Dövizde kur politikası ve kur endeksi değişmelidir
Merkez Bankası’nın hazırladığı, nominal efektif döviz kuru (NEK), Türkiye'nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, Türk Lirası (TL)'nin nispi fiyat etkilerinden arındırılmış ve ağırlıklı ortalama değeridir.
Basite indirgersek, söz gelimi Dolar/ TL kurunda dengenin korunması için TL’nin TL enflasyonu eksi dolar enflasyon farkı kadar artması gerekir.
2023 TL enflasyonu yüzde 64,77 ve 2023 dolar enflasyonu 3,40 oldu.
Bu demektir ki 2023 yılında dolar kuru yüzde 61,37 artsaydı, TL’nin dolara karşı 2022 ortalama değeri korunmuş olurdu.
2022 Aralık ayında aylık ortalama dolar kuru 18,6741 TL idi. 2023 Aralık ayında 29,1043 oldu. Yıllık artış yüzde 55,81’dir. Bu artış yukarıda hesapladığımız 61,37 oranının altındadır. Demek ki 2023 yılında TL dolara karşı reel olarak değer kazandı.
Ama 2003 baz yılı ve TÜFE‘ye göre TL, Mayıs 2024 ayında, dolara karşı yüzde 38,54 oranında daha düşük değerdedir.
Merkez Bankası 2003 baz yılı Reel kur endeksini, enflasyon oranları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre hesaplıyor;
2024 Mayıs ayında TL’nin, bir dolar ve bir Euro’dan oluşan döviz sepetine karşı;
*TÜFE’ye göre yüzde 38,54,
*TÜFE ve gelişmekte olan ülkelere göre yüzde 50,43,
*TÜFE gelişmiş ülkelere göre yüzde 29,04,
*Yİ-ÜFE’ye göre yüzde 6,34 oranında daha düşük değerdedir.
2003 yılının baz alınmasının nedeni, o yıl kurların istikrarlı olmasındandır.
Ancak aradan 21 yıl geçti. 2003 yılının baz yılı olarak alınması, piyasa gerçeklerini yansıtmıyor. Kaldı ki millî paranın değerini yalnızca enflasyon farkı değil, ayrıca paraya olan talep, reel faiz, para arzı ve ülkenin zenginliği ve güvenirliği gibi faktörler belirler.
Türkiye 2003 yılından, 2023 yılı sonuna kadar 20 yılda 720 milyar dolar cari açık verdi. Cari açık kaynak ve servet kaybı demektir. Ülkemiz nispi olarak yoksullaştı.
Öte yandan Türkiye ucuz diye geçen yıla kadar, sınır illerinden komşu ülkeler alışverişe gelirdi. Şimdi gelmiyor. Cazibesi kalmadı.
Bir… Bu gerekçelerle MB 2023 yılını baz yılı olarak alıp, yeni bir reel kur endeksi hesaplamalıdır.
Şu sıralar, Merkez Bankası rezervleri de ilk defa düşük de olsa son haftada 668 milyon dolar artıya geçti. Bu da reel kur endeksinin baz yılını değiştirmek için doğru zaman demektir. (Aşağıdaki tablo.)
İki…Dalgalı kur politikasını değiştirip, yerine yarı sabit kur politikasına geçmeliyiz.
Nedenlerine gelince:
Dalgalı kur politikası nedeni ile 2003 yılından itibaren giren sıcak parayı kontrol edemedik. Bu nedenle dışarıya yüksek miktarda reel faiz çıktı. Cari açık oluştu. Ayrıca 2012 yılına kadar sıcak para nedeniyle ekonomi aşırı kırılgan oldu. Üretimde ithal girdi payı arttı. Bugünkü krizlerin temelinde bu spekülatif sıcak para girişi yatıyor.
Doğrudan yabancı yatırım sermayesi kalıcı sermayedir. Sıcak para hızlı girer ve çıkar. İstikrarı bozar. Aşağıdaki grafikte sıcak para girişinin daha yüksek ve daha kırılgan olduğu görülüyor. Başkanlık sitemi ile 2018 ve sonrasında sürekli sıcak para çıkışı oldu ve üst üste iki kur şoku yaşadık.
Türkiye’de vadeli döviz işlemleri piyasası Batı düzeyinde gelişmediği için, kur belirsizliği ve oynaklığı daha yüksek oldu. Döviz kurunda aşırı oynaklık, para ve faiz politikasının etkinliğini düşürdü. Böyle bir piyasa kur istikrarı mümkün değildir.
Türkiye kambiyo sisteminde değişikliğe giderek spekülatif sermayeyi kontrol etmeli, doğrudan yabancı yatırım sermayesini teşvik etmelidir. Dalgalı kur sitemini değiştirip, yarı sabit kur sistemine dönmelidir. Reel kur endeksini 2023 baz yılına göre yeniden düzenlemelidir.