Devlet siyasi arenaya çevrildi

Küresel dünyada piyasalar dış faktörlerin etkisi altında kalır. Bu alanda biz dünyanın en kırılgan ekonomileri arasında olduğumuz için, sermaye piyasasında kur ve faiz hareketlerinde, diğer ülkelere göre daha fazla hareket oluyor.

Bugünlerde dış faktörlerden bağımsız olarak, terör olayları, sınırdaki çatışma ve erken seçim olasılığının artması piyasaları gerdi. BİST 100 endeksi iki günde yüzde 1.8 oranında geriledi. Dolar kuru ve faizler arttı.

Genel olarak piyasadaki kırılganlık, istikrarsızlık ve huzursuzluk, özel ve kamu kurumlarının oturmamış olmasından ve devletin siyasi oyun alanı haline getirilmesinden ileri geliyor.

Gelişmiş ülkelerde, piyasa ve devlette kurumlar yerli yerine oturmuştur. İç olaylar piyasaları etkiler ve fakat bizde olduğu gibi aşırı germez.

Söz gelimi, bankacılık bir imtiyazdır. Önüne gelen banka kuramıyor. Ayrıca bankalar teorik olarak piyasada düzenleyici ve istikrar sağlayıcı bir işlev görmektedir. Ne var ki bugüne kadar bizdeki bankacılık sektörü yaşadığımız her krizin nedenlerinden birisi oldu.

Hükümetin gecikmesi ve son günlerde yaşadığımız terör eylemleri ile IŞİD’in bombalanması nedeniyle olsa gerek, bazı bankalar kredi politikalarını değiştirmişler. Kredi vermek için eskisi kadar hevesli davranmıyorlar ve verdikleri kredilere de sınırlama getirmişler.

Bankaların bu tür beklentileri, ister istemez bugünkü şartlardan tedirgin olan piyasaları daha çok tedirgin ediyor. Ekonomik krizlerin alt yapısı da maalesef böyle oluşuyor.

Bugüne kadar siyasi iktidarlar devleti halkın verdiği geçici bir emanet olarak değil de sanki kendi mülkleri imiş gibi gördü ve öyle kullandı. Her siyasi iktidar kendi derin devletini yarattı. Bu nedenle devlet kurumsallaşamadı.

Her dönemde, Hükümet kurulana kadar devlet çarkları da duruyor. Bürokratlar sorumluluk almak istemiyor. Her gelen hükümet kendi bürokratını tayin ediyor. Eskileri müşavirler ordusu olarak kalıyor.

Bu şartlarda Türkiye’de piyasalar, bugün olduğu gibi, Hükümet kuruluşunun gecikmesinden etkileniyor. Ekonomide kamu kurumları oluşmadığı için, herkes siyasi iktidarın yapısına ve niyetine göre yatırım yapıyor veya yapmıyor.

Hatırlardadır... Belçika’da, bir buçuk yıl hükümet kurulamamıştı. Hükümetin kurulamaması, ülkenin bölüneceği kaygılarını arttırmıştı. Bu bir buçuk yıl zarfında Belçika geçici bir hükümet tarafından idare edilmişti. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s Belçika’nın kredi notunu kırmıştı. Ancak, Belçika’da kurumsal yapının siyasetten bağımsız olması nedeni ile bu sorunlar piyasaları ve ekonomik kararları etkilememişti.

Devletin siyasi arenaya çevrilmesi ve kurumsal yapı kazanmamış olması, iç barışı ve iç huzuru da etkiliyor.

Avustralya merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü (Institute for Economics and Peace) tarafından hazırlanan Küresel Barış Endeksi’ne göre ‘Dünyanın En Huzurlu Ülkeleri’ sıralamasında, 162 ülke arasında Türkiye son sıralarda yer alıyor. 2014 yılında 128 sırada idi, bu sene 135.sıraya geriledi.

Bu noktada, devletin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamazsak hem ekonomik darboğazlar hem de huzursuzluklar peşimizi bırakmaz.

Yazarın Diğer Yazıları