Türk siyasetinin unutulmaz sözlerinden birisini merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel söylemişti:
-“Siyasette 24 saat çok uzun bir süre…”
Hukuki hükmü kalmadı ama anayasadaki takvim hükmüne göre 2028’de cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Erken seçim olur mu?
5 ay önce 31 Mart yerel seçim zaferine imza atan CHP Genel Başkanı Özgür Özel erken seçime karşı olduğunu açıkladı.
Normalleşme, yumuşama derken baktı ki çarşı pazar yanıyor.
Baktı ki umurunda olmayan Recep Tayyip Erdoğan yan gelip yatıyor.
Baktı ki ekonomi batıyor.
Bu kez dedi ki Özgür Özel;
-“Ya geçim ya seçim…”
Umursamadı Erdoğan da Mehmet Şimşek de.
Şimşek baktı ki ekonomist Erdoğan fakirden alıp zengine verme düzeni kurmuş.
Düzeltmek için dedi ki?
-“Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız…”
Vergi reformu hayali kurmuştu Mehmet Şimşek.
Erdoğan elinin tersi ile şimşek gibi çaktı Şimşek’e.
Kulislere “istifa etti” söylentileri yayıldı.
Şimşek için aslında üç yol vardı:
-Berat Albayrak gibi kaçıp, bakanlıktan sıvışmak.
-Lütfi Elvan gibi Erdoğan’dan affını istemek.
-Ya da Nureddin Nebati gibi atılmak.
Son kullanma tarihi henüz gelmemiş ki Şimşek hâlâ görevde.
Belki yarın belki yarından da yakın sarayın memurluğundan azledilebilir.
Neyse ne…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sabır taşı genel başkanlığının 10’uncu, yerel seçim zaferinin 5’inci ayında Erdoğan’a karşı çatladı.
Özel dedi ki;
-“Bundan sonra Tayyip Bey'e ses duyurmaya çalışmak yok. Duymuyor, duymadı, duymayacak.”
İşte tam teşhis budur.
Erdoğan 22 yıldır beş müteahhidin sesini duyar ama milletin sesini duymaz.
Gücünü milletten alan ve anketlere göre her geçen gün CHP’nin oylarını arttıran Özgür Özel, Erdoğan hakkındaki teşhisi koyduktan sonra tedavi yöntemini de fıstık mitinginde şöyle açıkladı.
-“Bu maaşlarla, fiyatlarla, yönetimle geçim olmuyor. Demek ki seçim olacak, o seçimi biz kazanacağız, siz kazanacaksınız. Türkiye kazanacak…”
Fıstık gibi muhalefet işte budur.
31 Mart yerel seçiminden sonra genel başkanlık koltuğunda oturmak yerine adım adım Türkiye’yi dolaşıp 5 ayda 7 miting yaptı Özel;
- İstanbul; Eğitim mitingi.
- Ankara; Emekli mitingi.
- Rize; Çay mitingi.
- Tekirdağ Hayrabolu; Buğday mitingi.
- Kocaeli Gebze; Emek, emekçi ve asgari ücret mitingi.
- Giresun; Fındık mitingi.
- Gaziantep; Fıstık mitingi.
20 günde bir olmak üzere toplam 7 miting yaparak milletin nabzını tutan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in şu mesajı çok önemli:
-“Aday değilim. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini yeniden iktidar yapmaya ve genel başkan olarak tarihe geçmek istiyorum.
Ben teknik direktörüm, maçın 90 dakikasında penaltı atılacak. Ona herkese sorarak karar vereceğiz. Ben en doğrusu kimse ona attıracağım."
Özel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceğini de şöyle anlattı:
-“1,6 milyon üyemize sorduk, sonuç bu deriz. Son derece çoğulcu yerden bakıyorum. Ben bu partide nerede sandık kurulduysa rekor kırdım. Üyeye kendinizi emanet edin, bakın hayat ne kadar kolay."
Evet aday belirlemek bu kadar kolay.
Peki, CHP takımında penaltıyı kim atacak?
-Mansur Yavaş mı?
-Ekrem İmamoğlu mu?
1,6 milyon CHP’li hangi isme penaltı attıracak?
Geçenlerde de yazdım.
6’lı Masa yazılarımda defalarca, “Cumhurbaşkanı adayınızı erkenden açıklayın” diye yazdığımı bilirsiniz.
Özgür Özel de 6’lı Masa için benimle aynı teşhisi koydu.
Tarihe cesur yürek siyasetçi olarak geçmesi için Özgür Özel’e diyorum ki;
-Penaltıyı kim atacak bugünden belirleyin.
