CHP'deki operasyon nereye uzanacak?..

Erdoğan karşısında bir kez daha kaybeden CHP lideri, sadece parti örgütlerinden değil, tabandan gelen "istifa" çağrılarına da sırtını dönerken, ana muhalefetteki operasyonların süreceğinin çok ilginç işaretleri var!!!

CHP içinde büyüyen yenilgi-istifa gerilimine bakılırsa, onlarca partinin desteğiyle yüzde 48 oy alınmasını kendisine dayanak yapan Kılıçdaroğlu'nun MYK'ya müdahalesinin gerekçesi de çok tartışılıyor...

MYK'da yapılan son değişiklik tabanda heyecan yaratmasa da,

CHP lideri bir gazetecinin, "Yeni MYK'yı belirlerken neleri dikkate aldınız?" sorusuna,

"Toplumsal beklentileri dikkate aldım. Toplum yenilenme istiyordu biz de bunu yaptık" cevabını vermiş...

Ancak bu iddianın perde gerisinde çok farklı gerekçeler ve tartışmalar var ki, gidişatın MYK operasyonuyla bitmeyeceğinin de işareti!..

Çünkü CHP'nin yıllardır içten içe kaynayan ve farklı yönlere de savrulan dinamiklerinin ezeli liderlik (!) çabaları da "yenilenme" iddiasını pek haklı çıkartmıyor...

Kılıçdaroğlu'nu ısrarla istifaya çağıran Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan,

"Bu liste bir hodri meydan çıkışıdır. Siyasi bir resttir" diyerek MYK'ya alınanları Oğuz Kağan Salıcı ve çevresinin önerdiğini ileri sürse de, MYK'daki değişlik Kılıçdaroğlu'nun "sadece parti tabanının gazını alma müdahalesi değil, kendi koltuğu ile ilgili kaygıları" olarak da değerlendiriliyor!..

Kimi PM üyeleri ile bazı il başkanlarının aşağıdaki soruları da işte bu yüzden dikkat çekiyor;

"CHP lideri kimi kurmaylarının yaklaşık üç yıldır genel başkanlık uğruna koltuğunun altını oymaya çalıştığını mı fark etti, bu konuda hem örgütlerle hem de delege yapısıyla oynandığını mı duydu, ya da parti tabanının bu konudaki huzursuzluğunun arttığını mı fark etti?.."

Kılıçdaroğlu bu soruların ardından harekete geçtiyse bir başka konu da yanıt arıyor... Deneyimli bir PM üyesi diyor ki;

"Nasılsa cumhurbaşkanı seçilir diye, koltuğuna göz dikerek Kılıçdaroğlu'na karşı adeta paralel örgüt kuran bir yapı genel başkanı rahatsız etmiş olabilir!.. Bu yapının ardında, Marmara'dan Akdeniz'e kadar belediye başkanları da var.. "

MYK, DOST-DÜŞMAN, NAMUS!!!

CHP'nin kapatılarak derneğe dönüştürülmesini isteyenler kendilerini "10 Aralık hareketi" olarak nitelendirmişti...

İşte bu yapının içinde dikkat çekenlerden biri de Kılıçdaroğlu'na en yakın isimlerden olan ve uzun süre örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığını yürüten Oğuz Kağan Salıcı'ydı...

Sahte anketlerin perde gerisini ve uçuk algı operasyonlarının sonuçlarını Kılıçdaroğlu'ndan gizleyerek partide hayal kırıklığı yaratanlar, belli ki Salıcı'nın adının uzun süredir genel başkanlık için geçmesini de saklamış olmalılar!..

İstanbul'daki bir ilçe başkanının yönelttiği asıl soru da şu;

"CHP lideri kendisinden sonraki liderlik tartışmalarının farkında olmadığı için mi MYK'ya uzun süre müdahale etmedi, yoksa her şeyi biliyordu da seçimin bitmesini mi bekliyordu?.."

Ancak dikkat çekilmesi gereken bir gerçek var ki, Erdoğan karşısında 12 kez yenilen Kılıçdaroğlu'nun MYK'yı istifaya zorlaması, olası ilk kurultaydaki genel başkanlık mücadelesine bir neşter vurduğu anlamına da geliyor...

İstifa çağrılarının hedefinde olan Kılıçdaroğlu, Salıcı ve arkadaşlarını MYK'dan alırken, koltuğunu korumak için belli ki partinin il- ilçe örgütlerine, "delege" yapısına ve kendisine cephe alan ekipteki belediye başkanlarına (!) müdahale etmekten de kaçınmayacak!!!

Evet; seçimlerin kaybedilmesi genel başkanlık peşindekilerin hesaplarını bozmuş ama, "asıl hesabı bozmakta geç kaldı" denilen Kılıçdaroğlu'nun, "dost- düşman" ayrımında tuhaf davranması da yukarıdaki örneklerden ibaret değil!!!

KADIKÖY-URFA HATTINDA HEZİMET!..

Kılıçdaroğlu'nun, kendisini "bu ülke için, bu toplum için, muhalefet için, TBMM için, en önemlisi CHP için çok daha büyük bir problem" diye niteleyen Cihangir İslam'a CHP rozeti takması şaşkınlık yaratırken, "ülke yönetimini hedeflemeyen, genel merkezi yönetmekle yetenenlere meydan okuyorum" diyerek parti önünde eylem çağrısı yapan Gürsel Erol'u Elazığ'dan Meclis'e sokmasına da pes denilmişti...

İşte aynı Erol'un geçen hafta, "Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığını tartışmaya açmayız" diyerek "partiyi sanki kendi çiftliği gibi ilan etmesi" CHP'de sert tepkilere yol açtı...

Peki Kılıçdaroğlu'nun, kendisini hep seçim kaybediyor diye "erdemli bir davranışla"

istifaya çağıran, şaibeli Karşı gazetesinin eski çalışanı Eren Erdem'i yardımcısı yapmasına ne demeli?..

Erdem, bir sosyal medya kullanıcısının "Kılıçdaroğlu kaybederse istifa edeceğinize şeref sözü verir misiniz?" sorusuna "Namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum. Yeterli mi?" yanıtın vermişti...

Parti tabanı Erdem'e "nerede namus şeref sözü, nerde erdem" diye soruyor ama o, istifaya çağırdığı Kılıçdaroğlu'na daha sonra övgüler dizmesi gibi ikiyüzlü davranmaya devam ediyor...

Bu arada, geçen ay "özerklik" propagandası yapınca infial uyandıran Yunus Emre ve fiyasko ile sonuçlanan sözde "CHP doğu masası" ekibinden Devrim Barış Çelik'in MYK'ya alınması da, "Kılıçdaroğlu kendisine isyan eden ya da 'saha'da başarısız olanları koltukla ödüllendiriyor" şeklinde yorumlandı...

İşte son MYK bu tartışmalı isimler yüzünden de pek heyecan yaratmamış...

Konu "CHP Doğu masası" adı altındaki öteleyici- ayrıştırıcı uygulamaya gelmişken, bu alanda Çelik'le birlikte Salıcı'nın doğu kentlerindeki müdahalelerinin hezimetle sonuçlanması da CHP örgütlerini iyice huzursuz etmiş...

ODABAŞI NEYİN PEŞİNDE?..

Urfa'dan Diyarbakır'a, Antep'ten Bitlis'e kadar uzun süre kayyumla yönetilen parti örgütlerini AKP'lilere teslim eden "Doğu masası"nın skandal hataları yüzünden

Urfa'daki seçim hezimeti de çok çarpıcı bir örnek...

Bu konuda Salıcı'nın ekibinden Şerdil Odabaşı var ki, icraatları her geçen gün daha çok tepki çekiyor...

Kadıköy'de çok başarılıymış gibi, ilçenin giderek büyüyen sorunlarını bir tarafa atarken Urfa siyasetine müdahale eden, ancak Siverek'teki köyünden bile CHP'ye oy çıkmayan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Odabaşı yine tartışmaların odağında...

Odabaşı'nın, genel başkanlık peşindeki Salıcı'yla birlikte, sadece il- ilçe yönetimlerine değil, milletvekili listesine müdahale etmesi de, (bir milletvekilinin güçlükle çıktığı) Urfa'da köklü partilileri bile CHP'den uzaklaştırmış...

Kadıköy Belediyesi'ndeki "rüşvet ve haciz" rezaletleri nedeniyle zaten büyük tepki çeken Odabaşı'nın, CHP'nin Urfa'daki milletvekili aday adaylarından Fatih Bucak tarafından, "bu şahsın mal varlığı soruşturulsun" şeklindeki suçlamalara maruz kalması da iyice kafa karıştırmış!!!

Odabaşı ile ilgili anlatılacak çok şey var!..

Ancak bir gerçek var ki; Kılıçdaroğlu, yakın çevresindeki liderlik mücadalesini fark etmişse, kılıçların çekilmesi sadece MYK'daki operasyonla sınırlı kalmayacak, birçok örgüt ve şaibeli belediye başkanının da tasfiyesi gündeme gelecek...

CHP yerel seçim ve kurultay hesaplarında büyük tartışmalara gebe... Dikkatle izliyoruz...

Yazarın Diğer Yazıları