Buhara’nın Gemisi Ark Kalesi

ark-kalesi.jpgTürkistan'ın kadim şehirlerinden Buhara'da zamanın izlerini üzerinde taşıyan görkemli bir kale var: Ark Kalesi.

Buhara, günümüzde Özbekistan sınırları içinde yer alıyor. 4. yüzyılda inşa edilen Ark Kalesi adeta şehrin ilk nefes alışını simgeliyor.

Efsaneler, Ark Kalesi'nin inşasının, destansı kahraman Siyâvuş'a dayandığını söyler.

Bu görkemli yapı; emirin yazlık odası, bir cami, hazine odası, harem ve zindan gibi pek çok farklı bölümden oluşuyor.

İnce işçiliğiyle göz kamaştıran kale, 4.2 hektarlık geniş bir alana yayılıyor ve 20 metrelik yüksekliğiyle gökyüzüne uzanıyor.

Sabırla örülmüş taşları yüzyılların hikâyelerini anlatıyor.

Özbek Türkçesinde 'Buxoro Arki', Türkçe'de ise 'Buhara'nın Gemisi' olarak anılan bu tarihî yapı ziyaretçilerini geçmişe doğru büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.

Ark Kalesi, sadece bir kale değil, bir zaman makinesi.

Her köşesi, her taşı, birer tarih sayfası. Dik kuleler yerine toprağa daha yakın, yatay bir yapıya sahip olan kale, geçmişin izlerini günümüze taşıyor.

Pişmiş tuğlaların ve dev ağaçların bir araya gelmesiyle oluşan bu eşsiz yapı ziyaretçilerini bambaşka bir dünyaya davet ediyor.

Ark Kalesi, yüzyıllar boyunca medeniyetin kalbi olmuş, büyük düşünürleri ve bilim insanlarını barındırmış eşsiz bir yapı.

Rudekî, Firdevsî, İbn-i Sina, Farabi ve Ömer Hayyam gibi dehaların uğrak yeri olan kale adeta bir bilgi hazinesi gibiydi.

Özellikle, İbn-i Sina'nın kaledeki kütüphane hakkında söyledikleri burayı ne denli önemli kıldığını gösteriyor; “Bu kütüphanede, daha önce bilmediğim ve daha önce hayatımda hiç görmediğim kitapları buldum. Onları okudum ve her bilim insanını ve her bilimi tanımaya geldim. Benden önce, var olduğunu tahmin etmediğim büyük bilgi derinliklerine ilham kapıları açılıyordu.”

Kütüphanede o güne kadar hiç karşılaşmadığı, bilmediği pek çok kitaba ulaşan İbn-i Sina, sanki yepyeni bir dünyanın kapılarını aralamış gibiydi.

Kale, uzun yıllar boyunca görkemini korumuş olsa da acımasız savaşların etkilerinden kurtulamadı.

Cengiz Han'ın istilası kalenin ilk büyük yarasını almasına neden oldu.

Yüzyıllar sonra ise, Kızıl Ordu'nun topçu atışı ve hava saldırılarıyla yeniden büyük bir hasar yaşadı.

Türkiye’ye kaçmayı başaramayınca Afganistan’a kaçan Buhara emiri Alim Han’ın gizli yerlerin ve haremin Bolşevikler tarafından ortaya çıkarılmasını engellemek için kalenin havaya uçurulmasını emrettiği iddialar arasında…

Ark Kalesi, sadece bir binanın öyküsünden ziyade insanlığın yükseliş ve düşüşlerini, bilgiye olan susuzluğunu ve savaşların acımasız yüzünü gözler önüne seren bir destan gibi.

Geçmişin izlerini taşıyan, bize dersler veren ve geleceğe ışık tutan önemli bir miras.

Muhteşem manzarasıyla ünlü Ark Kalesi, 1993'ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor.

Ziyaretçiler, kalede düzenlenen etkinliklere katılabilir, tarihî dokusunu keşfedebilir ve bölgenin en eski yerleşim yerlerinden birinin izlerini sürebilirler.

Yazarın Diğer Yazıları