Dünya bu kötü mirastan nasıl kurtulur?
Son birkaç yıldır, dünyada büyüme oranları düşüyor. Bu sene dünyada ortalama büyüme oranları yüzde 2,6 olarak tahmin ediliyor. Gelişmiş ülkelerde, ABD yüzde 2,0 düşük büyüme ve Euro Bölgesi’nde -0,1 daralma olacağı tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerde Asya Pasifik ülkeleri büyüme tahmini 6,8 ve Latin Amerika ülkeleri büyüme tahmini yüzde 3,9 dur.
Bizim ekonomi kırılgan olduğu için, dünya ekonomisi canlı olduğunda herkesten fazla büyüyor, durgun olursa herkesten fazla daralıyor. 2012 yılında yüzde 2,2 olan büyüme oranı bu senede en fazla yüzde 3 olarak ve gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında bekleniyor.
Dünya ekonomisinde görünen odur ki küresel süreç tersine gitmeye başladı... İşler iyi gitmiyor. Küresel süreci getiren, spekülatif sermaye hareketleri, finansal balonlar artık bu süreci baltalamaya başladı. Dünya ekonomisini ve ülkelerinin siyasi hayatını yöneten Soros tipi spekülatif sermaye ömrünü tamamladı.
Aslında iktisat tarihine bakılırsa, hakim politikaların ömrünün 30- 40 yıldan fazla olmadığı anlaşılır. 1930 Dünya Buhranı, Keynesyen politikaları yaratmıştı. Bu politikalar devletin borçlanarak ve daha bol harcama yaparak, faizleri düşürüp yatırımları artırmak, bu yolla toplam talebi artırmayı öngörüyordu. İkinci dünya savaşından sonra bu politikalar 30 yıl aralıksız uygulandı... Ancak 1970’li yılların ortasında, petrol krizleri, stagflasyon (enflasyon ve durgunluğun bir arada ortaya çıkması) daha sonra gelişmekte olan ülkelerin borç krizi bu politikaları bitiren sonuçlar oldu.
1980 sonrası, Monoterist (parasalcı) politikaların öne çıkması ve küreselleşme sürecinin başlaması, alternatif yeni politikalar olarak bugüne kadar geldi. Bugün 2008’de başlayan kriz henüz çözülmedi. Parasal genişleme yalnızca spekülatif sermayenin kârını artırdı. Eksi reel faize rağmen Çin dışında yeni yatırımlarda artış yaşanmadı. Küresel ölçekte balon devam ediyor.
Dünya, küreselleşmenin getirdiği bu kötü mirastan nasıl kurtulacak?
1) Öncelikle dünyanın bugüne kadar yaşadığından farklı bir siyasi huzurun sağlanması gerekir. Dünya barışı her halde insan doğasına aykırı geliyor. Buna rağmen insanlık isterse bu huzuru, tüm ülkelerde demokrasiyi getirerek kısmen sağlayabilir. Demokrasi, aynı zamanda global dünyanın, ekonomik özgürlüğün ve serbest piyasanın ön şartıdır. Birleşmiş Milletler, bütün ülkelerde demokrasi kararı alabilir mi? Dünyadaki kargaşayı kâr hanesine yazan ve dünya jandarmalığı yapan devletler isterse ve silah ticareti yapan baronlar engel olmazsa, Birleşmiş Milletler kendi üyeleri için demokrasi şartını koyabilir ve demokratik olmayan ülkelere, dikta rejimlerine baskı yapabilir.
2) İkinci olarak, aşırı kırılganlık kazanmış olan dünya para sistemi yeniden yapılandırılmalıdır. Dünya para sistemini tek başına dolara bağımlı olmaktan çıkarmak gerekmektedir. Dünya para sistemini dolar yerine, ‘Dolar, Euro ve Yen’den oluşan bir sepete bağlamak gerekmektedir. Bu sepette yer alacak her üç para da ülkelerin GSYİH ile orantılı olmalıdır (Dolar, %47, Euro %38, Yen %15). Böyle bir sepete bağlanacak dünya para sistemi daha güvenli ve istismara imkan vermeyecek bir sistem olacaktır. ABD’nin dolar basarak dünyayı sömürmesi önlenecektir. Kur savaşları ortadan kalkacaktır. İhracatta kur savaşları yerini kalite ve verimlilik yarışına bırakacak bu yolla dünya refahı artacaktır. Üçlü sepete bağlı para sistemine geçildikten sonra, on yıllık bir hazırlıkla Dünya Merkez Bankası kurulmalıdır.
John Maynard Keynes, 1944 yılında bir Dünya Merkez Bankası kurulmasını önermiştir. Keynes’e göre bu banka bütün ülke merkez bankalarının üstünde bir uluslararası merkez bankası konumunda olacak ve Bancor adlı bir rezerv yaratabilecektir. Keynes’in önerisi bugün için geçerli bir öneridir. Birleşmiş Milletler kararı ile ve arkasında Birleşmiş Milletler’in olduğu bir Dünya Merkez Bankası ve bu bankanın yaratacağı rezerv para Bancor (altın para), para sisteminde istikrar sağlayacaktır.