Bundan sonra çözüm siyasilerin iyi niyetine bağlıdır
Seçim sonuçlarının ekonomiye olumsuz etkisi neden olacakmış?Borsadaki ve kurdaki hareketlerin nedeni seçim sonuçları değildir...
* Bir... piyasanın kırılgan ve spekülatif bir yapıda olmasıdır.
* İki... Bu sonuçları kullanmak isteyen spekülatörlerin manipülasyon yapmasıdır.
Borsada ve kurda daha hızlı hareketler geçen ve önceki senelerde de oldu. Seçim olmadığı yıllarda da oldu.
Kırılgan bir piyasa ekonomik istikrarı olumsuz etkiler... Ancak asıl sorun, yaşamakta olduğumuz düşük büyüme ve bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik ile gelir dağılımındaki bozukluktur. Bu üç sorun orta ve uzun dönemde ekonomik bünyeyi tahrip etmektedir.
Reel ekonomi ve istikrar açısından bakarsak, her şeyden önce bu seçim ekonomiye dinamizm getirecektir. Çünkü, dünya’da ve Türkiye’de iktisadi ajanlarda “Türkiye otokrasiye gider mi” endişesi vardı. Yine iç ve dış çevreler sık sık “Türkiye İran olur mu” sorusunu soruyordu. İnsan hakları ve demokratik özgürlükler dünya sıralamasında Türkiye geri sıralara düşmüştü. Türkiye’de artık basının özgür olmadığı şeklinde tespitler vardı.
Bunlar ekonominin önemli siyasi ve sosyal altyapısını oluşturuyor. Hangi hükümet olursa olsun, bugünkü seçmenin bir tercihi olarak bu altyapıları düzeltmesi gerekir. Dolayısıyla bu konularda yerleşmiş korkuların ortadan kalkması şimdi ekonominin önünü açmıştır.
Ayrıca bu seçimde yapılan yanlışlar, özellikle dünya kamuoyuna her zamankinden daha çok duyurulmuştur. Söz gelimi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bu seçimde, devlet kaynaklarının usulsüz kullanıldığını, Cumhurbaşkanının taraflı davrandığını, medya haberlerinin taraflı olduğunu açıkladı. Düzeltilmesini önerdi. Elbette dünya kamuoyunun önünde geçen bu tür tepkiler, ister istemez bundan sonra dikkate alınacaktır.
Öte yandan bu söylediklerimiz hür dünya kamuoyu ve tepkileri içindir. Rusya hâlâ hür dünyanın bir mensubu değildir. Rusya’da otokrasi vardır. Bunun içindir ki Putin, AKP’nin birinci parti olması nedeniyle, AKP Genel Başkanı ve Başbakanı değil, tebrik etmek için Cumhurbaşkanını arıyor.
Kaldı ki, yalnızca seçim sonuçları için, iş çevreleri, odalar, üretici ve tüketici kuruluşları da, ortak akıl ve istikrar istiyor. Reyting kuruluşlarından ikisi ise seçim sonuçlarının Türkiye’nin kredi notunu değiştirmeyeceğini söylüyorlar...
Ekonomik istikrar niyete de bağlıdır. Üretici ve tüketici, tüm iktisadi ajanlar yönetimin iyi niyetli olduğuna ikna olursa ona destek verir.
Ne var ki aynı iyi niyet destek verenlerde de aranır.
Türk Sanayici ve İşadamları derneği (TÜSİAD) ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), ikisi de ortak aklı ve ülke menfaatlerinin gözetilmesini istiyor... Ancak aynı amaç için kuruldukları halde neden tek bir çatı altında olmadıklarını açıklamak ihtiyacı duymuyorlar. TÜSİAD üyeleri bağımlıydı ki, sonradan ayrıca Müstakil İşadamları dedikleri ayrı bir örgüt kuruldu. Neden Türkiye’de üç farklı düşüncede olan üç ayrı işçi konfederasyonu var? Neden 2.5 milyon memur için 7 memur konfederasyonu var?
Ortak akıl, hangi düşüncede olursak olalım, parçalanmak yerine Türkiye’nin geleceğini ön plana yerleştirmemiz gerekir.
Öte yandan son 13 yılda, tek parti iktidarı ekonomide istikrar getirir tezinin, gerçekte iktidarların niyetine bağlı bir mesele olduğunu yaşadık. Bu nedenledir ki bugün de siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı tartışmaya devam ediyoruz. Aynı şeklide geçmişte koalisyonların istikrarsızlık getirdiğini söyleyenler de yanlış söylüyorlar. Çünkü bu seçim geçmişe özlemin bir yansımasıdır.
Gerçekte de koalisyon olması bir anlamda iç denetimin olması demektir.
Söz gelimi AGİT kamu kaynaklarının seçim için kullanıldığını söylüyor... Eğer koalisyon olsaydı böyle bir sorun olmazdı.
Koalisyonlarda, devlet yönetiminde keyfilik yapılamaz.. İhaleler daha şeffaf yapılır. Koalisyon ortaklarından biri bu yollarla yandaşlarına çıkar sağlamaya kalkarsa, bu diğer ortak veya ortaklar için haksız rekabet yaratacağı için önlenir.
Sonuç: Ekonomide bugünkü kötü mirasa rağmen, siyasiler iyi niyetli olursa, ekonomik istikrar için çözüm uzak değildir.