“CHP adım adım ilerliyor AKP adım adım geriliyor”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul, Niğde, Nevşehir ve Muğla’da olduğu gibi sadece il merkezlerinde düzenlenen mitinglerde değil ilçelerde veya yol üzerinde toplanan kalabalıklar olursa da konuşma yapıyor. Kaç kişi olursa olsun, herkesi selamlıyor, bazen otobüsü durdurup vatandaşlarla bir çay içiyor.
Yani adım adım ilerliyor.
Niğde ve Nevşehir’de Kılıçdaroğlu’nun seçim otobüsünde beraber olduğumuz CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, genel durumu özetlerken, CHP’nin şu anda yüzde 30 oy bandında olduğunu ve “adım adım” yukarıya doğru ilerlediğini söyledi. Hatta, “Ani bir yükseliş yok ama grafik hep yukarı doğru. AKP’de ise durum tam tersine, adım adım geri gidiyorlar. AKP gerileme ve çöküş sürecine girdi” dedi.
Toprak, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın dini siyasete alet etmesinin, saldırganlaşmasının, belden aşağı vuruşlarının, kasetlerden medet ummasının bu gerileme ve çöküşten kaynaklandığını söyledi.
***
Kılıçdaroğlu, Bodrum ve Milas’ta daha yoğun bir ilgi ve coşkuyla karşılandı ve her konuşmasında söylediği gibi “Ben günde 16 saat çalışıyorum. Sizden de seçime kadar bize oy vermeyen bir yurttaşı ikna etmek için günde sadece 10 dakika çalışmanızı istiyorum” dedi.
Laf aramızda, zamanın büyük kısmı yollarda geçiyor ama birkaç gündür ben de günde 18 saat çalışmak durumundayım..
Kılıçdaroğlu, seçim gezilerini küçük bir özel uçak ve helikopter kullanarak sürdürdüğü için gazeteler, bölge muhabirleri ile takibi sürdürüyor. Bu arada Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin ve CHP’nin diğer genel başkan yardımcıları, televizyonları da ihmal etmiyor. Nitekim, bu gezi yoğunluğu arasında Kılıçdaroğlu Siyaset Meydanı’na, Tekin de Kanal B’deki programa katıldı.
***
Kılıçdaroğlu, mitinglerde ne söylüyorsa televizyonlarda da aynı konuşmaları yapıyor.
Nitekim, “Bir ülkenin Başbakanı çıksın, yasadışı kasetleri kendi siyasi malzemesi olarak kullansın, hem de ahlâktan bahsetsin, böyle bir ahlâk anlayışı olabilir mi? Yasadışı yollardan elde edilen deliller de delil sayılmaz. Bir Başbakan bu noktaya geldiyse o ülkede demokrasi olamaz” sözlerini her mitingde tekrarlıyor.
Tabii “kaset siyaseti” deyince burada durmak lazım. Çünkü bu operasyonla hedeflenen MHP’nin parlamento dışında bırakılması.. Yani bu bir “siyaseti düzenleme operasyonu!”
Peki kim sorumlu bu operasyondan?
Kılıçdaroğlu, bizzat Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutuyor.
Bu arada söz MHP’den açılmışken belirteyim ki, Kılıçdaroğlu’nu dinlemeye gelenler arasında bulunan Yeniçağ okurları da beni tanıyıp “hoş geldiniz” diyor. Bazı yerlerden geçerken Kılıçdaroğlu’nu, samimi bir şekilde bozkurt işaretiyle selâmlayan gençler de oldu.
***
Kılıçdaroğlu bir AKP afişinde Ecevit ile ABD Başkanı Clinton’u bir arada gösteren fotoğrafın kullanılması konusunu da hemen her konuşmasında hatırlatıyor ve “Ecevit, bu ülkenin tarihinde çok önemli olaylara imza atan bir liderdir. Hiç bir zaman Ecevit, Amerika’ya gidip icazet istemedi. Erdoğan gitti, ‘bana destek verin’ dedi. Şimdi kalkıp Ecevit’e laf ediyor. Ecevit kim, sen kim? ‘Kıbrıs’a çıkarma yapamazsınız’ dediler, çıkarma yaptı. Şimdi onlar ne yaptılar? Getirdiler tezkereyi, ABD askerleri Türkiye topraklarından Irak’a gidecek... Söz verdiler. At pazarlığı yaptılar” ifadelerini kullanıyor.
Kılıçdaroğlu bu sözlere Ecevit’in ABD baskısına rağmen afyon yasağını kaldırmasını da ilave ediyor. Gerçekten de o dönemde, Amerika’daki uyuşturucu kullanımından Türkiye’yi sorumlu tutan senatörlerden biri “Sultanahmet Camii’ni bombalayalım” bile demişti.