Çok mu abartıldı, acaba?..
Aşağılık vatan hainlerinin darbe girişiminin ardından peş peşe kaleme aldığım yazılarda, somut donelere dayanarak çakma ABD darbesi ile ilgili pek çok soru sordum. ABD'nin paydaşlığı hakkında yanıtları hâlâ almış değiliz. Önceki gün sarayda gerçekleşen liderler zirvesinin ardından toplanan olağanüstü Bakanlar Kurulu sonrasında Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamasına dikkat kesildim. Sağolsun (!) bir muhabir arkadaşım, darbe girişiminde F16'ları kullanan pilotlarının yabancı olduğu yönündeki "iddia"yı hatırlattı. Yıldırım da, "fazla abartmışlar, öyle bir şey yok" diye değerlendirdi.
Binali Yıldırım'ın cevabını bir yana koyalım. Şimdi, R.Erdoğan ve AKP iktidarlarına yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesinin aynı günkü (23 Temmuz Pazartesi) manşetine bakalım;
"Darbeyi Bu Adam Yönetti"
ABD'li General John F. Campbell'in askeri üniforması ile kocaman bir resmi konulmuş ve üstüne de şu yazı yapıştırılmış;
"ABD Darbenin Arkasında"
Okuyamayıp kaçıranlara haberden biraz içerik;
"Yeni Şafak 15 Temmuz darbe girişiminin dış bağlantılarına ilişkin önemli bilgiler elde etti. Darbecilere Afganistan'da kurulu ISAF'ın ABD'li komutanı John F. Campbell komuta etti. Darbenin finansmanını ise CIA, Nijerya'daki UBA Bank üzerinden sağladı.
Subaylara yakın markaj
Darbe sürecinde rol alan bir askerin verdiği bilgilere göre, cunta şu şekilde çalıştı:
General John F. Campbell, Erzurum ve İncirlik üssünde sır görüşmeler yaptı. 2015 yılının ikinci yarısından itibaren tüm subayların kişilikleri ve eğilimleri mercek altına alındı,(destek verir,vermez,tarafsız) diye üç kategoriye ayrıldı.
80 kurye para dağıttı
Nijerya merkezli United Bank of Africa üzerinden 6 ay para trafiği oldu. CİA'nın kurduğu ekip, 80 kuryeye farklı bankalar üzerinden transfer yaptı. 2 milyar Dolar'dan fazla para cuntadaki bazı askerlere dağıtıldı. Kuryelerin İç Anadolu'da FETÖ'cü, Doğu ve Güney Doğu'da HDP ile irtibatlı kişiler olduğu belirtiliyor."
Başbakan'a basın açıklaması sırasında Yeni Şafak'ın bu manşeti sorul(a)madı ama Binali Yıldırım'ın bu haberi okumamış olması da imkansızdır.
Yeni Şafak'ın "darbe/ABD" iddiaları dün de sürmanşetinden 2 haberle devam etti. Atlamış olanlara içerik bilgisi ile devam edelim;
"Cuntadan ABD'ye Askeri Üs Sözü
FETÖ'nün üniformalı teröristlerini darbe girişiminde ABD'li kurmaylara Suriye sınırında askeri üs sözü verildiği tespit edildi. Eski ISAF komutanı John F. Campbell öncülüğünde 8.5 ay süren hazırlık sürecinde taraflar arasında birçok görüşme gerçekleştirildiği ve ABD'li yetkililerin İncirlikte kapasite artırımı ile birlikte cuntacılardan Türkiye sınırları içerisinde PYD bölgesine sıfır noktada askeri üs sözü aldığı ortaya çıktı. Türkiye'nin doğusunda Suriye sınırına sıfır noktada inşa edilecek askeri üssün İncirlik Üssü'nden daha kapsamlı olması da görüşmelerde konuşulan konular arasında yer aldı.
Terör Polisi Barkey'in Peşinde
Gülen'in hamisi eski CİA Başkan Yardımcısı Graham Fuller'in en yakınında bulunan isimlerden biri olan Henry Barkey'in darbe günü İstanbul'da olduğu ortaya çıktı. 5-17 Temmuz'da Büyükada da olduğu tespit edilen Barkey'in bağlantılarını İstanbul Terörle Mücadele ekipleri araştırıyor. Amerikan gizli servisi CİA'ya yakın Woodrow Wilson merkezi Ortadoğu Direktörü Prof. Henry Barkey'in darbe girişiminin gerçekleştirildiği gün İstanbul Büyükada'da olduğu ortaya çıktı. Barkey'in sır İstanbul ziyareti ile ilgili soruşturma başlatıldı. İlk tahkikat Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından yapıldı. Kritik dosyayı dün İstanbul Terörle mücadele ekipleri devraldı. Terör polisi, birçok kez Gülen'le birebir görüşen Barkey'i İstanbul'da kimlerle görüştüğünü neler yaptığını ve darbe ile ne ilişkisi olduğunu adım adım inceliyor. İlk bulgulara göre Barkey, 15 ile 17 Temmuz arası İstanbul Büyükada'da bir otelde kaldı ve 17 Temmuzda vapurla adadan ayrıldı."
Yeni Şafak gazetesi sürmanşetten verdiği bu haberlerin yanına içerdeki sayfada çok önemli bir haber daha eklemiş. Kısaca şöyle
" Cuntacıların kontrolündeki uçaklara havada yakıt ikmali yaptıran İncirlik'teki Türk komutan Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın ABD'ye sığınma istediğini üsteki ABD'lilere ilettiği ortaya çıktı."
İktidarın en yakınından üst üste yapılan bu yayınlara düz okuma ile bakıldığında bunların onaysız sadece gazetecilik için yapıldığını düşünmek bile abesle iştigal olur.
Bugüne kadar ortaya çıkan çelişkili ifadelerle birlikte sadece şu haberler üzerinden yakaladığınız karanlık noktaların sorularını sizlere bırakıyorum...
Şimdi, 24 saat televizyon ekranlarını boş bırakmayan başta R. Erdoğan, Binali Yıldırım ve diğer iktidar üyelerinin Yeni Şafak'ın söz konusu haberlerine tatmin edici açıklamalar yapmaları gerekir.
Acaba Yeni Şafak'ta çok mu abartmış?!.. Yoksa, "biz demiştik" demek için mi bu yayınlar yapılıyor?.. Neyin/nelerin ön hazırlığı yapılıyor?..
Strateji müttefikimiz(!) ABD, basın üzerinden yapılan pazarlıkları da hiç mi hiç sevmez. Bu bilinen bir gerçek... Bakalım Yeni Şafak'ın kesin hüküm cümleleri ile verdiği bu haberler daha ne kadar sürebilecek?.. Arkası gelebilecek mi?..
28 Temmuz'da oldu bittiye getirilecek YAŞ toplantısı öncesinde iktidarın en yakınından gelen bu haberler mutlaka açıklığa kavuşturulması lazım. Yoksa, ortaya çıkacak atama ve terfi listeleri üzerinde kuşkuların önüne-olağan şartlarda- kimse geçemez.
Yeni Şafak'taki haberlerle ilgili bir bilgilendirmeleri olup olmayacağını Genelkurmay Karargahına da sordum. Cevap bekliyorum. Ne söylerlerse noktasına virgülüne dokunmadan bu köşede yayınlayacağım. Hain darbe girişimi ile ilgili o kadar net ifadeleri yayınlanan komutanlarımızın bu işe sus pus kalacağı hiç aklıma gelmiyor!..
Danışıklı dövüşler, ters algı yöntemi ile yapılan manipülasyonlar, iki yüzlülükler, her tür ve cinsten satışlar er geç gün ışığına çıkacak. Bakalım bu ağır pisliğin altında kim(ler) kalacak?!..