CHP, nasıl iktidar olur?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçiminde iki adayın Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül olması halinde Gül’e destek verebilecekleri yönündeki açıklamasını yorumlayarak “Demek ki Rabb’im, Cumhurbaşkanlığında bile Kılıçdaroğlu’na AK Parti’nin göstereceği adaylardan birine oy verme hidayetini nasip etmiş” dedi.
Deniz Baykal CHP Genel Başkanı iken, Başbakan ve diğerlerinin hiçbir zaman Deniz Baykal’a şükrettikleri oldu mu? Oysa ki Kemal Kılıçdaroğlu’nu velinimet olarak görüyorlar.
Nereden bakarsak bakalım, bugünkü siyasi konjonktürde, Kılıçdaroğlu bu işi yapamadığını en azından kendi vicdanında itiraf ederek genel başkanlıktan istifa ederse, CHP’nin iktidar olma şansı çok artar. Çünkü:
1) Kılıçdaroğlu dış politikayla, iç politikayı bir birine karıştırıyor. Söz gelimi Suriye ve Irak konusunda, sanki Türkiye’nin dışa karşı milli duruşuna ters düşüyor.
Başbakanın Suriye ve Bağdat konusunda yanlış yaptığı açıktır. Bir muhalefet partisinin yapması gereken, Başbakanın bu yanlışlarını, nedenleri ve sonuçları ile ortaya koyarak, onu halka şikayet etmek ve halka bir daha seçmeyin demektir. Zira Türkiye’nin dış işlerini halk bu Başbakana emanet etmiştir. Yanlışın cezasını da CHP değil, halkın kendisi vermelidir.
Oysa ki Kılıçdaroğlu hükümet içinde farklı bir hükümet gibi hareket ediyor. Başbakanın ve hükümetin kavga ettiği Esad’a CHP heyeti gidiyor. Irak Merkezi Yönetimi, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uçağına iniş izni vermiyor. Buna rağmen Kılıçdaroğlu, Irak Başbakanı Maliki’nin Irak’a davetine evet diyor.
2) Kılıçdaroğlu’nun tutumu ve kadrolarda Alevilerin çoğunlukta olması nedeniyle ve biraz da kasıtlı olarak, CHP için Alevi partisi damgası vuruldu. Gerçekte Aleviler öteden beri CHP’nin tabanını oluşturur. CHP Kılıçdaroğlu’ndan önce Alevi inancı ve haklarını daha kolay savunuyordu. Söz gelimi ben 2008 bütçesi nedeniyle Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Alevi inancının desteklenmesi için yedi maddelik bir öneride bulunmuştum. O zamanki basın haberi aynen şöyle idi... “CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz ilginç bir öneride bulundu. Korkmaz, Türkiye’de 15 milyon Alevi, 2 milyon civarında Caferi bulunduğunu belirterek Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevi ve Caferileri de kapsayacak şekilde kaynak tesis etmesi gerektiğini söyledi.”
Şimdi, Alevi hakları ve inancı konusunda atılan her adım, kamuoyu ve Alevi olmayanlar tarafından yanlış anlaşılıyor. CHP tabanından tepki geliyor. Bu sorun Kılıçdaroğlu’nun şahsından, Milletvekili adaylıkları ve örgüt kadrolarındaki önyargılarından, yanlış tercihlerinden ve daha da önemlisi, bir projenin parçası olduğu şeklindeki şüphelerden ileri geliyor. Eğer Genel Başkan Alevi inancına sahip bir başkası olursa, CHP aynı sorunu yaşamaz.
3) Bugüne kadar CHP’de hiçbir genel başkan, Kılıçdaroğlu kadar destek almadı. Sarıgül, Kılıçdaroğlu zarar görmesin diye partisini askıya aldı. Ne var ki hiçbir genel başkan da bu kadar kısa sürede tükenmedi. Kılıçdaroğlu bürokrat olduğu için, her şeye tek pencereden bakıyor. Proje değil laf üretiyor. Bu nedenle de çok gaf yapıyor. Kamuoyunun Kılıçdaroğlu’na güveni kalmadı. Başbakan etkili hatiptir ve fakat Türkçeyi iyi kullanamaz. Bunun için de camdan okuyor. Kılıçdaroğlu ise camdan okumuyor. Türkçeyi daha iyi biliyor ve fakat devlet adamı tarzıyla değil, münazara tarzıyla konuşuyor. Laf yarıştırıyor. Gaf yapıyor. Projelere inanmadığı için gündem yaratamıyor. Başbakanın dümen suyundan gidiyor. Çoğu zaman lafın nereye gittiğini bilmiyor. Çok konuşulan bir gafı: “Biz öyle sayın Başbakan gibi söz verip de sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz!”
4) Günübirlik siyaset yapıyor. Söz gelimi 2011 yılı bütçe görüşmelerinde, Genel Başkan olarak Kılıçdaroğlu, bir saatlik konuşma hakkının yarısını, Kayseri yolsuzluk dosyasını açıklamaya ayırdı. Oysa ki bütçe 75 milyon insanı ve Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. O zaman kendi kendime bir daha aday olmayacağıma dair söz verdim. Mamafih Kayseri yolsuzluk dosyası da yargıda kapandı. Kayseri Belediye Başkanı, kendisini yolsuzlukla suçlayan Kılıçdaroğlu ve CHP’li vekillere dava açarak 70 bin lira tazminat kazandı.