Deli Dumrul’un köprüsü
Duha Koca oğlu Deli Dumrul, kısaca Deli Dumrul isminde bir er vardır. Deli Dumrul kuru bir çayın üstüne köprü yaptırmıştır. Geçeninden 30 akçe geçmeyeninden döve döve 40 akçe alırdı.
Deli Dumrul, Dede Korkut destanından bir parçadır.
Ancak bugün Türkiye’de o kadar çok Deli Dumrul var ki, çaresiz bu eşkıyalığa boyun eğiyoruz.
Deli Dumrul’un köprüsünü aratmayan, hatta onu rahmetle bize aratan bankalarımız var.
Yüzde 70’e yakınını yabancının kontrolüne geçmiş, bir aferine 5 bardak su içen genel müdürlerin kontrolündeki bankalar.
Son dört yıldır dünya bankacılık sektörü hızla küçülüyor. Türkiye’de ise hızla büyüyor. Yüzde 30 gibi akıl almaz bir oranda büyüyen adı Türk, kendi yabancı bankanın genel müdürleri zafer sorhoşluğu ile yabancı patronuna nasıl biraz daha kazandırırım diye yeni Deli Dumrul köprüleri icat ediyorlar.
Yargının dahi alamazsın dediği kredi kart aidatını her şeye rağmen bal gibi alan bankalar dünya finans tarihine geçecek cinsten.
Kredi kart aidatına itiraz gelmesin diye her ay ekstreye 3 lira gibi bir rakam yansıtarak cinlik yapan bankalar para yatırırken aldığınız dekonta bile para almaya başladı. Hesap işletim ücretini kafalarına göre belirleyen bankaların havale ücretine ne BDDK, ne de hükümet dur diyemedi.
Bir süre öncesine kadar aslan gibi kükreyen bakan Ali Babacan bile sustu. Bakanın sustuğu yerde biz zavallı vatandaşlar ne diyebiliriz ki bu Deli Dumrullara!..
İstanbul Bakırköy’de 75 yaşındaki Arife Sucu, 500 TL’yi kendi hesabına yatırması için çalıştığı şubeye oğlu ile gönderiyor. Kasadaki memur bu parayı yatırma karşılığı 35 TL masraf istiyor. Yaşlı kadının oğlu, parayı annesinin hesabına yatıracağını, havale ücreti ödememek için Bahçelievler’den hesabın bulunduğu şubeye geldiğini söylese de banka bunu kabul etmiyor.
Anneniz yani hesap sahibi gelirse ücret almayız; bunun dışında bu hesaba bir başka kişinin para yatırmasından ücret alırız. Ya para yatırma ücreti olarak 35 lira verecek ya da 75 yaşındaki yaşlı kadını sürükleye sürükleye banka şubesine getirecek. Lânet olsun deyip parayı veriyor.
Alın size bir Deli Dumrul!
Parayı yatırırsa 35 TL verecek, yatırmazsa ödemeleri aksayacak, 40 lira temerrüt cezası verecek.
Dede Korkut’un yüzyıllar önce yazdığı Deli Dumrul köprüsünden ne farkı var ki!
Geçenden 30, geçmeyenden döve döve 40 akçe.
Allah’tan adı Türk. kendi yabancı bu banka işlem yapmayanı şimdilik dövmüyor. Ama 750 TL’ye 15 saat çalıştırılan bu zavallı memur her an sinir krizine girip dayak bile atabilir.
Öfkesi vatandaşa değil, faturayı vatandaşa kesebilir.
Yıllardır bu aç gözlü bankaların daha fazla kazanma hırsı ile çalışanlarını nasıl sömürdüğünü yazıp çizdik ama halen tık yok! BDDK bir ara özellikle mesai saatlerine el atar gibi oldu, ama o da geri adım attı. Açık bir köle arenasına dönen bankaların ışıkları neredeyse hiç sönmüyor.
Sabahın erken saatinde açılan bankalar müşteri kabul etmese bile şu mübarek ramazanda bile geç saatlere kadar açık. Personelin oruçlu olması, hasta olması, dahası insan olmasının hiçbir önemi yok.
Önemli olan tek şey yabancı patrona ülkesinde kazanamayacağı kârı elde etmek.
Cam plazaların lüks odalarında oturup, Belçikalı’yı, İngiliz’i, Yunanlı’yı, Fransız’ı daha da zengin etmek için kendi zavallı halkının sırtına basan genel müdürlere sesleniyorum:
Bugün daha çok kazandırmadığı için kağıt peçete gibi kullanıp attığınız o zavallı çalışanlarınızın akıbetine bir gün siz de uğrayacaksınız. Kendi halkınızı çeşitli işlem ücretleri adı altında soyup aldığınız o paralarla yabancı patronlarınızı dinazorlaştırdığınızı unutmayınız. Her gün daha fazlasını isteyecek olan bu obur dinazorlar bir gün sizi de ham edecek, haberiniz olsun!