Doğu Akdeniz alarm veriyor
Ege’de işgal ettiği 18 Türk adasından 16’sını silahlandıran Yunanistan adalarımıza yerleştirdiği askerlerle 28-29 Nisan’da Bulamaç ve Keçi adasında gerçek mermi ve silahlarla atış tatbikatı yaptı. MSB Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım bu skandalı “Tatbikat değil, bayrak ve egemenlik gösterisi yapıyorlar. Türkiye’yi tahrik ediyorlar. ‘Adalar benimdir’ mesajını dünyaya vermek istiyorlar” diye açıkladı.
Yunanistan’ın bu küstah girişimleri yeni değil tabiki. 2012 yılında Dışişleri Bakanına adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilip edilmediği sorulmuş ve cevap olarak “Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizcik, Bulamaç, Limnon, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dionides ve Koytensi adalarının Yunanistan tarafından fiili işgal altında olduğu” bildirilmiştir.
Yunanistan bir oldu-bitti ile adalarımıza el koymaya ve işgaline meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır. Yakın tarihimizde bırakın bir adayı “Kardak Kayalıkları”na bayrak dikmek istediklerinde ülkemizin göstermiş olduğu irade ve kararlılık ortadadır. Kardak Kayalıklarına operasyon düzenleyen SAT komandoları ve uçuş yapan pilot, değerli ağabeyim Ali Türkşen, Ercan Kireçtepe ve Namık Sevinç operasyonları ayrıntıları ile anlatabilirler. Gerçi bu kahramanlarımız ödül olarak Balyoz ve Poyrazköy kumpaslarında esir edilmişti ancak o dönem yaşananları yine de onlardan dinleyebiliriz.
Şimdi aynı Yunanistan adaları işgal etmekte ve silahlandırmaktadır. Ne yazık ki vatan, millet, bayrak ağızlarından düşmeyen değerli yöneticiler sessizce izlemektedir.
Vatan toprağı işgal ediliyor ancak ses çıkaran yok. Sadece, vatan toprağı değil Mavi Vatan da işgal altında. Doğu Akdeniz’de de durum farklı değil. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan Mavi Vatan topraklarını da işgal etti ve bir oldu-bittiye getirmek istemektedir.
Değerli komutan Cihat Yaycı’nın kitabından öğrendiğimize göre yıllarca kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) olarak tespit edilen sınırlarımız yanlış hesaplanmış. Doğu Akdeniz’de bulunan kıyıdaş ülkelerle deniz yetki alanlarımızın belirlenmesinde düşey hatlar prensibi benimsenmiş. Cihat Yaycı komutan, “Yetki alanlarımızın belirlenmesinde milli menfaatlerimize uygun olan diyagonal hatları kullanması gerekmektedir” diyor.
Doğu Akdeniz’de varolan enerji rezervleri o kadar büyük ki Türkiye’nin 572 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak düzeyde. GKRY ve Yunanistan oldu-bitti yöntemi ile ülkeler arasında toplantılar düzenlemekte, üniversitelerde sözde yetki alanları ile ilgili haritalar hazırlattırıp, ihale düzenleyerek işgal edip arama yaptığı bölgelere meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır.
Türkiye, bu yapılan hukuksuzluklar karşısında ciddi önlemler almaktadır. Akdeniz’de kıyısı bulunan 7 ülke MEB ilan etmesine rağmen MEB ilan etmeyen tek ülke konumundadır. 27 Kasım 2019 tarihine kadar da KKTC dışında herhangi bir kıyıdaş ile sınırlandırma anlaşması imzalamamış devlet durumundayız.
GKRY, 12 Nisan 2004 tarihinde “Sözde Kıbrıs” adına MEB ilanında bulunmuş ardından da ülkelerle MEB sınırlandırma anlaşması imzalanmıştır.
Tabi Türkiye’nin bu süreçte arama, sondaj çalışmaları, Libya ile imzalanan mutabakat muhtırası son derece önemlidir. Libya ile MEB anlaşması en kısa sürede gerçekleştirilmeli hatta aynı anlaşma İsrail ile de yapılmalıdır. Bu ulusal menfaatlerimiz gereği önemlidir. Aksi takdirde Yunanistan-Mısır ve Yunanistan – GKRY arasında deniz yetki alanlarının paylaşımına dair anlaşmaların imzalanması durumunda ulusal menfaatlerimiz zarar görecektir. Böyle bir durumda 189 bin kilometrekare olan yetki alanımız 41 bin kilometrekare ile sınırlandırılacaktır.
Yunanistan’da binlerce kişinin çalıştığı bir “Türkiye masası” bulunmaktadır. Bu masa tüm dünyada lobi çalışmaları yapmaktadır. Türkiye’de de “Yunanistan Masası” bulunmaktaydı ancak dağıtıldı. Ve Şu anda küçük bir şube olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
Yunanistan’ın bu küstahlıklarına uluslararası hukuk haklarımıza, vatan ve Mavi Vatan topraklarımızın kaybedilmemesi için Doğu Akdeniz’de kıyısı bulunan ülkeler ile ikili anlaşmalar bir an önce yapılmalı ve MEB haritaları yayınlanmalıdır.
Kardak kayalıklarında gösterilen irade ve kararlılık aynı şekilde gösterilmelidir. Ali Türkşen gibi kahramanlar halen şanlı Türk ordusunda mevcuttur.