Dünya para sistemi yürümüyor

1944 yılına kadar dünya para sistemi altına bağlıydı. Altın rezervlerinin dünya ticaretini gelişmesini sağlamakta yetersiz olması üzerine 1944 yılında dünya para sistemi dolara bağlı bir sistem olarak kuruldu.
Bu sisteme göre bir ons altın 35 dolara bağlandı. Bu durum 1970 petrol krizine kadar sürdü. 1970 petrol krizi ile ABD doların altınla ilişkisinin kesildiğini açıkladı.
IMF ve Dünya Bankası da bu sistemin birer parçası olarak kuruldular.
IMF’nin temel misyonu, dış ödemeler dengesinde sıkıntı çeken ülkelerin bu sıkıntılar nedeniyle ithalat kısıtlamalarına gitmesini önlemek olarak tasarlandı.
Bu sıkıntıları yaşayan ülkelere IMF borç vererek, ithalatın kısıtlanmasını önleyecek ve bu yolla dünya ticaretinde daralmanın önüne geçilecekti.
1970’te doların altınla bağlantısının kesilmesinden sonra, para sistemi daha kırılgan oldu. Küresel süreçte kur savaşları ve 2008 yılında ortaya çıkan finansal kriz, 67 yıl önce kurulan para sisteminin yürümediğini gösterdi.
Para sistemindeki sorunlar ve kur savaşları, gelişmekte olan ülkeler içinde en fazla bizi yaraladı. Sürekli dış açık vermeye başladık ve dış kredi aldık.
ABD ve ulusal politikalar uygulayan Çin gibi ülkeler, sistemin zafiyetine rağmen kârlı çıktılar. Çin cari fazla verdi. ABD ise yaşadığı krizlerin maliyetini dolar rezervi tutan ülkelere ve tüm dünyaya sosyalize edebiliyor. Bu yolla dünyayı sömürüyor.
Bu küresel kriz para sistemi ile birlikte IMF’nin de değişmesi veya yeniden organize edilmesinin gerekli olduğunu ortaya koydu.
Ekonomik krizler, toplam talebin düşmesi büyüme oranının düşmesine neden olmaktadır. Bu yapısal sorunu IMF’nin destekleri çözmeye yetmez.
Küresel krizde, IMF’ye başvuran ülkeler çok az sayıda ve küçük ekonomilerdir. IMF’nin krizlerde ayıracağı kaynak da sınırlıdır. Bizim IMF kotamız 1.191 milyar SDR’dir. Bunun beş katı kadar, yani dokuz milyar dolar civarında acil destek alabiliyoruz.
Türkiye’nin yapması gereken, aşırı kırılganlığa yol açan sıcak para hareketlerini kontrol etmek ve sıcak parayı yatırımlara yönlendirmektir. Bu epey zor bir sorundur... Çünkü her şeyden önce piyasada spekülatif hareketleri kontrol etmek gerekir. Aynı zamanda kur politikasını değiştirerek, kontrollü kur sistemine geçmek, cari açığın çözülmesi açısından kaçınılmazdır. Yine içinden çıkılmayacak kadar karmaşık olan faiz sistemini de düzene konulmalıdır.
Yeni para sistemi nasıl olmalı?
Her şeyden önce, dünya para sistemini tek başına dolara bağımlı olmaktan çıkarmak gerekir. Dünya para sistemini dolar yerine, dolar, euro ve Yen’den oluşan bir sepete bağlamak gerekir.
Bu sepette yer alacak her üç para da, ülkelerin GSYH’sı ile orantılı olacaktır. Böyle bir sepete bağlanacak dünya para sistemi daha güvenli ve istismara imkan vermeyecek bir sistem olacaktır.
Üçlü sepete bağlı para sistemine geçildikten sonra, on yıllık bir hazırlıkla Dünya Merkez Bankası kurulmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları