Çaktırmadan vurarak öldürün
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal başbakan olur olmaz 1983’te ilk yurt dışı gezisini İran’a yaptı.
Dönemin en ünlü gazetecilerinden merhum Ertuğrul Akbay, Günaydın adına izliyordu.
2. gün İstanbul-Ankara arasında telefonla yapılan sabah toplantısında Haldun Simavi kıyameti kopardı.
Özal’ın heyetinde bulunan iş adamları taksi ile giderken ASALA suikast yapmış ve bir iş insanı başından yaralanmış.
Gittiği hastaneyi bulan Yeni Asır muhabiri kardeşim Emin Varol sedye üzerinde ilk müdahale sırasında fotoğraf çekerek haber yapmış.
Günaydın gazetesi bu haberi atlamış.
İşte bu nedenle Haldun Simavi gazetecilik ruhu ile merhum ustam Ertuğrul abimi eleştiriyordu.
Emin Varol o günden bugüne çok başarılı gazetecidir.
Özal’ın 2. gezisi Pakistan’aydı.
Günaydın’ın Ankara Temsilcisi merhum Bekir Coşkun beni çağırarak, “Özal’ı sen izleyeceksin” dedi.
‘Bekir abi, My name is Orhan işte tüm İngilizcem bu kadar’ dedim.
Bekir abi, “yanlış anladın İngiltere Başbakanını değil Türk başbakanı izleyeceksin” dedi.
İzledim ve Pakistan Devlet Başkanı merhum Ziya Ül Hak ile Özal’ı namaz kılarken fotoğraflayarak tüm medyayı atlattım.
Emin Varol’un başarısı sayesinde Özal’ın birçok yurt dışı gezisini izledim.
Gelelim konumuza.
Emin Varol 15 Temmuz’da, “Bodrum Gündem” gazetesinde “Köpekler tamam, domuzlara ne olacak?” başlıklı harika bir yazı ile çok önemli bir sorunu gündeme getirdi.
Varol yazısında özetle diyor ki;
“Tüm Türkiye, sokak köpeklerini önce barınaklara alıp sonra “uyutmaya” odaklandı.
Yasa bile yayınlandı.
Ünlü tatil beldesi Bodrum’da ise, sürüler hâlinde dolaşan domuzlardan korunmak için sokak köpeklerini kullanma öneriliyor.
Saldırgan olmayan “iyi huylu” köpeklerin, barınaklardan alınarak evlerde beslenmesini öneriyor.
Kamuoyunda “pahalı lahmacunu” ile gündemden düşmeyen Bodrum’da aç kalan domuzlar, artık yazlıkçılarla birlikte yaşıyorlar.
Onları, Belediye önlerinde, plajlarda, ana yollarda, alışveriş merkezlerinin önlerinde her yerde görmek mümkün.
Denize girenleri bile var.
Bir taraftan da tehlikeli olmaya başladılar.
Turgutreis Sanayide, bir aracın sahibi çok iri bir domuzun Yalıkavak yolu üzerinde aniden önüne çıktığını, arabasının ön tarafını parçaladığını anlattı.
Aynı gün gece yarısı, Hekimköy’deki evimin önünden geçen bir domuz sürüsünü terastan izledim. Çok iri olan anne ve babanın arasında, 5-6 tane yavru domuz çöp konteynerine doğru gitti.
Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak’ı telefonla aradım.
Ancak, telefonla ulaşamadım. Bu defa sorumu yazılı olarak gönderdim.
Bir kez de sorularımı buradan yazıyorum.
-Muğla genelinde Bodrum özelinde giderek çoğalan ve tehlikeli hâle gelen domuz sürüleri ile ilgili bir çalışmanız var mı?
– Tarım Orman İlçe Müdürü, CİMER’den sonuç alamayanlara, “domuzları çaktırmadan vurun“ demiş. Bu yöntemi doğru buluyor musunuz?
Geçen seneye göre üç misli oldular!
Sokak köpeklerini barınaklara sokarak, katledilmeleri için kanun teklifi hazırlayan zihniyet, domuzları da “çaktırmadan vurarak” öldürebilir.
Bodrumlular, “komşu” oldukları domuzları geçen hafta, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne de (CİMER) şikâyet etti.
CİMER ise 8 Temmuz’daki başvuruyu Murat Kurum’a, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sevk etti.
Bakanlık ise domuzlarla ilgili başvuruyu Muğla Valiliği’ne gönderdi.
Muğla Valiliği de bu başvuruyu Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletti.
Muğla Valiliği domuzlarla mücadele ile ilgili başvuruyu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na gönderdi.
Bitti mi, hayır.
Muğla Büyükşehir Belediyesi de domuz başvurusunu, Göltürkbükü Muhtarlığına havale etti.
Başvuru sahiplerine “Göltürkbükü Muhtarı ile görüşün” dedi.
Göltürkbükü Muhtarı’na gittiler.
Muhtar ne dedi biliyor musunuz?
-“Bu domuzlar, Bodrum’a gelen turistlerin simgesi oldu.”
Muhtar, “Bu canlılara ne yapılabilir ki” diye düşündü ve soruna çözümü buldu. Başvuru sahiplerini Bodrum Kaymakamına yönlendirdi.”
Değerli okurlarım,
AKP iktidarı işte tam da budur.
Domuzlara özgürlük, köpeklere ötanazi…
Teşekkürler ve sevgiler Emin Varol kardeşim.