ByLock sulandırması...
İntikam duygusu insanın var olduğu günden itibaren olmasına rağmen bireyseldir. Toplumsal hale dönüştüğünde cinnet hali yaşanır ki Tanrı göstermesin sonu felakettir. Bu yüzden devletin intikam planı olamaz. Devletin intikam peşinde olması mümkün değildir. Bu düşünceleri her fırsatta dile getirirken ünlü züccaciye dükkanına giren fil hikâyesini örnek gösterdik. Fillerin tepişmesinden çimlerin ezildiğinden bahsettik. 15 Temmuz gecesi başlayan FETÖ ile mücadele konusunda kafası gözü yarılmış, yara-bere içindeki gözaltı görüntüleri konusunda ciddi uyarılarda bulunarak söz konusu hallerin ileride çok baş ağrıtacağını vurguladık. Ama dinleyen olmadı. Zafer kazanmış edalarıyla sosyal medyada paylaşanlar halen elini-kolunu sallayarak aramızda geziyorlar. Ve kim bilir bazılarına "Gazi" unvanı bile verilmişler var... Ve bunlar bir gece yarısı çıkarılan KHK ile dokunulmazlık zırhına büründürülüyorlar ne acı ve utanç verici. Araştırılıp, soruşturulmadan cadı avına dönüşen tutuklama furyasına dikkat çekerken oluşabilecek mağduriyetten en kazançlı FETÖ'nün çıkabilme ihtimalini dillendirdiğimizde "merhamet yok!" diye meydan okuyanlar zaman ilerledikçe haklılığımızı tescil etme yerine başlarını eğip, sessizliğe bürünerek haksızlık karşısında dilsiz şeytana dönüştüler.
Yargıtay'ın kararı
FETÖ sıradan bir örgüt değil. Uluslararası ajanlık faaliyeti yürütüp, milyarlarca dolara hükmeden bir çete... Kumpas davalarında dijital terör konusundaki marifetlerinin bir kısmı ortaya çıkmıştı. Bilgisayar teknolojisinde devletin önemli birimlerinin bile önünde oldukları "ByLock" ile bir kez daha kanıtlandı. "ByLock"un tek başına delil olamayacağını konunun uzmanları defalarca açıklamasına rağmen Yargıtay bile bu konuda içtihat oluşturacak karar aldı. Oysa ByLock verilerinin Litvanya'dan alınması bile mahkeme kararı ile değil istihbarat birimlerinin marifeti ile gerçekleşmişti. ByLock'un FETÖ tarafından sulandırılacağı ihtimaline karşı gerek bilgisayar uzmanları gerekse hukukçuların uyarılarına rağmen, yazışmalar, konuşmalar incelenmeden haksız tutuklamalarla ciddi ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetler oluştu. Kamuoyuna Cumhuriyet Gazetesi çalışanı ile SP'nin İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Av. Mustafa Yaman gibi üç-beşi yansıdı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'nın resmi açıklamasına göre 11.480 sahte ByLock tespiti var. Bunlardan 1100'ü tutuklu. Dün Ankara'da 12 polis ile İstanbul'da 1 avukat tahliye oldu. Ağır-aksak yürüyen yazışmalar neticesinde binden fazla insanın özgürlüğüne kavuşması bekleniyor.
Kurunun yanında yananlar
ByLock için ilk açıklanan rakam 230.000'di. Sonra bunun 120 bine indiği belirtildi. Listeler kimde, nasıl elde edildi. Örgüt içi irtibatlarının ne kadarı tespit edildi. Meçhul... Hemen her gün yurdun çeşitli şehirlerinde yeni gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor. Sokaktaki vatandaş ister istemez "Ne örgütmüş ya... Yakala yakala bitmiyor..." diye hayıflanıyor. Kurunun yanında yanan yaşın sayısı da gün geçtikçe artıyor. Günlük e-postama 50'den fazla mağduriyet mektubu geliyor. Her birine yetişmek zor. Geçtiğimiz günlerde katıldığım HalkTv'deki "Türkiye Nereye" programında kısaca değindim. Kuleli'den iki sevgili kardeşim ByLock'tan tutuklandı. İkisi de İzmir'de. Son görev yeri Hakkari olan emekli Albay Rüçhan Semih Ayan yılların yorgunluğu ile emekliliğin tadını çıkaracakken ByLock gerekçesi ile tutuklanıp tam 9 ay cezaevinde yatıp bir ay önce vicdanlı bir hâkimin kararı ile serbest bırakıldı. Semih, Kuleli'de din dersi öğretmeni ile tartışıp, derse girmeyen, demokrat-laik-Atatürkçü bir subaydı. Hemen ardından Bayram Ünal'ın ByLock'tan tutuklandığını eşi Nilgün telefonla bildirdi. Bayram'ı iyi tanırım. FETÖ'nün toz zerresi yapışmaz. İkinci el araba merakı vardır. Alır, modifiye eder, biner, satar. Ünal'da ileri derece uyku apnesi var. Tansiyon hastası. İçeride bir gün bile tutulması hayati tehlike... 2-3 aydır hapis. Sadece bir kaç bariz örnek verebildim. İsimleri tek tek yazmak mümkün değil. Oysa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 bin küsurluk listesi kamuoyuna açıklanarak vicdanlar bir nebze olsun rahatlatılmalı. At izini it izine karıştırmak için her türlü numarayı yapan FETÖ ile mücadele öyle paldır küldür yürümez. İddianamelerin döküldüğünü görüyoruz. Bu konuda siyasi vesayetin baskısı yüzünden savcı ve hâkimlerin serbest bırakma kararları veremediğini de... İlgililere duyurulur.