"Çengelköy" tepelerinde neler oldu?..

Bu ülke artık "operasyon"lar ülkesi oldu!.. "Mutluluk" mu "operasyon" mu diye sorarsanız; hiç kuşkusuz günlük yaşamın içinde en çok kullanılan sözcüklerden birinin aslında "operasyon" olduğu ortaya çıkacaktır...

Ortada terörist, mafya, suç örgütü, kanunsuzlar kalmasın iyi de; sabah-akşam duyulan "operasyon" sesleri ve her medya platformundan yayılan "operasyon" haberleri Türkiye'yi sürekli gerilim içinde tutuyor... Hele de dış dünyaya karşı...

Yalnızca "FETÖ" denilen suç örgütünün kuşatılmasından söz etmiyorum... Başka gerekçelerle de siyasetçisinden askerine, polisinden memuruna, gazetecisinden bilim adamına, ev kadınından öğrencisine kadar yıllardır herkes bir köşesinden "operasyon"a uğruyor bu memlekette!!! Bazen masum bir protesto, bazen "Twitter" paylaşımı yüzünden bile...

Çünkü bu ülkede "fıtık" operasyonundan çok; algı, sindirme, bertaraf etme, ayak kaydırma ve itibarsızlaştırma "operasyon"ları yapılıyor ki, hem önemli "asayiş" "operasyon"ları gölgede kalıyor hem de memleket bir türlü sakinleşmiyor!!!

Asıl konumuz olan terör, çete, "organize suç örgütü" operasyonlarına gelmeden önce, önemli bir soruyu sormak lazım; gündemi bayağı sarsan sosyo-ekonomik, politik ya da diplomatik az mı operasyon yaşadı bu ülke?..

"Ergenekon" zırvası adı altında ülkenin askerine, siyasetçisine ordusuna, polisine, gazetecisine ve iş adamına yönelik yüzlerce sinsi "operasyon"un "cemaat tezgahı" olduğu ortaya çıkmadı mı?..

Türkiye bu karanlık "operasyon" zincirinin ardından yıllar boyu tarihinin en büyük kaosunun içinde yıpranmadı mı?..

İşte o "operasyon" yüzünden binlerce kişi yalan ve düzmece belgelerle zindanlara atılmadı mı, yuvalar yıkılmadı mı, yaşamlar altüst olmadı mı, askerler-polisler işlerinden olmadı mı, birçok masum cezaevlerinde can vermedi mi?..

Ve de tam o süreçte Baykal ve MHP'li vekillere yönelik "kaset operasyonu" bu ülkede siyasi dengeleri şok edici biçimde şaşırtmadı mı?..

CHP'nin de daha sonraları bir türlü iflah olmadığı o operasyonun perde gerisi yeterince aralandı mı, "kaset" operasyonu zanlılarından biri olan olan "polis" müdürünün geçen haftalarda cezaevinde ölü bulunması kamuoyunda kuşku yaratmadı mı?..

***

İçten-dıştan operasyon!..

Peki; teröre göz açtırılmasında, sınır "operasyon"larının ülkeyi sürekli kaos içinde tutmasına ne demeli?..

PKK, El Kaide ve IŞİD konusundaki gaflet bir yana; Rusya'ya, Suriye konusunda gözdağı vermek için yapılan uçak düşürme "operasyon"u az mı iş açtı memleketin başına?..

"Suriye" demişken, son günlerde memleketi en çok ilgilendiren bir vaka da patates-soğana yapılan sinsi "operasyon" değil miydi?..

Ramazan ayındaki kazık "operasyon"u (!) stokçu-siyasetçi-karaborsacı üçgeninde iftarları zehir etmedi mi millete, vatandaş kilosu 7.5 liraya kadar çıkan patatesi alabildi mi?.. Söyler misiniz, kim çekti o ahlaksız kan emici"operasyon"u?..

"Operasyon"lar sıradanlaştıkça "gerekçe" ve "zaman" sorgulaması da öne çıkıyor aslında!!!

Yani, "operasyon niçin yapıldı" sorusundan çok, "neden şimdi yapıldı" sorusu daha da önemli gelmeye başladı millete!..

Son yıllarda "sağ"ından "sol"una kadar siyasetin kol kola yürüdüğü FETÖ'cülere yapılan "operasyon"lar ve yine AKP'nin PKK ile birlikte yürüttüğü "açılım" oyununun ardından HDP'ye yönelik "operasyon"ların "niçin" ve "neden şimdi" soruları arasında önemli paradoksları olmadı mı?..

Evet; Türkiye burası, bir bakmışsınız HDP/PKK'ya, "gel şöyle bir açıl(al)ım" dedikten sonra stratejik ortak bir anda tepetaklak edilmedi mi?..

Peki ya FETÖ'ye ne demeli?.. Tam da "ne istediler de vermedik" denilmişken, "operasyon"a uğrayan FETÖ, "ne istediniz de 'hizmet'e kıydınız" diye isyan etmedi mi?..

"Medya" operasyonlarına gelince... Sözcü'ye yönelik kıskaç ve Doğan Medya'nın yok olmaya sürüklenmesi de sinsi birer operasyon muydu acaba?..

Ya da, gericilikle-bölücülükle mücadele etmesi ve laik cumhuriyete sahip çıkması gereken Cumhuriyet gazetesi şu anki yöneticilerinin tasfiye amaçlı "iç operasyon"una uğramadı mı?..

Cumhuriyet kurtarılmayı beklemiyor mu?..

***

"Maşallah"lı baskın!..

Evet; son yıllarda HDP'den PKK'ya, FETÖ'den mafyaya kadar şok edici-sarsıcı operasyonlar konusunda, "niçin"den çok, "neden şimdi" (!) sorularına bir kez daha dikkat çekerken, gündemdeki asıl konuya gelelim...

Şu "Adnan Hocacılar" bir yandan "bilim" iddiasıyla "vakıf" kurarken, diğer yandan okullardaki toplantılarda bile "Darwin"e saldırarak "bilim"e karşı dururken, siyaset seyretmedi mi?..

Peki; "millî değerleri korumak" için "vakıf" kurarken, televizyonların canlı yayınlarında gece yarılarına kadar kadın oynatılması üzerine, kamuoyu aylarca "millî değerler"i tartışarak RTÜK'e şikayet yağdırmadı mı?..

Son yıllarda Adnan Oktar ve ekibi sürekli olarak kızları kendilerinden kopartılan ailelerin şikayetleriyle medyaya konu olmadı mı?..

Ağızlarından "Allah"ı, "Maşallah"ı düşürmeyen bu grup bir yandan "İslamcı" gibi görünmeye çalışırken, diğer yandan Müslüman dünyasının en çok nefret ettiği İsrail'le olan ilişkilerini açıktan sergilemedi mi?..

Evet; son yıllarda "kaset, şantaj, tehdit, kadınları alıkoyma" iddialarıyla defalarca medyaya konu olmasına rağmen Oktar grubuna, hem de etki ve popüleritesinin zirve yaptığı bir dönemde "operasyon" yapılması herkesin aklına aynı soruyu getirdi; "Bu kadar skandala rağmen neden beklendi, neden şimdi?.."

Emniyetin açıklamasında "siyasi ve askeri casusluk" suçlaması bile varken Adnan Oktar ya gerçekten ülkeyi sıkıntıya sokan çok tehlikeli ilişkilere girdi ya da "kedicik"leriyle birlikte "maşallah maşallah" diye göbek atarken nüfuzlu birilerinin ayağına bastı!..

PKK'nın büyüyen tehdidini enterne eden, HDP'nin örgütle ilişkilerini açığa çıkartan, en çok da FETÖ'nün kirli çamaşırlarını ortaya seren son yılların en büyük "operasyon"larından sonra bakalım Çengelköy sırtlarındaki 30 dönümlük ormana yapılan beklenmedik "operasyon"la neler saçılacak ortalığa?..

Yazarın Diğer Yazıları