Cinnet emareleri
Hayvanlara, kadına, sağlık mensuplarına yönelik şiddette istikrar sürmekteyken, bunlara bir de eğitim mensuplarına karşı gösterilen şiddet eklenmiştir. Hayvanlara yönelik saldırılar zaten ekranlardan hiç eksik olmamaktadır. Haberlerde ikinci sırayı ise kadına yönelik şiddet almaktadır. Bunları sağlık personeline yönelik saldırılar takip etmektedir. Sağlık personeline yönelik şiddete bakıldığında hemen her olgunun şiddet nedeni olarak kullanıldığı görülmektedir.
Sağlık personeline yönelik şiddetle ilgili olarak haberlere düşen birkaç neden: "Hasta yakını iki kadın doktoru dövdü", "Ölen hastanın yakınları doktoru dövdü", "Randevuya geç kalan hasta doktoru dövdü", "Sıra bekleyen hasta doktoru dövdü", "Muayene sırasını kaçıran hastanın yakını doktoru dövdü", "Hasta yakınları kadın doktoru dövdü", "Bu kez doktor hastayı dövdü", "İstanbul'da tepesi atan bir doktor İngiliz anahtarıyla hasta yakınını dövdü", "Doktor ameliyat masasında 'ücret' için hastayı dövdü"...
Kopya çekemeyince öldürüyor!
Son zamanlarda eğitim/öğretim mensuplarına karşı gösterilen şiddette ciddi bir artış vardır. Eğitim mensuplarını tartaklamalar, dövmeler, yaralamalar ve öldürmeler sıradanlaşmıştır.
Okullara eğitim materyalleri değil aynı zamanda silah sokmanın da ne kadar kolay olduğunu son yaşanan olaylar kanıtlamaktadır.
Psikopat tipler bir yana bazı veliler bile çocuklarının karşılaştıkları sorunlar için çözüm yolu olarak fiziki güç kullanmayı görmektedir. Bu durum cinnetin toplumsal boyutunu göstermektedir.
Son günlerde eğitim kurumlarında meydana gelen şiddetle ilgili birkaç olay şöyledir:
Ceren Damar Şenel, hayatının baharında pırıl pırıl bir araştırma görevlisidir. Bir öğrenci kıyafeti giymiş psikopat tarafından fakültedeki odasında katledilmiştir.
Katleden bir öğrenciydi. Yatay geçiş yaptığı okula 2. sınıftan başlaması gerekirken birinci sınıftan başlatılarak haksızlığa uğratıldığını düşünüyordu.
Eğitim/öğretimin kurallarına uymak yerine, eğitim ve öğretimi kendine uydurmaya çalışıyor.
Dersleri yoğun olduğu için üniversiteye sınavdan sınava gittiğini söylüyor.
Sınavlardan geçebilmesi için kopya çekmek zorunda olduğuna inanıyor.
Sınav sırasında kopya çekerken yakalanıyor.
Ceren Damar Şenel'in, kopya çekerken onu yakalaması ve hakkında tutanak tutmasını içine sindiremez.
Eve gider babasının silahını alır ve görevini yapan öğretim görevlisinin odasına girerek ona 2 el ateş eder, yetmez bıçakla da saldırarak onu öldürür.
Ardından tabancayı başına dayar ve intihar etmek ister onu başaramaz!
Saldırgan öğrencinin kopya çekmeyi bir hak olarak gördüğü, yatay geçişte kendisini bir üst sınıfa kaydedilmeyerek haksızlığa uğratıldığını düşündüğü, sınavdan sınava okula gitmenin yeterli olduğu kanaatini taşıdığı görülüyor.
Görevini yapan öğretim görevlisini bıçaklamayı ve silahla ateş etmeyi becerebildiği ama intihar için silahı kendisine döndürdüğünde bunu başaramadığı anlaşılıyor.
Bir diğer olayda ise lise ikinci sınıf öğrencisi, devamsızlık yüzünden tartıştığı öğretmenini, gitar kutusu içinde okula getirdiği tabancayla bacaklarından vurur. Yaralanan öğretmen hastaneye kaldırılır.
Bir başka okulda ise 14 yıllık bir öğretmen bir öğrenci velisi ve dört yakını tarafından dövülür. Öğretmenin bu saldırıda boyun kemiği kırılır. Hayati tehlikesi nedeniyle yoğun bakım ünitesine alınır.
Adı lazım değil bir lisede öğrencileri arasında "yan baktın" kavgası çıkıyor. Kavgada bıçakla yaralanan lise öğrencisi, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybediyor.
İşin ilginç yanı üç olay da bu ülkede on gün içinde meydana gelmiştir.
Bütün belirtiler son zamanlarda örgütlü eğitimin giderek irtifa kaybettiğini göstermektedir. Formaliteye indirgenmiş bir eğitim sisteminden söz edilir olmuştur. İnsanların bugünkü davranışları büyük ölçüde aldıkları ya da alamadıkları bu eğitimin sonucudur. Davranışların, tutumların, alışkanlıkların ve inançların hemen hepsi eğitim sisteminin rahminde büyür. Eğitim düzeni hasta olan bir toplumun hiçbir sistemi sağlıklı değildir.
Tedaviye buradan başlamak lazımdır!