Dolar/faiz de spekülatif kazanç devam eder mi?
İki ay önce 28 Mart 2024 tarihinde dolar/TL kuru 32,45’idi. Aynı gün Merkez Bankası verilerine göre üç aya kadar mevduata verilen yıllık faiz yüzde 64,30 idi. İki ay önce 28 Mart’ta 1000 dolarını bozduranın eline 32 bin 450 lira geçti. Bunu mevduata yatıranın eline faizi ile birlikte iki ay sonra 35.928 lira geçti.
28 Mayıs’ta dolar/TL kuru 32,18 oldu. İki ay önce bin dolarını mevduata yatıran mevduat ve faizinden eline geçen TL’ ile bu defa 1116 dolar aldı.
Kısa vadeli sıcak para bu nedenle faizden ve borsadan para kazandı ve daha çok sıcak para girdi? Ancak sorun aynı sürecin bundan sonra da devam edip, etmeyeceğidir.
1.Merkez Bankası verilerine göre 28 Mayıs’ta 3 aya kadar mevduat faizi iki ay öncesine göre çok az düştü, yüzde 63,1 oldu. Demek ki dolar kuru artmazsa aynı avantaj devam eder.
2.Borsanın geçmişine bakarsak, Bist 100 endeksinin aynı artış trendinde devam etmesi çok zor görünüyor. Yabancının satıp çıkması daha büyük olasılıktır.
3.Sıcak para çıkarsa, dolar kuru da artar. Sıcak para çıkmazsa da dolar kurunu zorlayan riskler var. MB reel kur endeksine göre TL’nin yüzde 40 oranında daha düşük değerde olmasına rağmen, dolar kuru 32 lirada sabit kalmaz, çünkü Türkiye’de enflasyon yüksek ve riskler daha fazladır.
Her şeyden önce, döviz ihtiyacı devam ediyor. Cari açık ve bir yılda ödenmesi gereken dış borçlar döviz ihtiyacını artırdı.
2024 Özel sektörün toplam döviz pozisyon açığı 84,7 milyar dolar, kısa vadeli pozisyon açığı 58,1 milyar dolardır. Yüksek değil ama döviz kazanamayan bir ekonomide yüksektir. Pozisyon açığı varsa, döviz ihtiyacı yüksek demektir.
Dolar kuru dünyada da düşmüyor. ABD faiz indirirse dolar endeksi düşer. Ancak halen ABD’de TÜFE 3,1 ve 10 yıllık hazine faizi 4,41’dir. Yani reel faiz oranı 1,27’dir.
Fed, TÜFE’yi yüzde 2 seviyesine indirmeden faizleri indirmeyeceğini açıkladı.
Yüksek de olsa, dolar kuru değerini koruması için TL enflasyonu ve Dolar enflasyonu arasındaki fark kadar artması gerekir. TL enflasyonu Mayıs’ta yüksek çıkacak bu sene yüzde 50-55 seviyesinden aşağı düşmez.
Daha önemlisi, bu tür kısa vadeli spekülatif karlar ve zararlar üstüne kurulu bir ekonomik düzende kırılganlık yüksek demektir. Bu nedenle sık sık sorun yaşayacağız.
Bu günkü ekonomi yönetimi AKP‘nin ilk yıllarında da yaklaşık aynı ekipti. Bu ekip günü kurtarmaya odaklıdır. 2003 -2012 yılları arasında da sıcak paraya taviz verdiler. Bol sıcak para geldi, TL aşırı değerlendi, ama üretim de ithal girdiye bağımlı hale geldi.
Odalar Birliğinin o dönemde yaptığı bir ankete göre; 2003 yılında sanayide ithal aramalı ve hammadde girdi payı yüzde 56,4 iken, 2007 yılında bu pay 61,8’e yükselmiş.
Bugün cari açığın temel nedeni, o dönemde ithal girdi payının artmış olmasıdır. Krizlerin temel nedeni ise aşırı spekülatif ve yüksek kırılgan piyasa yapısıdır.
Bütün bunların altında ise vizyonsuz günü kurtarma politikaları yatıyor. Bugün de aynı hikaye devam ediyor.