Cenazelerle 'Yeni Türkiye'nin provası yapılıyor!
Paris’te üç PKK’lının öldürülmesi ile ilgili ilk tahminim, “Bu olay, İmralı görüşmelerini baltalamak için değil, desteklemek içindir. Yani susturuldular! Öyle ya Öcalan’ın sırlarını, PKK’lılar dünyaya açıklarsa, İmralı süreci ne olur?” şeklindeydi.
Son zamanlarda, önemli araştırmaları yayınlanan Turgay Şık, mesajında bakın ne diyor: “Fazla değil bu sene sonuna kadar, üç-beş PKK yöneticisi daha ortadan kaldırılabilir. Birkaç yıl içinde Öcalan’dan başka kimse kalmayacak. Oslo görüşmelerini ayarlayan Washington, PKK’yı uyumaya gönderecek. Bu süreçte Kürt olmayan ve yapıyı bilen yöneticiler ne olacak? İşleri bittiği için ebedi uykuya yatacaklar.. Kısaca; 3 PKK’lının ölüm sebebi, barışın gelmesidir; ama bunu herkes ters anlıyor. Neden mi? Barış gelince, PKK’nın öldürülmeyen yöneticileri medyatik olur ve bütün bildiklerini açıklamaya başlar. PKK’nın bütün ipliği pazara çıkar. Tabii PKK’nın arkasında olan bütün istihbarat örgütleri ve devletlerin iplikleri.. İşte bütün mesele burada! Kimse ipliğinin pazara çıkmasını istemez. Washington’un emri bu yöndedir. Üç kişinin bildiği sır, sır olmaktan çıkar! ABD güdümlü Barzani, PKK’nın yerini almıştır artık; PKK’ya gerek yoktur. Bu yüzden PKK uykuya yatmalı, barış süreci ile birlikte Avrasya politikası hızlı bir şekilde devam etmeli. ABD destekli Türkiye’nin eli güçlenmeli, Orta Doğu’da fazla sorun çıkmamalı. Çünkü hedef, Avrasya’nın enerjisidir. Mali’de, Fransa’ya verilen destek, yemdir. Orta Doğu’ya fazla karışmasın diye.. Avrasya politikasından da uzaklaştırmaktır.”
***
Şayet bu iki değerlendirme doğruysa, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, seçmene sitem eder gibi söylediği, “Bundan sonraki seçimlerde, AKP’nin yüzde 70 oy alması, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni sürüm diktatör olması sürpriz olmayacaktır” sözlerinin hikmeti de ortaya çıkıyor.
Bahçeli’nin bu tür öngörüleri hep tutuyor. Galiba projelerin nasıl işlediğini herkesten iyi biliyor, bizim gibi tahminde bulunmuyor ve olacakları tek tek sayıyor.. Dinleyenler ise bunları eleştiri sanıyor..
Fakat Tayyip Erdoğan da ne yaptığını bildiği için topu taca atmayıp bu pası iyi değerlendirdi ve “Bu muhteşem matematik yeteneğinden, muhteşem siyasi çözümlemesinden, özellikle de AK Parti ile ilgili bu siyasi öngörüsü ve iyi niyet temennilerinden dolayı Sayın Bahçeli’yi tebrik ediyorum” deyiverdi..
Üç PKK’lı için geniş katılımlı cenaze törenlerine niçin izin veriliyor o halde? Erdoğan bunun sebebini de açıklıyor:
“Acıyı dindirmek için Türkiye’nin ayağına bağ olan bu sorunu artık sonlandırmak için Türkiye’de kardeşliği daha da pekiştirmek için ne gerekiyorsa meşru daire içinde onu yapıyoruz ve yapacağız”
***
Peki meşru daire içinde ne yapılıyor? Onu da geçen gün Ruşen Çakır açıkladı. Çakır şöyle dedi: “Ankara’da bir şey daha öğrendim: Yeni anayasada en temel sıkıntının Kürt sorunu nedeniyle yaşanacağını, 4 partili ortak komisyonun bu konuda uzlaşamayacağını düşünen Öcalan şöyle bir pratik çözüm önerisi geliştirmiş: ’Anayasanın Kürt sorunuyla ilgili bölümlerini, iktidar partisine son kongre öncesi katılmış olan ve yönetime giren iki isim, Has Parti eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile Anayasa Mahkemesi eski raportörü Osman Can kaleme alsın.’”
Ruşen Çakır, “Ankara’dan haber aldım” diyor. Ankara’da Abdullah Öcalan ile görüşen bir kişi var. O da MİT Müsteşarı.. Tabii Başbakan’a da bilgi veriyor..
Peki Osman Can’ı anladık da Numan Kurtulmuş nereden çıktı? Onun sırrı da Kurtulmuş’un son günlerde sık kullandığı “Yeni Türkiye” kavramından dökülüyor! Bilindiği gibi, Graham Fuller’in kitabının adı “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” idi.. Yani adı Türk olmayan, etnik unsurların Osmanlı örneğinde olduğu gibi Sünni temelde birleştirildiği bir federasyon.. Öldürülen PKK’lıların Alevi kökenli olması da bu çerçevede önem taşıyor.. Çünkü Aleviler, büyük tehdidi görmüştür..
Türkiye’ye biçilen Amerikan elbisesinin son provası yapılıyor, görevliler kendilerine düşen rolü oynuyor. Tabii bu projenin durdurulması, ancak Amerika’nın durdurulması ile sağlanabilir. Bu da Rusya, Çin ve İran’ın tam ittifakı ile mümkündür. Türkiye ise iktidarıyla, muhalefetiyle, kurumlarıyla teslim alınmıştır.