Bu kumpasın arkasında saray vardır
Günlerdir gerek CHP içinde gerek iktidar yanlıları tarafından tartışılan danışman konusunun perde arkasında ne var?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kadim kardeşim gazeteci, yazar Fikret Bila’ya dedi ki;
“AK Parti Kadın Kolları’nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP’ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor dediler.
Ben de o günlerde bir gün bir ilde, ertesi gün başka ilde çalışıyorum.
Oradan oraya koşturuyorum. İncelemeye zamanım yoktu.
Danışmanları bölgelerinde etkili olan isimlerden seçiyorduk ki seçim öncesi gidip orada çalışsınlar.
Seçimden sonra da hepsinin görevi bitti.
Eleştirileri elbette saygıyla karşılıyorum. Ancak nezaket sınırlarını aşmaması lazım.”
Perinaz Mahpeyker Yaman ile telefonda konuştum. Görüşlerini yazmamam şartı ile anlattı.
Kendisini Kılıçdaroğlu’na öneren isim konusunda ise şunu söyledi;
“Bir kişi değil çok kişiden sadece CHP değil AK Parti dışında çeşitli muhalefet partilerinden de teklifler aldım.
CHP için 4-5 yakınım önerdi ki hangisi Sayın Kılıçdaroğlu’na iletti inanın bilmiyorum.
Aile mahrumiyeti için yazılan ve söylenen yorumları ise şiddetle kınıyorum.”
Elbette Atatürk ve Kılıçdaroğlu’na yönelik attığı eski Tweet mesajlarını da sordum. Bunları kendisinin atmadığını tekrar söyledi.
Şimdi bu gelişmelerden sonra şunu düşündüm;
Ya Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilseydi?
Ve Yaman’ın Tweet’leri Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu görevde iken yapılsaydı?
Gerek bugünlerde açıklanması gerek seçilmesinden sonra yayınlanması kuşku yok ki Kılıçdaroğlu’nu zor durumda bıraktı.
Peki, bu kime yaradı? Ya da kime yarardı?
Elbette AKP’nin ekmeğine yağ sürdü, sürerdi…
Başkent siyasi kulislerinde, duayen eski siyasetçilerle bu tabloyu enine boyuna konuştum.
Ve bi kanaatim oluştu.
Önce o günkü siyasi tabloyu anımsatayım;
Birincisi;
6’lı masa Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu önerince İYİ Parti lideri Meral Akşener masadan kalkıp tüm müttefiklerini suçlayan korkunç bir açıklama yaptı.
Bu açıklamanın CHP’de de her ne kadar soğukkanlı duruş sergilediyse de Kılıçdaroğlu’nda yarattığı şoktur.
İkincisi;
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayları olmalarının yarattığı seçim propaganda değişikliği telaşıdır.
Üçüncüsü;
Saadet, Gelecek, DEVA ve Demokrat partiye CHP listelerinden verilecek milletvekili kontenjanları konusunda oluşturduğu baskıdır.
Dördüncüsü;
CHP’nin milletvekili listelerinin hazırlanmasıdır ki diğer partilerden girecek isimlerin açıklanmasından sonra CHP teşkilatlarından genel merkeze gelen baskıdır.
Beşincisi;
Evet Kılıçdaroğlu’nun seçim propaganda gezilerinin de başlamış olmasıdır.
Siyasette temel ilke kuşkusuz iktidar olmaktır ki hiç kimse Kılıçdaroğlu kazanmak için gerekli çalışmayı yapmadı diyemez.
54 yıllık gazetecilik deneyimim ile çok iyi bilirim ki seçim atmosferi başladığında her ilden belki yüzlerce insan genel merkeze başvurarak görev isterler.
Bu konuda şuna da tanık oldum.
14 Mayıs seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle Kılıçdaroğlu ile görüşmek için çok yoğun talep oluştu.
Evet bunu da altıncı vurgu olarak kayda aldım ki;
O günlerde Kılıçdaroğlu’nun bu yoğun siyasi gelişmeler sırasında Yaman’ı danışman olarak inceleyemeden ataması da elbette siyasi hatasıdır.
Değerli okurlarım,
Şimdi gelelim samimi kanaatime;
Birincisi;
Bu danışmanlık olayı Kılıçdaroğlu’na siyasi kumpastır.
İkincisi;
Bu kumpasın arkasında saray vardır.