Bulütut !..
Vallahi!.. Bu uygulama akıl almaz mı yoksa muhteşem mi?.. Ne derseniz bilemem. Anlatayım, kararı verin.
Ankara'da, İstanbul'da canlı bombalar, bomba yüklü araçlar peş peşe patlarken; güvenlik, istihbarat zafiyeti, hainler nasıl oluyor da bu kadar şehir içi kameradan kaçıp da yakalanamadan kanlı eylemleri yapabiliyorlar sorularını devamlı tartışıp duruyoruz.
İstanbul Atatürk Havalimanı kanlı saldırısının ardından bir güvenlik uzmanından dinledim; büyükşehirlerde trafikte bluetooth sistemi devreye sokulmuş... Uzman isim, Ankara'daki sistemi şöyle tarif etti;
"Son günlerde Ankara'da da yollara belediye tarafından kurulan ve trafik yoğunluğunu gösteren ışıklı levhaların içerisine bluetooth alıcılar konuldu. Bu bluetooth alıcılar, alttan gecen araçların içerisindeki açık olan bluetooth cihazlarının (cep telefonu, araç kiti, tablet veya bilgisayar) mac adreslerini alıp kaydediyor. (AA:04:B3:14:3C:2A gibi).
Bu kayıt işi, görünürde o levhalarda yazan akış (6 dak. vb.) yoğunluğunu hesaplamada kullanılıyor. Ancak bu mac adresi bilgilerinin, kim nerelere gidiyor, kim kimle birlikte seyahat ediyor gibi maksatlarla kullanılma ihtimali yüksek.
Bu verilerin plaka tanıma sistemi verileri ile birlikte kullanılması daha can sıkıcı analiz sonuçlarının elde edilmesine neden olabilir. Her cihazın mac adresinden dünyada sadece bir tane olacak şekilde üretilmektedir ve bu adres bilgisinden sahibine gitmek mümkündür. "
Güvenliğimiz için alınacak tedbirlere bir diyeceğim olamaz. Ancak, sevmediği, şahsına biat etmeyeni cezalandırmayı kendine hak gören ve her daim düşman kamplar üretmekte pek mahir olan iktidar zihniyetinin elindeki bu uygulamanın nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek için de kahin olmaya gerek yok!..
Böyle bir uygulama devredeyken kanlı eylemlerin hala nasıl önüne geçilemediğini de sorgulamak hakkımız. İnsanların özel yaşamlarının mıncık mıncık edildiği günümüzde, bütün teknolojik imkânlar canlı bomba eylemleri yerine muhaliflerin "ne iş çevirdiğini" bulmak için kullanılıyorsa... Yine,sözün bittiği yerdeyiz!..
*
Çook özel güvenlik!..
İktidarın Meclis'ten geçirdiği ve geçireceği yasaların sonuçları ve perde arkasını, korku imparatorluğunun her türlü baskısı yüzünden iyice fark edemez hale geldik.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, öncesinde R.Erdoğan'ın dile getirdiği iki konuda Hükümetin kritik ve tehlikeli adımlar atmaya hazırlandığını belirterek şunları söylüyor:
"İçişleri Bakanlığı'nın gündeme getirdiği, özel güvenlik şirketler ile ilgili yasa değişikliği, terör tehdidi altındaki Türkiye'de terör örgütlerine özel güvenlik şirketi kurma, özel güvenlik elemanı olarak legalleşme yolunu açacak. Özel güvenlik personeli için TC vatandaşı olma zorunluluğunun kaldırılması, başlı başına bir aymazlık. Bu değişiklik Suriye'de, Irak'ta silahlı eğitim alıp, Türkiye'ye dönen ya da sızan örgüt üyelerine üniformalı güvenlikçi olarak, AVM'lerde, otoparklarda, havaalanlarında elini kolunu sallayarak, örgütten gelecek talimatları uygulama zemini yaratacağı gibi, devlet kuruluşlarına da sızma olanağı sağlayacak.
Devletin anayasal sorumluluğu olan, yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlama yükümlülüğünün, devletin polisi, jandarması yerine, özel şirketlere havale edilmesi, başka bir niyete dönüktür. Bu değişikliklerle, sayısı 500 bine ulaşacak, silahlı özel güvenlikçiler polis ve askerin dışında, özel ve kontrolsüz bir silahlı güç olacaktır. Mafyalaşma, güç kullanımı, silahlı organizasyonlaşmayla, bu kez özel güvenlik terörü yaygınlaşacaktır. AKP döneminde sayıları 21'den 1500'e çıkan özel güvenlik şirketleriyle, bu yasa değişikleriyle kurdurulacak yandaş güvenlik şirketlerinin, hizmet alımı ihaleleriyle ihya edileceği, polis devleti olma adımlarının hızlandırılacağı anlaşılmaktadır."
Toprak, AKP iktidarının güvenliği özelleştirirken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını da satışa çıkarttığını şöyle anlatıyor;
"Hükümet anlaşıldığı kadarıyla olağanüstü kaynak sıkıntısı içindedir. Para bulabilmek için gözünü karartmış durumdadır. Ticaret sicili kayıtlarına göre yeni kurulan şirketlerin dörtte biri Suriyelilere aittir. Vatandaşlık yasası değişiklikleriyle, paralı Suriyelilere, Iraklılara, Afganlara vatandaşlık yolu açılmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını böylesine ucuz tarifelere bağlamak, utanç vericidir. "
***
CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray, 30 Haziran tarihli yazımızda gündeme getirdiğimiz "Diyarbakır'da İmam Skandalı" haberimizi TBMM gündemine taşıdı. Çıray, "Diyarbakır'da camilerin PKK militanı imamlar tarafından ırkçı bir ayrılıkçı cihadın merkezi haline getirilmesine göz yumulup yumulmadığı aydınlatılmaya mahkûmdur. Aksi halde egemenliğimizi yeniden tesis etmek için verdiğimiz altı yüz mübarek şehidimizin ruhları muazzep olur" dedi. Diyanet İşleri Başkanı'nı, Türk Milletine derhal ikna edici açıklamalarda bulunmasının şart olduğunu vurgulayan Çıray, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a yazılı soru önergesi yöneltti. Cevap bekleyen sorulardan sadece biri; "Diyanet İşleri Başkanlığını Diyarbakır ili kadrolarında devlet memuru olarak görev yapan doksan imamdan ellisinin PKK terör örgütüyle bağlantılı oldukları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Diyarbakır İl Müftüsü'nün resmi talebiyle görevlendirilmiş üç müfettiş tarafından yapılan incelemeyle de teyit edilmiş midir? Edilmişse bu imamlar hakkında ilgili yasal işlemler ve hukuki süreçler başlatılmış mıdır?"