Borsada yeni dönem (03 Ekim 2011)
Borsa bugüne kadar hep kumar olarak göründü. Sık sık televizyonlarda ve gazetelerde yer alan “keriz sirkeleme” operasyonları ve başları öne eğik onlarca insan borsanın hep kötü yüzünü gösterdi.
Bazı borsacıların telefonlarının polis tarafından dinlendiği haberi, normal yatırımcıların bile “Hisse senedi alırsam benim de telefonlarım dinlenir mi?” endişesini ortaya çıkarttı.
Komik ama gerçek. Özellikle SPK’nın son 10 yıldaki uygulamaları piyasaları korku pazarına çevirdi.
Manipulasyonu önleme yerine, yapanı yakalamaya dayalı bu sistem binlerce yatırımcının yasak alıp mahkemelik olmasına neden oldu.
Ancak son bir yıldır gerçekten güzel şeyler oluyor denilecek işler yapılıyor.
SPK’nın son başkanı Prof. Vedat Akgiray bugüne kadar yapılanların tersini yaptı. Borsayı yatırımcıların yer aldığı bir alana dönüştürdü. Yasakçı ve cezacı bir sistemi yeniden ıslah etti.
Alınan tedbirlerle bugün borsada manipülasyon yok denilecek kadar azaldı. Yapan ise anında kabak gibi ortaya çıkıyor.
Burada en önemlisi yatırımcı ile kötü niyetli insanlar arasında net bir kırmızı çizgi çizildi. Borsaya kote şirketlerin gerekli sermaye artırımlarına kolaylıkla izin vererek krizde bile bedava kaynak bulmalarına yol açıldı. Bir şirket krizde bankaların önünden bile geçemezken halka açık şirket rahatlıkla sermayesini güçlendirdi.
Borsada hep manipülatörü tanıdık. Artık borsanın kurumsal yatırımcıları da var. Tıpkı Amerikalı ünlü yatırımcı Waren Buffet gibi.
Waren Buffet, Amerikan borsasında bir iki lotluk küçük işlemlerle büyüyen ve sonra zordaki bir şirketi satın alarak bugün dünyanın en büyük yatırım holdingine çeviren ünlü yatırımcıdır.
Artık Türkiye’den de Waren Buffet’ler çıkıyor.
Nurettin Çevik, Enver Çevik ve Masum Çevik. Üç kardeş. Yıllardır borsada hisse alıp, satan bu kardeşler bize Waren Buffet’in yaşamını anımsatıyor. Borsanın krize girdiği 3 yıl önce paralarını akıllı bir şekilde hisse senedine yatıran bu kardeşler bugün bir aracı kurum sahibi. Nurettin Çevik ve kardeşleri geçen hafta borsanın sıkıntılı şirketi Altın Yağ’ı satın aldı.
Borsada kazanılan yine borsaya yatırıldı. Yatırılan para sadece borsaya değil, sıkıntıdaki bir şirketin kapanmasına ve yüzlerce işçinin işinin ve ekmeğinin kurtulmasına neden oldu. Nurettin Çevik ve kardeşlerinin satın aldığı şirketin hisse senedinde haberin açıklanmasından önce tek bir lotluk hareket olmaması ise bu yatırımcıların kurumsal mantıkla hareket ettiklerini gösteriyor. Birçok satılan şirkete baktığımızda haber öncesi hisse senedinde sert hareketler oluyor. Yani insider trading.. Diğer adıyla içerden bilgilendirme. Oysa Altın Yağ’da bunun olmadığını görüyoruz.
İşte borsa budur.
Bul karoyu, al parayı mantığı ile çalışan Galata kumarhanesi değil, kurumsal fikirlerin kazandığı bir yatırım alanıdır.
Nurettin Çevik ve kardeşlerinin bugün sıfırdan başlayıp bir aracı kuruluş ve dev bir sanayi tesisine sahip olduğu fırsat yarın başka yatırımcılara da doğacaktır..
SPK başkanı Akgiray, yapılmayanı yaptı. Sadece borsayı değil yatırımcıyı da kurumsallaştırdı.
Şimdi sermaye piyasaları yeni Waren Buffetleri bekliyor.