CHP ve MHP ihanete nasıl dur diyebilir?
Seçim süreci biter bitmez, özellikle iş çevreleri ve “Yandaş” diye tabir edilen medyanın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bir-iki talebi var: “İmzaladığın çekleri öde! Anayasa değişikliğine katkı ver! Kürt meselesini çöz!”
Nedir istenen veya dayatılan Anayasa değişikliği?
Lafı uzatmadan söyleyelim: Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarmak!
Peki Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olan CHP, böyle bir ihanete imza atar mı?
***
Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun bana söylediği sözleri hatırlatayım önce..
İstanbul’dan özel uçakla Van’a giderken, Kılıçdaroğlu’na “Avrupa Parlamentosu Sosyalist grubunun başkanı, Can Dündar’a canlı yayında açıkladı ve ‘Tayyip Erdoğan, Anayasa’dan Türk kavramının çıkarılacağını söyledi. Biz bu sebeple AKP’yi destekliyoruz..’ dedi. Geniş halk kitleleri, sizden ve Devlet Bahçeli’den, bu konuda teminat bekliyor.. Zaten demokratik özerklik talebi, AKP daha kurulmadan, ABD’den Tayyip Erdoğan’a gönderilen gizli bir memorandumda gündeme getirilmiş ve küresel güçlerin, kuruluş sürecindeki AKP’yi bu şartla destekleyecekleri belirtilmişti. Üçbuçuk sayfalık bu metni 10 yıl önce yayınladım. Üstelik bu memorandum, AKP’nin parti programı haline getirildi” diye sormuştum.
Kılıçdaroğlu, “Biz, Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı’nı uygulayacağımızı ilan ettik ama fark şu: Biz, siyasi özerklik istemiyoruz. Belediye başkanlarını zaten halk seçiyor. AKP iktidarı, belediye gelirleri acil eylem yasasını çıkarma sözü verdi, çıkarmadı. Bizim teminatımız Lozan.. CHP bu konularda direnecek elbette. Başka bir seçeneğimiz yok. Yoksa kendi varlık sebebimiz ortadan kalkar. Yoksa biz de kurucu ilkelere ihanet etmiş oluruz. Biz, cumhuriyeti kuran partiyiz. Çok partili rejimi de biz getirdik. Sosyal demokrasi devriminden sonra şimdi de demokrasi ve özgürlükler alanındaki devrimleri de biz yapacağız. Aslında ayrıştırmanın temelinde yoksulluk, yolsuzluk ve hukuk dışı uygulamalar vardır. Yargının siyasallaştığı bir ülkede tuz kokmuş demektir. Bütün bu ayrıştırma politikalarına karşı duyarlı bir toplum oluşturmak durumundayız. Yoksulluk daha ciddi bir sorundur. İnsanlarımızı birilerine minnet duymak noktasına getirmiş olmaları en ciddi tehlikedir. Ayrıştırmayı önlemek için, bu sorunları çözmemiz lazım” diye cevap vermişti.
***
İşin başında, Deniz Baykal’a yapılan kaset operasyonunun sebebi, CHP’yi Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkaracak Anayasa değişikliğine razı etmekti. Çünkü Baykal ABD politikalarına direniyordu ve bu yüzden harcanması gerekiyordu. MHP ise zaten kurum olarak, taban olarak bilinçliydi ve direneceği kesindi. Bu sebeple MHP’de genel başkan değil, kurum hedef alındı. Bu şerefsiz saldırının sebebi de Meclis dışında bırakmaktan çok MHP’yi özerk yönetimlere ayrılmış yeni bir devlet yapısına razı etmekti.
Şimdi CHP içinde yönetimde ve seçilen milletvekilleri arasında küresel talepleri yerine getirmeye gönüllü bir grup var. Yerel yönetimlere özerklik ise AKP’nin zaten programında var. BDP, burada PKK ile birlikte talep eden konumundadır. Yani PKK, ABD ve AB’nin dayatmalarını seslendiriyor, CHP ve MHP kaset operasyonları ile ihanete zorlanıyor!
Bu durum karşısında yapılması gereken şey, AKP, CHP ve MHP içindeki, Türklük gurur ve şuurunu taşıyan insanların gerekirse aynı çatı altında toplanarak işbirliği yapmasıdır.
Türkiye’yi özerk cumhuriyetlere bölmek, Türk Milleti’ni Anayasa’dan ve dolayısıyla tarihten silmeye kalkışmak zannedildiği gibi kolayca gerçekleştirilebilecek bir ihanet değildir.
Bedelini de pahalı ödeyeceklerdir.