Bu taraftar senden hesap sorar efendi. Recep Çınar yazdı
İnsan olarak hem yazla hem de kışla aram iyidir…
İkisinden de şikayet etmem…
Sıcaktan “öffff” demediğim gibi, soğuktan da “uuuvvv dondum” demem…
Her mevsimin güzel tarafları vardır…
Konya’da kış ne kadar uzun sürerse, dahası sizden gitmek istemezse, yaz misafir gibidir, 3-5 gün sizi rahatsız eder, sonra da arkasına bile bakmadan çekip gider…
10 günlüğüne Konya’yı terk ettim, terk ederken de yanıma bilgisayarımı almadım, ne keyfimi ne de kahyasını rahatsız etmek istemedim…
Tabii ki istediğim gibi olmadı…
Uzakta da olsam ağzımın tadını kaçıran Konyaspor oldu…
Daha doğrusu Konyaspor’u yönetenlerin ipe un sermesi huzursuz etti beni.
KONYASPOR’U SEVERİM, AMA..
Konyaspor’u çok severim, ama mesleğimi daha çok severim…
Açık konuşmak gerekirse de, Konyaspor’u mesleğimin önüne geçirmem…
Duygularımla değil, mantığımla Konyaspor yazarım…
Başkaları gibi “bileğimi kessem kanım yeşil-beyaz akar” gibi bir ikiyüzlülük ve sahtekarlık yapamam…
Ben neysem oyum.
TSYD KONGRESİ VE BOKS MÜSABAKALARI
10 gündür İstanbul’daydım…
Hem TSYD’nin Olağanüstü Genel Kuruluna, hem de Türkiye Boks Federasyonu ve Beyoğlu Belediyesi olarak ortaklaşa düzenlediğimiz “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Büyük Erkekler Ferdi Boks Şampiyonası”na katıldım…
Her iki etkinlik de tam istediğimiz gibi oldu…
Anlayacağınız biraz yoğun, biraz stresli, ama daha çok keyifli bir 10 gün geçirdim İstanbul’da…
Bu süre içerisinde gözümün kulağımın Konyaspor’da olduğunu söylemek bana “zul” gelir…
Başkalarını bilemem, ama benin derdim; Konyaspor’un başarılı olması ve güzel yönetilmesi…
Maalesef özellikle içerisinde bulunduğumuz bu günlerde “Konyaspor’da olağanüstü güzel işler oluyor” demek, hem Konyaspor’a, hem de bu şehre ihanetten başka bir şey değil…
Hoş, Konyaspor’da güzel işler olsaydı, mevcut yönetim güven tazeleme ve yönetimi güçlendirme adına, hem de transfer mevsiminin ortasında “olağanüstü genel kurul” kararı alır mıydı?
Sezon başlayacak, ortada ne para var, ne de pul!
Oyuncuların, özellikle de yabancı oyuncuların, paralarını alamamalarından dolayı aşırı gergin oldukları yüzlerinden belli olmuyor mu?
Geçen sezonun son maçı olan Beşiktaş beraberliğinin 60 bin TL’lik primini vermemişseniz, başta Aleksandar Stanojovic olmak üzere, taraftarların istediği oyuncuları takıma kazandırmamışsanız, tam tersi takımın içini boşaltmışsanız, güven tazeleseniz ya da yönetime takviye yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur?
KALECİ SEHİÇ DE KAÇTI!
Konyaspor’dan en son kaçan kaleci Sehiç oldu…
Diyelim ki, Sehiç, kulüpten 200 ya da 250 bin Euro alacağını bıraktı, Al Khaleej kulübü de 300-500 bin Euroyu Konyaspor’a ödedi, ama Sehiç kalitesindeki bir kaleciyi alabilecek misiniz?
Ve de aynı paraya?
Konyaspor’un bir euroya takla attığı bu günlerde, 600-700 bin Euro iyi para…
Eyvalah…
Buna itiraz yok, ama Sehiç’in yerini dolduramaz da, ara transfer de bu oyuncunun aldığı paranın iki mislini verip kaleci alırsan ve içerideki dengeleri bozarsan, bu taraftar senden hesap sorar efendi!
800 milyonluk borç artar da artar…
En önemlisi ya da esas sorgulanması gereken konu şu; bu oyuncular Konyaspor’dan neden kaçmak istiyor?
Bunun bir irdelenmesi ve sorgulanması gerekmez mi?
Kimse çıkıp bunu sormuyor…
Bir Allah’ın kulu çıkıp, “Konyaspor’un tahtası niye eksik, pardon niye kapalı” diye merak etmiyor!
Çünkü, önlerindeki fotoğraf flu…
Yani görüntü net değil…
Dolayısıyla da burada kalmak istemiyorlar…
Başkanın, “Konyaspor’da herşey güllük gülistanlık” gibi satışının ya da sunuşunun alıcısının olduğunu düşünmüyorum…
Açık ve net konuşmak gerekirse, teknik adam da, oyuncular da yarın yapılacak olan, olağanüstü genel kurula kilitlenmiş durumda.