Başkan Alberto Angel Fernandez, 2018 de IMF ile stand-by düzenlemesi yaptı. 57 milyar dolar kredinin 44 milyar dolarını kullandı fakat istikrarsızlık devam ediyor.

Venezuela'yı yazmak içimden gelmiyor. Tam bir göçük yaşanıyor.

Türkiye de, FETÖ terörü gibi başkanlık sistemini zorlayan nedenler oldu. İktidar da ağır bürokrasiden kurtulmayı umut etti. Ne var ki sistem işlemedi.

Çözümü, önce parti içi demokrasiyi getirip yeniden parlamenter sisteme geçmemizdir.

Yazarın Diğer Yazıları