Dıştan içe Türkiye

Son 17 yıldır Türkiye'nin yerinden oynatılmayan tek devlet çivisi var mı acaba? Devlet bileşenlerinin ve geleneklerinin bütün kurumsal yapısı neredeyse ters yüz edildi.

Buyurun size en son olay.

Ülkücü katili olarak suçlanan Ozan Ceyhun'la birlikte diplomat kökenli olmayan büyükelçi sayısı 23'e çıkmış. Bunlardan dördü çift uyruklu. Hem Türk ve hem de yabancı. Üstelik bunlardan bazılarının geçmişi karışık. Kiminin adı rüşvete karışmış, kimi siyasal olayların kundakçısı olarak anılıyor.

Türkiye Cumhuriyeti bunlara mı kaldı?

Bulundukları ülkelerde Türkiye'yi ve Türkiye'nin uluslararası sırlarını bilecek olan bunlar mı diye sormadan edemiyor.

En son atanan Alman vatandaşı, Ozan Ceyhun ise tam anlamıyla bir skandal. Cumhur ortağı MHP'nin duyarlıklarını hiç önemsemeden bu adamı Viyana gibi önemli bir başkente Türkiye'yi temsil edecek yetkiyi vermiş.

Nereye gidersen git geçmişin hep arkandan gelir. Artık bu sosyal hayatın bir kuramıdır. Ozan Ceyhun, ülkücü camia açısından rahmetli Mustafa Erol'un şehit olduğu olayın planlayıcısıdır. 1 Mart 1977'de Öğrenci Yurduna atılan o bomba, yaşayacak günleri olacak bir genci hayattan kopardı. Kendisi "haksızlığa uğruyorum" diyor. Madem haklıydın öyle ise neden yurtdışına kaçtın diye bizim de sormamız gerekiyor?

Burada olayın tartışmasını yapacak değiliz. Biz ilgilendiren şey şu: Arkadaş, sen hem "Cumuhur ortağıyız" diyorsun ve hem de ortağının hassasiyetlerini yok sayıyorsun bu nasıl bir anlayış.

İki, Türkiye'de yabancı dil bilen başka kimse kalmadı mı ki, bula bula bir Alman vatandaşını bulup elçi yapıyorsunuz? Bu yaptığınız şeyin Türkiye'nin beka davasıyla nasıl bir ilişkisi var?

Üç, şaibesi olmayan kimse mi kalmadı da bunları bulup bulup elçi yapıyorsunuz?

Dört, Ermeni tasarısına Türkiye'yi suçlayan bir adamı, Türkiye'yi temsil edecek büyükelçi yapmak neyin nesidir? Dolaylı olarak Ermeni tezine destek mi veriyorsunuz?

Şimdi bir de kendimize bakalım.

İktidar bunları yaparken MHP kurumsal olarak neden tepki vermiyor da ikinci üçüncü şahıslar üzerinden konuşuyor? MHP'den Cemal Enginyurt'un gönül alıcı, tepkileri hafifletici demeçlerinin hiçbir önemi yok. Çünkü o kurumsal MHP kişisi değil. Kendisi birey olarak MHP milletvekili Cemal Enginyurt'tur. Hepsi o kadar.

BBP ne yapıyor bilen var mı?

***

Esat gidene kadar

Türkiye'nin Suriye'de bulunmasının asıl nedeni belli oldu. Esat gidene kadar oradayız.

Devletin resmi ağızlarından anladığımız bu.

Türkiye Suriye'deki bütün hesaplarını Esat'ın gitmesi üzerine kurmuş.

Peki gitmezse?

Gitmezse gidene kadar bekleyeceğiz.

Esat'tan kastımız aslında Baas rejimidir. Türkiye'dekiler, Baas rejiminin yıkılıp yerine yeni bir rejim kurulmasını bekliyor. Muhalefetin "Esat'la görüşün" demesine karşılık iktidarın "halkını öldüren katille ne görüşeceğiz" gerekçesiyle reddetmesinin temelinde işte bu beklenti var.

Sünni ağırlıklı yeni bir Suriye hükümeti ve yeni bir siyasal sistem kurulması. Türkiye'deki iktidar, bu belirlemede "ılımlı muhaliflerin" temsilcisi olarak masada olmak istiyor. İdlib'deki temel sorun da buradan kaynaklanıyor.

Türkiye'deki yönetim, İdlib'i elden çıkarırsa Suriye'nin geleceği ile ilgili masada yerini alamayacak. Belki de Esat ilerledikçe kendi sınırlarının içine çekilmek zorunda kalacak. Bu sebeple İdlib kritik ve önemli bir bölge.

Gerçi Esat'ın da amaçları da bunu destekler nitelikte. O da, İdlib'deki sünni Arapları kendinden saymıyor. Teröristleri bahane ederek üzerlerine varil bombası atıyor. Bu vahşetten kaçan insanları da Türkiye'nin üzerine sürüyor. İşin doğrusunu söyleyeyim mi, alttan alta, bir dip dalga olarak Sünni-Nusayri çatışması yaşanıyor.

Bu durumda Türkiye'nin Suriye sorunu yakında çözülemeyecektir. Ve Türkiye ekonomisi ister istemez Suriye üzerinde harcama yapaya devam edecektir.

İster istemez şehitler de vereceğiz.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları