CHP'den 23 Haziran uyarıları!..
Çarpıklık devletin damarlarına kadar işlemiş bu ülkede...
Her şey o kadar kontrolünü kaybetmiş ki, artık "devletin çivisi çıkmış" lafı bile başıboş bir halde dolaşıyor ortalıkta!.. Çünkü devlette çivi kalmamış!!!
Sistemin gelgitleri, çarpıklıkları, çelişkileri ve başıboşlukları içerisinde yolunu bulmaya çalışan yurttaş nefes almak için çırpınırken; ülkenin yarısı, girdaplarında çırpındığı kaosun farkında...
Halkın bir bölümü ise ne yazık ki 17 yıldır AKP'yi ayakta tuttukları gibi, derin ve sinsi bir gaflet içerisinde uyandırılmayı bekliyor!!! Çünkü bananeciliğin dayatmasında savruluyor onlar!..
Oysa bir ülkede yolsuzluk, rüşvet, yağma, doğa katliamları, kadına yönelik şiddet, sosyal bunalımlar, intiharlar, cinayetler - cinnetler, hırsızlık vakaları, terör girdabı ve gelecek belirsizliği bir de döviz çalkantısıyla iyice içinden çıkılmaz hale gelirken, "nasıl oluyor da AKP bu memlekette 17 yıldır ayakta" sorusu yanıtını arıyor...
En tuhafı da, tüm bunların müsebbibi olan iktidar partisi daha bir buçuk ay önce yapılan yerel seçimlerde yüzde 50'nin üzerinde oy alabiliyor ve Türkiye'deki belediyelerin 5'te 3'ünü ele geçirebiliyor...
Toplumdaki vurdumduymazlık mı dersiniz, cehalet mi, öngörüsüzlük mü, bananecilik mi dersiniz, sebebi ne olursa olsun Türkiye'nin bu kadar çıkmazda olmasının, dışa bağımlı halde yaşarken tarımının yok edilmesinin, sanayisinin çökertilmesinin, ithalat ve ihracatının darbe yemesinin en büyük nedenlerinden biri de işte AKP'yi ayakta tutan o vahim gaflet!..
Yani; yurttaşların çoğunluğunun içinde debelendiği bilinçsizlik- duyarsızlık-bilgisizlik ve bananecilik de vuruyor memleketi!..
17 YILDA ÇÖKÜŞ VE GAFLET...
Yukarıda tasvir edilen memleket manzarasının ülkeyi nasıl bir uçurumun kıyısında tuttuğunu ve halkın önemli bir bölümünün işsizlik, yoksulluk, açlık, sefalet çıkmazında; gelecek belirsizliğinin karanlığında yol almaya çalıştığını, bu arada nefes alırken "umut" da aradığını unutmayalım...
Konu madem memleket ve bu ülkeyi uçurumun dibine getiren AKP iktidarının pervasız gidişatı, o halde sıkıntılara yol açan açmazlara ısrarla dikkat çekerken, 23 Haziran yolunda halkı uyarmaya devam etmeli...
CHP Genel Merkezi'nin hazırladığı "Türkiye'nin Krizi" başlıklı kitapçık da bu uyarılarda pusula görevi yaptığı için bugünlerde yurdun dört bir yanında milyonlarca yurttaşa ulaştırılıyor...
Kitapçıktaki veriler her açıdan dehşet verici!.. Ülkenin nasıl bir krizin içerisine sürüklendiğini ve son 17 yılda nereden nereye savrulduğunu çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor o kitapçık... Örneğin;
Son 17 yılda Türkiye'de işsiz sayısı 2.3 milyon kişi artmış...
2019'un ilk üç ayında resmi işsiz sayısı 4 milyon 730 bin olarak saptanmış... CHP kitapçığına göre, gerçek işsiz sayısı 8,5 milyon kişiye dayanmış...
Yani, 2019'un ilk 3 ayında her 100 gençten 26'sı işsizmiş. Türkiye, dünyadaki 182 ülke arasında işsizliğin en yüksek olduğu 28. devletmiş...
ANGOLA'NIN KULVARINDA TÜRKİYE!!!
CHP'nin "Türkiye'nin Krizi" kitapçığını herkes bulup dikkatli okusun... Ve tabii ki CHP'nin, bu kitapçığı ulaştırmadığı kimse kalmasın...
CHP'nin saptamalarına göre; Türkiye, dünyada hayat pahalılığının en yüksek olduğu 8. ülke...
Pahalılıkta Sudan, Liberya, Angola gibi ülkelerle yarışıyor Türkiye...
İşsizlik ve pahalılık ülkeyi kemirirken ne yazık ki devletin, yani ülkenin milli kaynakları da heba ediliyor...
Tarım hızla yok edilirken, 2007-2018 tarihleri arasında çiftçinin 123 milyar liralık tarım destekleme paraları ödenmemiş...
Bu yüzden 2002'de 239 milyon dönüm tarım alanı işlenirken, 2018 itibariyle bu oran 197 milyon dönüme düşmüş...
Özetle; kaderine terkedilen üreticiler, tarlaları terk etmişler!..
Peki, Türk çiftçisi arkadan hançerlenirken başka ne vahametler yaşanıyor acaba?.. Örneğin, tarım yerlerde sürünürken sanayi ayakta durabilir mi?..
İşte CHP'nin saptalamalarına göre, sanayi üretimi 5.7, imalat sanayi üretimi de 6.1 azalmış...
Dış ticaret açığı 1 trilyon doları geçerken, Türkiye'nin dış borcu 2018 yılında 445 milyara çıkmış... AKP döneminde dış borç üç buçuk kat artmış...
YEREL SEÇİM VE UYANIŞ...
Peki, devlet borçlanırken vatandaş ayakta durabilir mi?..
İşte 2002'den 2019'un ilk 3 ayı arasında vatandaşların tüketici kredisi borcu 178 kat artarak 402 milyar liraya ulaşmış, bireysel kredi kartı borcu da 24 kat artmış ve 104 milyar TL'yi aşmış...
Ülkenin tamamen uçuruma sürüklendiğini gösteren bu veriler ne yazık ki AKP'nin 17 yıldır yönettiği Türkiye'de yaşanıyor...
Ve Türk halkının ne yazık ki yarısı ülkeyi çıkmaza savuran, yokluk- sefalet içerisinde süründüren bir iktidarı 17 yıldır ayakta tutuyor...
Üstelik 23 liraya kırmızı biber, 18 liraya domates satılan 31 Mart öncesinde, yurttaşların yarısından fazlasının AKP'ye oy vermesi unutulamıyor!!!
Ancak sokaklarda, mikrofonlara konuşan toplumun değişik kesimlerinden - türbanlısından, takkelisine- farklı inanç gruplarından ve etnik yapılardan insanların sert tepkileri de gösteriyor ki, Türkiye yavaş yavaş uyanıyor...
Ve bu uyanış 23 Haziran'da İstanbul'un muhalefetin eline geçmesiyle hiç kuşkunuz olmasın, yukarıda anlatılan yıkımın durdurulması için de müthiş bir mücadelenin başlangıcı olacak...
Velhasıl, Türkiye 17 yıldır içinde çırpındığı kaostan işte o zaman kurtulacak... Yukarıda sıralanan vahim tabloya da ısrarla dikkat çekerek, çevrenizi uyarmaya devam ediniz...