Roma'da göz kamaştıran bir tapınak
SEDAT KAYA / Yeniçağ
Türkiye''de seçim yaklaştıkça, iktidarın sanata ve sanatçıya düşmanlığı artıyor.
Sanatçılar tehdit ediliyor, müzik susturuluyor, festivaller, şölenler yasaklanıyor.
Bu yasakları koyanların aşağıdaki satırları iyi okuması gerek.
Roma’da mimarisiyle göz kamaştıran bir tapınak var.
Roma Pantheonu.
Yapılış tarihi MÖ 27’lere kadar uzanıyor.
Tanrıların tapınağı anlamına gelen bu yapı, Roma''da tüm zamanların en büyük başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Antik çağda, Roma mimarisinde ve günümüzde birçok yapıda örnek alınmış bir şaheser.
Sultanahmet’ten sonra dünyada en büyük kubbeye sahip.
Her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Bu tapınakta 3 kişinin anıt mezarı var.
Bunlardan ikisi kral mezarı.
Biri İtalya’nın ilk kralı II. Victor Emmanuel’e, diğeri de halefi Umberto’ya ait.
Üçüncü mezarda ise Rönesans döneminin ünlü İtalyan ressamı ve mimarı Rafael Sanzio yatıyor.
Rafael''in mezarı ülkemizde sanatı ve sanatçıyı hor gören, aşağılayan, yasaklar getiren iktidara ibret olacak nitelikte.
Neden derseniz.
Roma Pantheonu’nu gezenlerin çok büyük bölümü kral mezarlarını es geçerek, ressam Rafael’in kabrini ziyaret ediyor. Dualar okunuyor, selfiler mezarın önünde çekiliyor.
Bazen kuyruklar oluşuyor.
Kral mezarları ise çoğunluğun umrunda bile değil.
Önleri bomboş.
Ülkemizdeki sanat ve sanatçı düşmanlarının bu tapınağa gidip, ziyaretçileri izlemelerini çok isterdim.
Hani tıbbın babası Hipokrat’ın bir sözü var; “Vita brevis, ars longa”
Türkçesi, Hayat kısa, Sanat uzun(ölümsüz)
O kadar doğru ki.
İster kral ol, ister padişah, ister diktatör farketmez.
Eninde sonunda tarihin "unutulanlar mezarlığı"nda yerini alacaksın.
Ama sanat ve sanatçılar ölümsüz kalacak.
Tıpkı, ressam Rafael’in ölümsüz kaldığı gibi.
Günümüzde sanatçıları hedef gösterenlere, tehdit edenlere, müziği susturanlara, festivalleri yasaklayanlara ibret ola.