Bu mahallede "boykot" var

Habertürk TV, ekranı Öcalan propagandası aracına dönüştürüldüğünde, misal Ali Kemal Özcan isimli şahıs İmralı'daki caniyi "bir Kürt isyanı lideri", "Türkiye'nin menfaatine çalışan yerli ve milli bir şahsiyet" diye cilaladığında da, büyük bir pişmanlık içinde, yana yakıla, kamuoyundan ve izleyicilerinden özür dilemiş miydi?

Peki ya, maaşlı elemanı Nagehan Alçı, "YPG'nin siyasi kanadı" olarak tanımladığı "PYD ve PKK'nın güçlendirilmesi gerektiğini" savunduğunda?

Ya da üstüne basa basa, ısrarla "Devlet şayet katil devletse, ona sonuna kadar da katil devlet denir. 1994'te Türkiye katil devlete sahipti" diye bas bas bağırıp, bundan milim geri atmadan, bulduğu her fırsatta bu algıyı beslemeye çalıştığında?

***

Van'daki çığ felaketiyle ilgili olarak aktardığı iddialardan dolayı Ankara Temsilcilerine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanından -canlı yayında- af dilettikleri, kendi sözlerini yalanlattıkları az bir geri vitesmiş gibi bir de ana haber bülteninde, neredeyse her hecesinde nedamet getirdikleri bir kurumsal açıklama yayınladıklarını görünce, aynı ekranda seslendirilmiş bu hakaret, iftira, suç dolu ifadeler geldi aklıma.

Kamuoyunun yanıltılması, toplumsal algının çarpıtılması, kirletilmesi konusunda özür tefrikası yayınlayacak kadar hassas olan bir kurumun, bu skandallardan sonra da, hiç kimseden değilse o cani ve terör örgütü tarafından katledilen şehitlerimizin ailelerinden özür dilemeleri gerekmez miydi?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'na tedbirsizlik vehmetmekten başka hiçbir sonucu olmayan bir "iddia"dan daha mı az vahimdi yani bizatihi o Cumhurbaşkanı nezdinde temsil edilen "devlet"in özel kanunla korunan "şahsiyet"ine iftira, hakaret edilmesi?

***

FETÖ iftiralarına dayanamayarak intihar eden kumpas mağduru Kurmay Albay Berk Erden'in ölüm yıldönümüydü dün; bu sorgulamaya, biraz da, insanların intihara kadar sürüklendiği o günleri hatırlamak teşvik etti.

Yıllarca cezaevlerinde tutulan, mesleki kariyerleri yerle bir olan, çocuk yaştan beri emek verdikleri hedefleri çökertilen, aileleri dağıtılan o insanlardan, dönemin siyasi egemenlerinin, iktidarın özür dileyip dilemediğini soruyor, sorguluyoruz ya hep… Ya medya?

Kaşının altında gözün var haberi için bile iktidarın ayaklarına kapanan, elini eteğini öpen medya, yıllar süren, sistemli haysiyet cellatlığı operasyonunun kurbanlarından özür diledi mi?

İnsanları darbeci, terörist, hain ilan ederken, hedef gösterirken, ipe sapa gelmez iddiaları sabit suçlarmış gibi sunarken, medya mahkemelerinde adam asmaca oynarken attıkları manşetlerdeki gibi "dokuz sütuna" özür dilediler mi;

Türk Ordusu'ndan…

Rektörlerini itibarsızlaştırdıkları üniversitelerden…

"Bunu da, bunu da" diye azgın "FETÖ" militanlarının önüne attıkları meslektaşlarından…

Dert sahibi/kanser yaptıkları vicdanlı yargıçlardan…

Fenerbahçe'den hatta…

Hatta 31 Mart arifesinde haklarında her türlü çamur at izi kalsına izin verdiğiniz Millet-İttifakı'ndan, şimdi çoğu seçilmiş büyükşehir belediye başkanı olan adaylarından…

***

İktidarın "aldatıldık" itiraflarını yayınladılar da, kendilerinin neye aldanıp da yalan yazdıklarını anlattılar mı bunları yapanlar? Depolarında "arşiv" diye duran yalan dağlarının üzerinde hangi yüzle yayın yapıyorlar ve biz nasıl bir hafızasızlıkla bunları izliyor, dinliyor, okuyoruz hâlâ?

Hazır, gündemde CHP'nin CNN Türk boykotu da varken, eski-yeni bütün defterleri açıp, bunu mahalleye boyu bir arınmaya çevirmenin tam zamanı değil mi?

SORU-YORUM

"Mustafa Kemal ve Kuvvayı Millîye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları askerlere 'siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim' diyerek sıvışıyorlar. Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal gibi beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakarlığı yapmıyor... Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır… Elinize aldığınız bu fetva Allah'ın emridir, Padişah fermanıdır. Sizler bu katil canavarları daha fazla yaşatmamakla mükellef ve görevlisiniz. Bunların vücudlarını külliyen ortadan kaldırmak Müslümanlık için farz olmuştur…" bildirisini yayımlayan Teali İslam Cemiyeti'nin de Başkanı olan İskilipli Atıf "vatansever ve Kuvayı milliyeci" ise, başta Atatürk olmak üzere "Kuvayı milliyeciler" ne?

A-a "zam"mış

İstanbul'da toplu taşıma ücretlerine "zam" geliyormuş. Allah'tan Büyükşehir Belediyesi CHP'li; haberdar olabildik. Yoksa, sittin sene "güncelleme" zannedecektik…

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları