Bu gidişle AKP’nin sonu da ANAP gibi olur!
Bu gidişle AKP’nin sonu da ANAP’ın sonu gibi olacak, dersek birileri “O sizin temenniniz” der, geçebilir. Lâkin her şey ANAP dönemindekilere o kadar benziyor ki, insan, “Eh, işte bu kadar olur” demekten kendini alamıyor...
Meselâ...
ANAP’ın kılıcının tersinin de yüzünün de kestiği günlerdi. Semra Özal’ın liderliğindeki papatyalar Mavi Turlar’da işadamı eşleri ile seyran ediyor, Türkiye fabrikasyon yeni zenginler üretiyordu.
İşte o günlerde daha sonra Ergenekon davasında tutuklanan ve “Semra Özal’ın kuyumcusu” olarak ün yapmış Sabri Ertekin’in şu sözleri gazetelerde dolaşmaya başladı:
“- Semra Özal gibileri bin yılda bir gelir. Allah olmasaydı ona tapardım!..”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da, “Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemini kendisi için istememektedir. Tayyip Erdoğan hizmetleriyle Türkiye’nin ilelebet ve ebedî başkanıdır” diyor.
Biz, “İlelebet” ve “ebedîliğin” Allah’a ait bulunduğunu ve Allah’ın Zatına ait haklarda “Çok kıskanç” olduğunu hatırlatacağız. Arslan Bulut kardeşimizin de hatırlattığı gibi AKP Bursa milletvekili Hüseyin Şahin de, “Tayyip Erdoğan’a dokunmak ibadettir” diyerek Genel Başkanına tanrısallık yakıştırmasında bulunmuştu. Böylesi aşırılıkların ahirette hesabı çok çetindir, bu kesin.
Lâkin bu dünyada da yanlarına kalmaz, kalmıyor. Genel Seçimler öncesi o günün Genel Başkan Yardımcılarından biri de, “MHP’yi Nuh tufanı gelse yıkamaz” der demez malûm kasetler patlayıvermemiş miydi?
Sayın Başbakan Öcalan’a “Sayın” şehide “Kelle” der, millet görmezlikten gelir, gelebilir. Lâkin kendisine Tanrılık ve ebedîlik isnat edenleri kendisinden ve çatısı altından uzaklaştırmadığında; birçok hizmeti ve emaneti hâlâ onlarda tuttuğunda, hesabı sadece sözün ve isnadın sahibinden sormaz; hâmisini de boş geçmez.
Yeni bir Kurtuluş Savaşı lâzım!
İncirlik’teki NATO Üssü’nde Yılbaşı gecesi camiyi basıp mihrabı dağıtan, camları kıran ve Kur’an-ı Kerim’i parçalayan Amerikalı askerin yaptığı alçaklık yanına kaldı.
İnsan 35 günde kamera kayıtlarını temin edip suçluya ulaşamaz mı? Sen onun vatandaşının katilini 15 milyonluk uçsuz bucaksız İstanbul’da birkaç günde buluyorsun, iyi de ediyorsun amma o senin değerlerine saldıran katilden beter serseriyi avuç içi kadar yerde 35 gündür bulup suç delilleriyle birlikte adalete teslim etmiyor! Çünkü şımartıldı. Çünkü Mehmetçiğin başına çuval geçirince, “Ne notası, ne özrü, büyük devletler özür dilemez” denilerek onların büyük bizim ise küçük olduğumuz en yetkili ağız tarafından kabul edildi.
Sen böyle yaparsan ve sen Kurtuluş Savaşı ile vatan olarak tutunduğun bu topraklara NATO toprağı dersen Kur’an’ını yırtanı, camine girip mihrabını dağıtanı da sigaya çekemezsin arkadaş.
Bak, İtalya hükûmeti ülke sınırları içersinde El Kaide militanıdır diye işkence yapan CIA elemanlarını mahkeme karşısına çıkarıyor. Aynı CIA elemanları Türk Hava sahasını da işkence mekânı olarak kullandılar, CONİ’lerden Türkiye niye hesap soramıyor?
Soramaz çünkü toprağın NATO toprağı ise hava sahan NATO hava sahası; kıta sahanlığın da NATO kıta sahanlığıdır.
Hâkimiyet ve Millet
AKP’yi ne zaman eleştirsek, “Milletin yarısından fazlası bu partiye oy veriyor. Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” türünden itirazla karşılaşıyoruz..
Kabul...
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin” de..
Bu gidişle Türkiye’nin bir bölümü başka bir milletin olacak. Yolları, madenleri, ormanları, akarsuları, arazileri başkalarına satıldı, daha da satılacak’85
Peki o zaman...
Milletin hâkimiyeti nerede geçerli olacak? Cevap herhalde, “Millet o zaman sadece diline hakim olacak” öyle değil mi?