Dar Kafalılar Manifestosu!
Bahçeli, referandumla ilgili yazılı bir açıklama yaparak, Meclis'ten geçirdikleri anayasa paketinin, referandumdan da geçmesi için çalışacaklarını açıkladı.
Açıklamadaki bir bölüm, milliyetçi camianın çıkış noktası olabilecek nitelikte: "MHP ne ilkelerinden ne ülkülerinden ne de ülkesinin emanetlerinden en ufak taviz ve dönüşü olmayan muazzam bir millet eseridir. Bunu anlamayan dar kafalıların, kriz ve kaosa yatırım yapan demokrasi ve millet muhaliflerinin MHP'yi karalama telaşı ve suçlama yarışı beyhude bir çaba olmaktan kurtulamayacaktır."
Mealen deniyor ki; "Bizleri, başkanlığa destek verdiğimiz için eleştirenler, dar kafalıdır!"
Bu cümlelerin başka bir karşılığı, başka bir anlamı bulunmamaktadır. Bu sözler milliyetçilerin, Ülkücü camianın hatırına, zihnine kazınmak durumundadır.
Ülkesinin, milletinin, devletinin geleceğinden endişe edenler, başkanlık sistemine "hayır" dedikleri için "dar kafalılıkla" suçlanıyor.
Bu kapsamda görevden alınan, teşkilatı kapatılan sadece 35 il başkanı, 700'ün üzerinde delege, hayır diyen milletvekilleri, ocak başkanları, ilçe teşkilatları, gençler ve asıl belirleyici olan taban da "dar kafalı" oluyor! Kendisini "milliyetçi" olarak tanımlayıp, başkanlığa, tek adamlığa karşı çıkanlar da "dar kafalı" olarak tanımlanıyor!
Madem öyle, onları "Dar Kafalılar Hareketi" (DKH) olarak da tanımlayabiliriz!
Kimdir bu "dar kafalılar", neye itiraz ederler, niçin "hayır" diyecekler...
Ülkenin her yanına dağılmış "Dar kafalılar"ın bir manifestoya ihtiyaçları olduğu açık...
Hatta gördüklerimizden yola çıkarak bir "Dar Kafalılar Manifestosunu" yazıya dökmek hiç de fena olmaz...
DKH Manifestosu
"Bizler, Türk milletinin iyiliğini, geleceğini her türlü maddi-manevi değerin üzerinde tutan Dar Kafalılarız... Atalarımızın kanları üzerine kurulan bu aziz topraklar üzerinde yapılacak her türlü dış kaynaklı rejim değişikliğinin, tek adamlığın karşısındayız.
Baskıya, dayatmaya, demokrasiden uzaklaşmaya itirazımız var!
Türkiye'nin mevcut yapısında hukuku çiğneyenlerin, vatandaşlarına eşit davranmayanların, liyakata göre değil, parti kimliklerine göre insanları değerlendirenlerin düzenine itirazımız var.
Yıllardır tek başına iktidarda olmalarına rağmen, "çift başlılık" yorumlarında bulunup "yönetemiyoruz" diyenlerin; hiçbir denetimle, hiçbir müeyyide ile karşılaşmadan tek adamlığa geçecek olmalarına itirazımız var,
Başkanlık sistemi için federasyona sıcak bakanların, eyalet sistemi için "Osmanlı'da da Kürdistan vardı, bunda ne sakınca var" diyenlerin, Türkiye'yi bölünme sürecine götürebileceklerini gördüğümüz için itirazımız var,
Terör örgütünün taleplerini "çözüm süreci" olarak adlandırıp, dağlardan, taşlardan Türk'ü silenlere itirazımız var,
Ekonomide olağanüstü vergilendirmelere, yatırımsızlığa, istihdam kaybına, genç nesillerin işsiz bırakılmasına itirazımız var,
Din adı altında kendi çıkar imparatorluklarını kurarak, Yüce dinimiz İslam'ı kullananlara itirazımız var,
Siyasi partiler kanununa, anayasaya aldırış etmeksizin parti delegelerinin haklarını gasp edip, meşru karar alma imkânı ortadan kalkan kişilerin aldıkları kararlara itirazımız var,
Kitle iletişim araçlarını ele geçirip, kendi medyalarında "yalan bilgi" üretip, toplumu manipüle edenlerin, bu ülkenin dününü, bugününü, geleceğini karartmasına itirazımız var,
Düne kadar kol kola girdikleri terör örgütlerinin uzantılarını içlerinden temizlemeyip, vatansever kadroları suçlayanlara itirazımız var,
Meclis'te başkanlık paketi oylanırken, bu ülkenin kurucu kadroları için "100 yıllık prangadan kurtuluyoruz, ilk dört maddeyi kaldırmayı konuşmalıyız" diyenlere itirazımız var.
Millî devlet yapısının korunduğu, parlamenter demokrasinin geliştirildiği, Türklük bilincine sıkı sıkıya sarıldığımız bir ortamda, memleketimizin kurtulacağına inanıyoruz. Geçmişi "Eski-Yeni" diye ayıranlara, tarihimizi bile bölenlere inat binlerce yıllık tarihimizin emanetçileriyiz.
Dar kafalılar olarak; inandığımız, bildiğimiz, milletimizin hayrına olmadığını gördüğümüz için dayatmalara, baskılara boyun eğmemek, vatan karşıtlarına geçit vermemek için hayır diyoruz.
Bizler, DKH olarak inandığımız yolda yürüyeceğiz...
Ne mutlu Türk'üm diyene..."