Çok önemli çağrı; Ya Sevr ya Lozan
Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu vatanın bölünmez bütünlüğü ile anayasa ve yasaların yılmaz savunucusudur.
12 Eylül 2024 Perşembe Saat 10:30'da (Bugün) Ankara 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde karar aşamasında olan çok önemli bir dava hakkında “duyarlılık” çağrısı yaptı.
Davanın konusu şöyle:
-Ege denizindeki vatan toprağı Türk adalarının Yunanistan tarafından işgali.
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Eminağaoğlu’nun sosyal medyadan paylaştığı çağrı şöyle:
“Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım 07.5.2021 tarihinde, Ege Denizi’nde işgal altındaki bazı adalar ve bir kayalık konusunda dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin'in görevini yapmadığını, bu nedenle ülkenin asayiş ve bütünlüğü yönünden anayasanın ihlal edildiğini söylemiş, bunu haritalar ile de ortaya koymuştur.
AKP'li bazı bakanların 2012, 2015 ve 2024 yıllarında TBMM tutanaklarında suçlamaya konu edilen dört ada ve bir kayalığın hukuksal durumu hakkında Ümit Yalım ile aynı paralelde beyanları bile görülmüştür.
Ümit Yalım'ın bu beyanı karşısında her nedense hakkında, Arif Çetin'e kamu görevinden dolayı hakaret suçu yönünden 28.7.2023 tarihinde iddianame düzenlenmiş ve duruşmada cumhuriyet savcısı da cezalandırılmasını istemiştir.
Davada konunun uzmanlarından bilimsel görüşler de alınmıştır.
Birisi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış tarih profesörü diğeri Genelkurmay Başkanlığı'nda Kıbrıs Yunanistan Daire Başkanlığı da yapmış emekli tümamiral olan alanlarında son derece yetkin uzmanlar tarafından sunulan 9 ayrı haritada da Ümit Yalım'ın beyan ettiği gibi 2016-2020 yılları arasında işgal edilen, 4 ada ve 1 kayalığın, Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altında olduğu tartışmasız biçimde her yönüyle ortaya konulmuştur.
Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu dava konusu yerleri Sevr Antlaşması ile elinden çıkarmıştır.
Ancak Büyük Millet Meclisi, Sevr Antlaşmasını yok hükmünde saymış, imzalayanları vatan haini olarak ilan etmiştir.
Dava konusu yerler, Sevr Antlaşması yok hükmünde olduğu için Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi olarak 1922 tarihli ve 307 sayılı Büyük Millet Meclisi kararı gereğince, yine 1923 tarihli Lozan Antlaşması gereğince Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altındadır.
Bugün kurucu Büyük Millet Meclisi kararlarının, Lozan Antlaşması'nın ve Anayasanın değiştirilemez hükmü olan ülkenin bölünmezliği ve bütünlüğünün savunulması ve bunlara bağlılığın ifade edilmesi, Ümit Yalım'ın şahsında yargılama nedeni yapılabilmiştir.
Bu yargılamanın bir diğer anlamı, hukuken mümkün olmasa da ülke sınırlarının tartışılabildiği vahim bir duruma yol açılması, artık Sevr’in farklı yöntemlerle gündeme taşınabilmesi, Yunanistan'a da tarih boyunca elde edemediği yerlerin artık mahkeme kararı adı altında sunulabilme fırsatı yaratılabilmesi demektir.
12 Eylül 2024 Perşembe Saat 10:30'da Ankara 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde (Sıhhiye adliyesi, C Blok, 2’nci kat) yapılacak duruşma muhtemelen karar duruşması olacaktır.
Halkımızın, demokratik kitle örgütlerimizin, siyasi partilerimizin, basın ve yayın organlarımızın davayı takibi büyük önem taşımaktadır.”
Değerli okurlarım,
Asteğmenliğim döneminde 1981’de Hakkâri Yüksekova’da birlikte teröristlere karşı operasyon yaptığım Yalım Albay’ımın yanındayım.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olan Lozan’ın savunucusuyum.
Yargının vatan toprağına sahip çıkacağına da inanıyorum.
Ümit Yalım asla yalnız değildir.
Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunan başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere tüm siyasi parti liderleri ile Türkiye Emekli Subaylar Derneği ve Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm vatanseverleri göreve davet ediyorum.