CHP, 10 maddenin anlamını bilmiyor mu?
Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin “V. Murad” balesi, sahnelere veda ederken, Abdullah Öcalan’ın “Bir devlet nasıl çökertilir?” operası, önce Dolmabahçe’de sonra bütün yurtta sahne aldı!
Ne diyor HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan?
“Hükümet yetkililerine çağrı yapıyoruz. Bu elimize geçen son bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek için yapılması gereken şeyler var. Hızla izleme kurulunu oluşturup, bu kurulla heyetimizi adaya gönderip Sayın Öcalan ile maddeler üzerindeki tartışmaları başlatmak gibi” diyor değil mi?
“Sayın” kelimesi Pervin Buldan’a aittir ama 10 maddede uzlaşmanın PKK’nin silâhsızlanma kongresi toplaması için ön şart olduğunu söyleyen de oydu.
Ahmet Davutoğlu ise metin yazarı Abdullah Öcalan olan 10 maddenin ön şart olmadığını belirterek, “Aksine bu açık bir silahları bırakma çağrısıdır. Özü silahları bırakmadır” diyerek Abdullah Öcalan’ın sözlerinden meal çıkarma çabasına girişti. Arada kalan Selahattin Demirtaş ise KCK ve Öcalan’ın 10 maddenin ön şart olmadığı yolunda yeni açıklamaları olduğu öne sürülünce “Ön şart mıdır değil midir onu göreceğiz” diyebildi!
Tayyip Erdoğan da “Uygulamaya bakacağız” diye konuşmuştu.
Kısacası, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve muhalefet liderleri, Abdullah Öcalan’ın yazdığı, AKP’li bakanlar ve HDP’lilerin açıkladığı, 10 maddeyi yorumlamaya çalışıyor!
***
Tartışılan 10 maddenin ne anlama geldiğini, soyut değil somut taleplerin demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik gibi kavramlar arkasına gizlendiğini, 1 Mart Pazar akşamı, Habertürk televizyonunda Ece Üner’in “Enine Boyuna” adlı programında madde madde açıklamıştım. 2 Mart tarihli Hürriyet’te de Okan Konuralp imzasıyla 10 maddede PKK’nın ne yapmak istediği inceleniyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “On maddeyi okudum. İçinde, özgürlük diyor, barış diyor, her şey diyor. Soyut kelimeler, bunlara karşı çıkacak halimiz yok. Özgürlük, barış geldi de biz karşı mı çıktık. Peki bu şifreli metnin arkasında ne var? Onu bilen var mı? Onu biz bilmiyoruz. Hürriyet’ten bir gazeteci arkadaşımız 10 maddenin şifrelerini yazdı” diyor!
Peki ama 10 maddenin ne anlama geldiğini gazeteciler biliyor da siz niçin bilmiyormuş gibi yapıyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu? Üstelik soyut gibi görünen veya özgürlük barış kavramları ile makyajlanan maddelerin, aslında, etnik kimliğin Anayasal düzeyde tanınması, özerklik, ortak vatan, PKK’nın özerk bölgenin ordusu haline getirilmesi gibi çok somut taleplerden oluştuğunu da herhalde gazetecilerden iyi biliyorsunuz!
***
Yandaş medya veya AKP-HDP tarafından, kamuoyuna, “barışı istemeyen adam” gibi sunulmak ve bu yüzden oy kaybetmekten çekiniyor olabilirsiniz ama “Bu anlayışla ben barışın geleceğine inanmıyorum. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir süreç, Türkiye’ye barış getirmez. Açık ve net söyleyeyim; AKP ile HDP arasında bir seçim iş birliği var ve bu iş birliğini bu şekilde birbirlerinin konumunu koruyarak götürmek istiyorlar” diyerek asıl oyunun altını çizen de sizsiniz...
Bence “Mustafa Kemal’in partisi” nin genel başkanı, daha açık konuşmalı! Elbette Kürt kökenli vatandaşlara yaptığınız “Diyarbakır, Hakkâri, Şanlıurfa, Bitlis... Nerede yaşıyorsanız, İstanbul, İzmir... Samimi ve dürüstüz, ahlâklıyız, demokrasiyi istiyoruz, etnik kimlik üzerinden siyaset yapmıyoruz, seni ikinci sınıf yurttaş görmüyoruz, birinci sınıf demokrasi herkes için gelsin, hepimiz için gelsin” çağrınız yerindedir ama Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, millet birliğini öne çıkararak Kürt kökenli vatandaşlarımızın varlığının da buna bağlı olduğunu anlatmazsanız sizin samimiyetiniz de sorgulanmaz mı? Dolayısıyla asıl bu sebeple oy kaybetmeniz söz konusu olmaz mı?