Devlet adamlığı ciddiyeti

Bizimki ağzını açtıkça, Türkiye’nin borcu büyüyor. “Türkiye, seninle gurur duyuyor.” Bir gün, faizi indir diyor, ertesi gün, çıkar. Faizi indirme isteğindeki ana fikir, çöken ekonomiyi, Haziran seçimlerine kadar ayakta tutmak.

Olan bize oluyor
Temel ekonomi bilgisi olmadığı için, belki de kulağına birileri bir şeyler fısıldıyor, o da onu söylüyor. Olan, bize oluyor. Dünyada benzin fiyatları düşerken, tersine, pahalılaşan benzini alana, olan oluyor. Olan, kendisine istemeden sunulan hakları teperek, eliyle geri çeviren, Türk kadınına oluyor. Özetle olan, özgürlüğü hazmedemeyip, otokrasiyi seçen, sultanlığa dönmek isteyen, millete oluyor. Haziran’dan sonra, bir dönem bunlara destek veren, şimdilerde liberal kesilen kalemlerin de ağlamasına tanık olacağız.
Sizler bilmezsiniz, bizler burada, Washington’da ne hainliklere tanık olduk. Cengiz Çandarlar, Hasan Cemaller, kapalı kapılar ardında, ABD Dışişleri, Pentagon ve çeşitli resmi kurumlarından elemanlara, Türkiye konusunda gizli brifingler vermişti. Ne olduysa, bugün onlar da itibar kaybetti. Bunların takımından PKK’lı bir başkası da İsmet İmset, ABD Kongre komisyonunda konuşmuş, konuşmayı aktaran Kongre’deki Murat isimli Türk çalışanın da işine, bunların yardakçıları Türkiye içindeki hainlerin açıklamalarıyla son verilmeye kalkılmıştı. Zamanın Kürt asıllı Dışişleri Bakanı, kendisine Washington’dan gönderilen kriptolu gizli telgrafı da götürüp, Ankara’daki Amerikan Büyükelçisine vermişti.
Ama haklarını da yememek lazım, asırlardır Türkiye’nin sıçramasını kabul etmeyerek, geri çevirmek için aramıza hainler sokanların, zekâ ve bilgi düzeyini. Biz, hep Amerikalıları suçladık bizi yıkmaya çalışıyor diye. Oysa bizim dinimizden ve bizim siyasi partilerimiz ve liderlerinin hayranlık duyduğu, din kardeşimiz, Araplar da bu gruptan. Mesela bunlar, geçenlerde televizyonlarda, bir resmin arkasından uzanan eli sıkarak yeni kralı kutlayan Arap halkı ve ona, kardeşim diyenler. Mesela, elindeki esiri, benzin döküp yakan, tutuklunun gırtlağını kesen. Kadınlarını köle pazarlarında satan, bir imamın kıydığı uyduruk nikâhla, zina yapan bu mağara devri toplum, kardeş diyenlerin felaketleri, daha yeni başlıyor. Arap kardeşleriniz de zekâ seviyenizi, onların düzeyine çektiğiniz için, sizlerle gurur duyuyor.
İthal etmedik ne kaldı?
Gelelim ekonomiye. Benzinle birlikte elektriğe, suya zam. Zaten et yemeyi unuttunuz. Balık desen, denizlerde balık kalmadı. Bostanlar AVM oldu, yakında onlardan bir cam vitrin yer doyarsınız. Arada bir de alüminyum pervaz tadı değiştirir. Bir zamanların dünyanın tarım ambarı diye tanımlanan ülkemin hayvanları için samanı bile ithal ettiğinize göre, yakında doktor, mühendis falan da ithal edeceğiz. Son olarak biraz da aklı çalışan siyasetçi ithal etsinler.
Türkiye’de her gün, yem gibi atılan tartışmalara bazen elimde olmadan katılıyor, sonra da kendime kızıyorum. Toplum devlet olma niteliğini yitirmiş, bir aşiret durumundayken, kalkıp demokrasi ve toplum ile kişilerin özgürlüğünü tartışmak kadar komik bir şey olamaz. Bir de artık kusura bakmayın ama hâlâ darbeler felsefesini tartışmayı saçma buluyorum. Askeri darbeler genelde Türkiye’de iki yıl iş başında kalıp, rayından çıkıp siyasetçilerin oyuncak ettiği demokrasiyi yeniden rayına sokardı. Şimdilerde ise öylesine bir darbe yedi ki ülkem, 12 senedir temelinden taş taş sökülüyor ve askeri darbelere rahmet okutuluyor. Şimdi sorun bir kendinize, askeri yönetimlerde de bu kadar baskı altında mıydınız diye?

Yazarın Diğer Yazıları