Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER
Agah Oktay GÜNER

Devlet ve insan

Devlet, vatandaşına sahip olduğu ölçüde devlet olur. Devlet vatandaşını asla yalnız, çaresiz bırakmaz. Ticaret Bakanlığı Müsteşarı olduğum dönemde, sonraki 5 yılda içinden 2-3 bakanlık çıkarılacak bu dev kuruluşun taşra teşkilatını, kooperatif birliklerini ziyaret ederken ilk defa dağ başlarında cemaatlere ait yurtları gördüm. Şato gibi binaların içine giriyorsunuz, temiz döşenmiş bir yapı sizi karşılıyor. Öğrencilerin çalışma odalarında rahleler var. Hafızlığa çalışan çocuklar; belki 10 yaşından küçük ve en fazla 15 yaşındalar.

Cemaat; belli bir amaç etrafında toplanan bir kısmı için manevi arınma yolu, bir kısmı için ise manevi arınmanın maddi güçten geçtiği inancıyla cemaatin ve topluluğun gücünden istifade ile artacağı düşünülen ve bu yolda bir araya gelen gruptur. Tarikat ve cemaat birbirinden tamamen farklıdır. Cemaatler oy güçleri ve kavuştukları maddi imkânlarla siyasette belli bir ağırlığın sahibi olmuştur. Askeri darbe dönemleri de dahil hemen bütün iktidarların cemaatlerle iyi geçindiğini görüyoruz. Cemaatlere ait dağ başlarındaki yurtlara dokunulmamış ve maddi güçlerinin nereden geldiği araştırılmamıştır. Yoksul köylü çocukları buralardan hafız olarak yetişir ve cemaatin militanları olarak hayata atılır. İlkokulu bitirme imkânını bulan halk kesiminin yoksul çocukları ise polis, astsubay ve subay olur. Kahraman şehitlerin baba ocakları her şahadetten sonra al bayraklarla süslenir. Ne acı ki al bayraklar binaların eskiliğini, perişanlığını örtemez. Günümüzün etkili ve yetkili makamlarına bir kere daha seslenelim ve şehit ailelerine asla ayrım yapmadan devletimizin birer konut hediye etmesini isteyelim.

***

Cemaatler kırsal kesimdeki gelişmelerini tamamlayınca şehirlere indi, şehirlerde yurtlar yapılmaya başlandı. Ne yazık ki devlet yurt sorununu bugüne kadar çözememiştir. Devlet yurtlarında yer bulamayan, maddi imkânları sınırlı gençler cemaatlerin tuzağına düşmüştür. Aileler kız çocukları cemaatin kontrolünde olacağı için mutludur. Halbuki işin gerçeği çok farklıdır. Bu çatılar altında ablalar eliyle kızlar, abiler eliyle de erkekler devamlı bir biçimde propaganda altında tutulmakta ve beyinlerinin yıkanması için her şey yapılmaktadır. T.C. Devleti için sadece bir yılın araba alımı, yolluk ve diğer israfçı harcamaları durdurulsa Kredi ve Yurtlar Kurumu eliyle bu iş bitirilir. Ayrıca eğitim konusunda çok hassas olan özel sektör Odalar Birliği aracılığıyla harekete geçirilir, onların katkılarıyla yurt sorunu medeni dünyadaki örnekleri gibi çözüme kavuşturulur. Avrupa ülkelerinin çoğuna giderseniz kütüphaneleri, lokantaları, konferans salonları, spor tesisleri, yüzme havuzları ile bütünleşmiş yurt sitelerini görürsünüz. Bizim gençlerimiz küflü, izbe gibi odalarda veya cemaat eğitiminin hakim olduğu yurtlarda despot bir kontrol düzeni altında ömür tüketiyor.

Neden ve niçin? Biz içine düştüğümüz sorumsuzluk çukurundan çıkamıyoruz?...

AKP iktidarı döneminde 15 yıl boyunca eğitim sistemimiz bombardıman edildi. Eğitimin içeriğini anlatan müfredat belgeleri çağ dışı kafaların elinde perişanlık dokümanları oldu. İnsan gücü planlamasına göre eğitim planlaması yapılmadığı için en başta gençler olmak üzere kaynaklarımız israf ediliyor. İmam Hatip Okullarından mezun olup fakülte bitiren ve başarılı olan değerli arkadaşlar tanıyorum. Ancak bir milyon İmam Hatipli iddiasıyla Fen liselerinin ihmal edildiği, çağdaş eğitim yerine Suudi Arabistan'ın model olarak seçildiği eğitimle ülkemizin akıbeti meçhul bir felakete gittiğine inanıyorum. Atatürk'e düşmanlıkla yola çıkanlar Atatürk'ün kültür ve eğitim politikalarından nasip almayanlar Türk Maarif hayatının üzerine bir kara basan gibi çökmüştür. Burada Cumhuriyete ve O'nun değerlerine bağlı olanlar AKP'nin sadece bir siyasi hareket değil özellikle sosyal bir hareket olduğunu görmek zorundadır. AKP'nin kadın kıyafetinden erkek tıraşına ferdin özel hayatıyla ilgili karışmadığı tek nokta yoktur. Farklı bir banka anlayışı vardır. Şirketleşmede özel ölçü sahibidir. Turizme bakışı, Türkiye'yi dünya pazarlarından koparıp Arap pazarıyla çalışmaya mecbur etmiştir. Bu örnekler çoğaltılabilir.

***

Cumhuriyeti kuranlar en genç yaşlarında başlayan askerlik hayatlarında en az 15 yıl sıcak savaşın içinde olmuştur. Yamçı üzerinde yattılar. Asker ve sivil bürokratlar işte bütün bu acıların yoğurduğu düşünce yapılarıyla cumhuriyetin temellerine taş koydular. Öylesine ölçülü, dikkatli ve 1001 tecrübenin idrakiyle imanlı fakat yobaz olmayan, millî kültür değerlerine sahip ancak bütün dünyaya açık insanlar yetiştirdiler. Başları dik, alınları açık, vicdanları uyanık insanlar olarak bu milleti kalkınmış ve refahlı kılmak için ömürlerini verdiler.

Devlet yönetmek ciddi bir iştir. Hiç bir keyfiliği kaldırmaz. Millî tarihimiz bize rehber olacak devlet adamlarımızın zenginliğine sahiptir.

Yazarın Diğer Yazıları