Dışa yönelik ve içe yönelik milliyetçilikmiş! (1)
AKP’nin “çakma milliyetçilik” veya “kullan at milliyetçiliği” seçimlere yönelik yine başladı. Türk milletinin gerçekleştirilen bütün psikolojik operasyonlara rağmen devleti ve milli menfaatleri konusundaki hassasiyetleri ve AKP’nin PKK ile müzakere sürecinde verdiği/vermeye hazırlandığı tavizler karşısında şüpheleri devam ediyor. Erdoğan, Türk milletinin bu hassasiyetlerini aşmak, şüpheleri yatıştırmak amacı ile Türk milliyetçisi söylemleri uygulamaya soktuğu görülüyor. Türkiye aslında AKP iktidarı sırasında bunu bir çok kez özellikle de TRT Şeş adlı bölücü kanalın yayına başlamasından önce yoğun bir şekilde yaşadı. Kendi kendinize bir sorun bakalım, TRT Şeş’in yayına başlaması öncesinde Erdoğan neden “ya sev ya terk et” diyordu? 12 Haziran seçimleri yaklaşırken yine liberallerle kavgalar, Kırgızistan ziyareti, KKTC’li AKP’lilerin Türkiye’ye küfretmeleri üzerine sözde sertleşmeler (bu konuda bkz. 7 Şubat 2011 tarihli yazıma) gibi eylemlerle AKP ne kadar milliyetçi olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu arada AKP’den milletvekili olmaya çalışan içlerinde bazı akademisyenlerin de AKP destekli dergilerde olduğu bir küçük grup, aslında MHP’nin değil, AKP’nin gerçek milliyetçi olduğunu açıklayan büyük teorik yazılar yayınlıyorlar. Bu “teorisyenlere” göre MHP içe yönelik milliyetçilik yapıyormuş, AKP ise dışa yönelik milliyetçilik yapıyormuş. Oysa bu teorisyenler bir gerçeği unutuyorlar. Milliyetçilik iç ve dış milliyetçilik diye ikiye ayrılmaz, bir bütündür.
Bu teorisyenlerin milliyetçiliği “iç milliyetçilik” ve “dış milliyetçilik” diye ikiye bölmesinin nedeni AKP’nin Türkiye’yi PKK ile müzakere sürecinde etnik federasyon üzerinden bölünmeye götürdüğünü gizlemektir. AKP bölge kalkınma ajansları ve şimdi valilerin seçimle gelmesi ile Anayasanın giriş ve ilk dört maddesini değiştirmeye hazırlanan, Türk milleti kavramını anayasadan çıkarmayı hedefleyen yaklaşımı ile federasyon politikasını resmileştirdiği için teorisyen arkadaşlar bu konuyu gündem dışında tutmaktadırlar. Ayni kişiler MHP’yi ise içe yönelik milliyetçilik ile suçluyorlar, fakat bu suçlamanın içini pek açmıyorlar, açıkça belirsiz bırakıyorlar. Tabii şunu da söylemeleri mümkün değil: “MHP suçlu, çünkü Türkiye’nin bölünmesini istemiyor.”
Gelelim AKP’nin dışa yönelik milliyetçiliğine... Bu teorisyenler AKP’nin dışa yönelik milliyetçi politikalar izlediğini
savunuyorlar.
1) 1 Mart 2003 Tezkeresine AKP Hükümeti “evet” dedi. Erdoğan ve Gül bu sonuç üzerine köpürdüler mi köpürmediler mi? Blok olarak “Hayır” diyen CHP ve sadece bir kısım AKP milletvekili değil mi idi?
2) Yunanistan-İngiltere-Rum kesimi ve BM’nin KKTC’ye karşı ortak komplosu olan Annan Planına AKP ve şimdi Türkiye’ye küfreden KKTC’li AKP’liler “evet” dediler mi demediler mi? Erdoğan, şimdi şehit kanları dökülerek alındı ve stratejik önem sahip dediği KKTC topraklarının büyük bölümünün Rumlara verilmesine, Türk Ordusunun bölgeden çıkmasına ve KKTC bayrağının son kertede gönderden inmesine onay verdi mi vermedi mi?
3) Türkmen kenti Telafer, Amerikan Ordusu ve peşmergeler tarafından beş büyük saldırı ile tekrar tekrar yok edilmeye çalışılırken AKP sustu mu susmadı mı?
4) Türkmen kenti Kerkük’ün Barzani ve Talabani tarafından işgal edilmesi sineye çekilip gizlice kabul edildi mi? PKK’nın K. Irak’tan Türkiye’ye saldırılarını sürdürmesi karşısında aciz kalınmaktan başka ne yapıldı? Kuzey Irak’ta bir Kürdistan kurulması bugün Türkiye tarafından desteklenmiyor mu?
5) Obama, TBMM’de “Ermenistan ile uzlaşın” talimatını verdikten sonra kardeş Azerbaycan’ın arkasından Ermenistan ile iş çevrilmesi üzerine Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin bozulmasına neden olundu mu olunmadı mı?
6) Davos’ta “one minute” dedikten sonra, 49 yıllığına Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazinin İsrail firmalarına devri için AKP hükümeti çalıştı mı çalışmadı mı?
Bu listeyi uzatmamız mümkün. Bunların hangisi milliyetçiliktir? Konuya kaldığımız yerden yarın devam edeceğim.