Cübbeli cevap vermeli...
Fatih, İstanbul’u kuşattığında Ortodoks papazların Ayasofya’da meleklerin cinsiyetini tartışıyor olduğu tevatürdür.
Cübbeli Ahmet Hoca’yı dinledikçe yahut söylediklerini gazetelerden okudukça papazların o hali geliyor aklıma. Müslüman’ım diyenler ve Türkiye yerlerde sürünürken Cübbeli tutuyor kertenkele öldürmenin fazileti ve Peygamberimiz Efendimizin seks gücüyle ilgili hadisleri “alın işte size tartışma konuları” diye ortaya atıveriyor.
Oysa Cübbeli’nin asıl konuşması gereken başka bir şey var ki o konuda suskun sayın hocamız...
Jetpa’daki katakullileri sebebiyle Fadıl Akgündüz’ün sicilini bilmeyen yok.
O kadar çok insanı mağdur etti, o kadar çok ocağı söndürdü ki intihar edenlerin bile olduğu söylendi.
Fadıl Akgündüz’ün Jetpa mağdurlarından biri de futbolcu Tanju Çolak. Geçtiğimiz günlerde bu mağduriyetinin hikâyesini basınla paylaştı, “davalarımız devam ediyor” dedi.
Sözü İstanbul Carpice Gold’a getirerek de şunları söyledi:
“Jetpa’dan sonra Caprice olayı çıktı. Artık güveni çok fazla zedelediğini düşünüyorum. Ben yanında 3-5 ay geçirdim. O dönem kendisine çok inandım. Samimiyeti ile beni kandırdı. Ama gördüm ki insanları üzüp, farklı boyutlara götürüyor. Şu anda bu olay nedeniyle çok büyük mağduriyetler yaşayanlar var. İnsanlar birbirleri ile kavga ediyor, aileler birbirinden boşanıyor.”
İnsanlarımız Akgündüz’ün, İstanbul Caprice Gold’undan 20 bin daire satın almış, hiç biri teslim edilmemiş. Bu yetmiyormuş gibi, daire teslim etmediği mağdurlara şimdi, “Helal Otel Projesi” nden daire satmaya çalışıyormuş. Mağduriyet üstüne mağduriyet. Bu adamın işi o. Ebu Eyyub el Ensari(r.a)’yi bile insan çarpmaya alet eden Fadıl Akgündüz bu dolapları çevirdiği şirketleri yeğenlerinin üzerine devrederek hacizlerden kurtulmayı da çok rahat başarabiliyormuş. Diyelim ki mallar bir yeğeninin şirketinde, alacaklılar da mahkemelere gitti, haciz koydurdular. Bakıyorlar ki şirket başka bir yeğenine devredilmiş. Geçtiğimiz günlerde yine bir şirketi için bir yeğenine imza yetkisi vermiş, bu yetki sadece bir dakika sürmüş.
Fadıl efendi paraları toplayıp daireleri vermemeye karar verdiğinde bunun sebebini önce Gezi direnişine ardından da Paralel yapıya bağlamış, mağdur ettikleri kişilere, dalga geçer gibi “Alacağınızın üzerine soğuk su için” mektubu göndermişti.
Bu meselenin Cübbeli Ahmed Hoca ile ilgisi ise hepimizin malumu. Sayın Cübbeli, başına sarık geçirmiş Fadıl Akgündüz’ün İstanbul Caprice Cold’un ve 2012 yılında ibadete açılacağı vaat edilen Caprice Cold Camiinin temel atma törenine iştirak etmiş, projesini tanıttığı toplantıda sarık takmış Akgündüz’ün yanında Cübbeli’yi görenler de, “Bu adam düzelmiş” zannıyla yani muhtemelen Cübbeli’ye güvenerek bir kez daha paralarını kaptırmış, aile felâketleri, ocak sönmeler yeniden başlamıştır.
Cübbeli’nin de bu otelden 70 civarında daire satın aldığı söylenmektedir. Tuhaf olan şudur ki bitmemiş otelden yani henüz gelir getirmeyen, para tüketen bir inşaattan Akgündüz’ün “kâr payı” adı altında para vererek insanları kısa süre aldatıp, hedefine ulaştıktan sonra ödemeleri kesmesidir. Müslüman, “Kâr bunun neresinde?” diye sormaz mı? Basiret bu kadar mı bağlanır? İslâm’da olmayan malın satışının yapılamayacağını ve gelmeyen kârın verilemeyeceği, hava parasının bile helâl görülmediğini Cübbeli bilmez yahut bilir kulak ardı ederse sıradan vatandaş, Akgündüz gibilerin tuzağına düşmekten nasıl kurtulabilir?
Futbolcu Demba Ba’dan, Aziz Yıldırım’dan, “Paralel yapı”dan bahseden bir Cübbeli’nin...
Hemen her konuda fetva veren bir Cübbeli Ahmed Hoca’nın, milletin huzuruna çıkıp Fadıl Akgündüz ve Caprice Gold hakkında toplumu bilgilendirmesi, bu işin sonunun nereye varacağı hakkında açıklamada bulunması, bu işe bir yerlerinden alet oldu ise, “Hakkınızı helal edin” demesi, hakkını helal etmeyenlere, “Ödeme yapması” gerekmez mi? Çünkü bize aynı kişinin şu günlerde, “Maldivler’de tatil” adı altında yeni bir mağduriyetlere sebep olabileceğine dair haberler gelmekte...
Hükûmetten bir şey beklediğimiz yok. Onlar, şu günlerde rüşvetçileri aklamak ve PKK eliyle milletin başına çuval geçirmekle çok meşguller...