Çin işi!
Türkiye’nin Çinli bir şirketten uzun menzilli füze savunma sistemi almak için görüşmelere başlaması ABD’de “ciddi endişelere” sebep olmuş.
Çünkü efendim bu şirket “ABD’nin kara listesinde” imiş. Çok açık söylüyorum bu iş “Çin işi” falan değil bu tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hâlâ var olan Türk milletinin bekasından endişe duyan Atatürkçü kurmayların işi.
Ve kim ki Çin hükümeti ile yapılan füze savunma görüşmelerini şu ya da bu şekilde eleştiriyorsa, bilelim ki o, hangi partiden, hangi klikten olursa olsun aslında ABD’nin ve tabii dolaylı olarak İsrail’in adamı yahut bilmeden o değirmene su taşıyan bir gafilin ta kendisidir.
Neymiş efendim Çin füze sisteminin NATO füze sistemleri ile koordinesi mümkün değilmiş!
Bahaneye bakar mısınız!
Bu tercih zaten NATO ve ABD sistemleri ile koordinenin dışına çıkmak için yapılmış bir tercih değil midir?.
Açık konuşalım. Dünya bir savaş sahnesi ve Türkiye merkezli Orta Doğu ise bu savaş sahnesinin en ön safı, bu sahnede duvarda asılı duran silahın adı ise İsrail’den başka bir şey değil. Bu silah bir gün mutlaka patlayacak ve namlunun hizası mutlaka Türkiye olacak.
İsrail’in ideolojisini bilenler ve Kur’an’dan Yahudilerin geleceği ile ilgili ayetleri okumasını başarabilenler bu gerçeğin farkında. İşte o gün geldiğinde Türkiye’nin mevcut silah envanteri yani o “NATO uyumlu” tanklar, toplar, füzeler ve cümle savunma sistemleri, İsrail ve ABD karşısında sadece bir “sıfır”dan ibaret kalacaktır. Ya “kör” olacak ya “menzili kısa” kalacaktır.
Çinli şirketi kara listeye alan ABD acaba İsrail’i niye kara listeye almamaktadır? İran’ın nükleer gücünden endişe duyan ve Pakistan’ın elindeki nükleer gücü yok etmek için çırpınan ABD, nükleer bir ambar halini almış İsrail için niye küçük bir adım atmamaktadır?
Bölge ve İslam ülkelerindeki her türlü kirli işin içinde, önünde, arkasında olan ABD-İsrail ve AB dünyası, İsrail’in 1948’den beri uyguladığı jenosit karşısında niçin, hiç olmazsa vicdan azabı duymamaktadır?
Açık söylüyoruz...
Türkiye’yi yönetenler Çin şirketi ile füze savunma sistemi bahsinde işi tamama erdirirlerse tarihî bir karar vermiş, bu adımdan siyasî iradenin baskısı ile cayarlarsa bir kez daha kime hizmet ettiklerini tescillemiş olacaklardır.
Türkiye’yi darmadağın eden ve bunu kamuda baş örtüsü serbestliği ile mütedeyyin Türk halkının gözünden saklamayı başaran AKP iktidarı, yeni bir imtihan ile yüz yüzedir.
Milliyetçi ve mukaddesatçı bir iktidarın yapması gereken, Çin ile yakınlaşmayı değil neredeyse kucaklaşmayı temin edecek bu adımın Uygur Özerk Bölgesi’nde meyve vermesi amacı ile Pekin yönetimini ikna etmek için elinden geleni yapmak olmalıdır. Ticaret ve askerî ilişkiler böylesi kilitlenmeleri çözen ve en katı buzları eriten ilişkilerdir.
Bakalım ne olacak?