Çalışanı bozmak
Dünya bu defa Avrupa’da başlayan krizle allak bullak oldu. Yunanistan’ın iflas derecesinde sıkıntıya düşmesi hemen arkasından Portekiz, Polonya ve İspanya’da da ödeme sorunlarının çıkması Avrupa’nın derin bir krize doğru yol almasına neden oldu.
Üstelik bu olayların global krizin “Artık bitti” denildiği bir dönemde yaşanması oldukça ilginç. Aslında dünyada kriz bitmedi. Sadece Amerika bu krizi görüntüde bitirdi.
Ben Amerikan Merkez Bankası FED ve diğer kurumlarının açıkladığı ekonomi veri rakamların gerçekçi olduğunu sanmıyorum.
Amerika her zaman psikoloji kuralları ile oynamıştır. Son krizde de ekonomi kurallarının paniği yatıştırmadığını görünce devreye psikoloji kurallarını sokmuştur. İşte bu psikoloji kuralları dünyaya birkaç ay da olsa “kriz bitti” havası yaşatmıştır. Amerika’nın bu planı maalesef tutmadı ve Yunanistan ile patladı. AB’nin başı şimdi şımarık çocuğu ile dertte. Artık ne olduğu belli olmayan birlikte yer aldığı için şımarık çocuklar gibi Türkiye üzerinde baskı yaratmaya çalışan Yunanistan belki de Avrupa Birliği’nin sonu olacak.
Yunanistan’ı kurtarmak için bir araya gelen AB liderleri neredeyse kendi aralarında kavga ettiler. Adamlar haklı. Kendi ülkelerini kurtarmaya çalışırken, miras yiyen, hayırsız ve şımarık evlat Yunanistan kapıya borç-icra getirdi. Zavallı Almanya dev otomobil fabrikalarının kapısına kilit vurdurmamak için kırk takla atarken şimdi Yunanistan ile uğraşıyor.
Alman öfkeli.
Benim vergim neden Yunanistan’a gitsin!
Aynı tepki Fransız ve İtalyan’dan da geliyor. İngiltere’yi hiç sormayın! Dokunsanız patlayacak cinsten. Dünyanın ikinci finans merkezi çöktü çökecek. İngilizler işsizlikle boğuşurken Yunanistan’ın adını bile anmak istemiyor. İşte böyle bir ortamda ülkeler krizle boğuşurken, Türkiye ne yaptı? Türk sermayeli bir iki bankanın dışında tamamı yabancıların kontrolündeki finans sektörü krizi şimdilik atlatmış görünüyor. Yani en azından son krizde sorun çıkartmadı.
Sistem çalışıyor.
Ancak çok ilginçtir ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan bir anda ortaya çıktı ve garip garip önlemlerden bahsetmeye başladı. Mevduat sınırlaması gibi bankacıların bile anlamadığı garip konuşmalar. Sonra yalanladı. Sonra Amerika’dakine benzer bazı düzenlemelerin Türk versiyonunu yapacaklarını anlattı.
Bankacılar şaşkın.
İyi de bu düzenlemeler neden? Ortada sorun yok. Sistem tıkır tıkır işliyor, neden bir şeyler yapma geregi duyuyor hükümet? Bir bankacı biraz korkuyla biraz da cesaretle kısık sesle konuştu:
Bunlar çalışan bir sistemi tamir etmeye çalışıyorlar! Evet! AKP çalışan bir sistemi tamir etmeye çalışarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. AKP’nin tamir merakı umarım Türkiye’nin başına iş açmaz. Çünkü bankacılık sistemi 2000 yılındaki krizle birlikte farklı bir sisteme oturtuldu. Şu ana kadar da tıkır tıkır işliyordu. Şimdi AKP çomak sokmaya başldı. Onlar buna tamir diyor, bankacılar ise çalışan sistemi tamir etmek!
Bence Başbakan Ali Babacan’a uğraşması için başka bir görev vermeli. Yoksa daha çok şey ile oynamaya kalkacak!