Yalnızca bir ilimizden, Van’dan bir iki örnek vereceğiz.. 10.09.2014 tarihinde sabah saat 09:00 sularında Van İpekyolu İlçe Başkanı Rasim Aslan’ın danışmanı ve aynı zamanda Ak Parti İlçe Teşkilatı üyesi olan eski korucu Burhan İşim, Karşıyaka’daki evinden çıkıp biraz yürüdükten sonra 7 No’lu Sağlık Ocağı önünde PKK/KCK terör örgütünün şehir yapılanması içerisinde faaliyet gösteren YDGH mensubu şahıs ya da şahıslarca silahlı saldırıya uğradı. Başından yaralanan Burhan İşim’in hayati tehlikesi devam ediyor.
Ak Parti İpekyolu İlçe Başkanı Rasim Aslan’ın akrabası da olan Burhan İşim’e yapılan saldırının örgüt tarafından Rasim Aslan’a mesaj niteliğinde olduğu konuşuluyor. Rasim Aslan geçtiğimiz haftalarda Van Emniyet Müdürlüğü’ne giderek İl Emniyet Müdürü Mahmut Karaarslan ile bir görüşme gerçekleştiriyor. Bu görüşmede Rasim Aslan, PKK/KCK terör örgütü tarafından tehdit edildiğini bildiriyor ancak bu konuda Emniyet Müdürü herhangi bir adım atmıyor.
Rasim Aslan’a ne bir koruma tahsis ediliyor ne de söz konusu tehditle ilgili bir soruşturma başlatılıyor.
İddialara göre...
5 Temmuz 2014 tarihinde yaşanan molotof bombalarının da kullanıldığı kanunsuz eylemlere müdahale sırasında 2 polis memuru terör örgütü mensuplarının açtığı ateş sonucu uzun namlulu silahlarla yaralanmıştı. 16 Ağustos 2014 tarihinde trafik kazası ihbarı yapılarak çağrılan polis aracına uzun namlulu silahlarla ateş edilmişti. Ancak bu olaylarla ilgili olarak Van Emniyet Müdürlüğü’nce herhangi bir operasyon yapılmadığı gibi, herhangi bir kimlik tespiti de yapılamadı.
Van’da yaşanan bu olaylar vatandaşı ciddi olarak etkilemekte olup, devletini seven vatandaşı devlete, valiliğe, emniyet birimlerine olan güvenini kaybetme noktasına getirdi. Şehirdeki bu terör saldırıları sonrası vatandaş can güvenliğinden endişe duyuyor.
Yine iddialara göre...
Bütün bu olaylar karşısında gerek Van Valisi gerek Emniyet Müdürü vatandaşın emniyet ve güvenlik taleplerine karşı şehirde hiçbir önlem almıyor ve vatandaşı bu süreçte örgütün tehditlerine ve saldırılarına karşı korumasız bırakıyor.
Vatandaş ise şehirdeki huzurlu ortamın kaybolduğu bu günlerde birbirine “Van da devlet yok mu, Kime sığınacağız, kime güveneceğiz?” demekten kendini alamıyor.
Gerçek şu ki Van’da yani bir ilde, hatta bir ilçede devlet yoksa aslında ülkenin hiçbir noktasında devlet yok demektir. Biliyoruz ki Cizre’de devlet yok. Diyarbakır’da devlet yok. Hakkari’de, Mardin’de, Siirt’te devlet yok. Dahası, 910 km.lik Suriye sınırında ve Suriye sınırından sonra başlayan Türkiye-Irak sınırında da devlet yok. Bir iki gümrük kapısı, birkaç gümrük memuru, hepsi bu kadar.. Asker çekilmiş, teröristler, kaçakçılar ellerini kollarını sallaya sallaya Türkiye’ye girip çıkıyor, isteyen IŞİD’e katılıyor, isteyen PKK’ya katılıyor, isteyen Suriye’de Beşşar Esad’ı devirmek için terör eylemlerinin bir militanı oluyor..
Peki, devlet sahiden mi yok?
Olmaz olur mu?
Devlet yolsuzlukları, hırsızlıkları, rüşveti örtmek ve ha bölündü ha bölünecek Türkiye’yi halkın gözünden gizlemek için gün 24 saat mesaide...
