BOP’un TOP’u
Bugün yazdıklarımı okuyunca, aklınızdan, uçmuş bu adam diye geçirmeyin. Bu yazacaklarımı, kanıtlayamam. Daha doğrusu bu hikâyeyi anlatan kişiler, kendilerini kaynak göstermem halinde hiç düşünmeden yalanlayacaklarını söylediler. Belki de ben onların dolduruşuna geldim, bilmiyorum. Ancak olayları, bir mantık silsilesi altında değerlendirince, bir anlam çıkıyor ve aklıma da yatmıyor değil. Gene de yazmayı, sizlerin de düşünmenizi sağlamak istedim.
Konu, şu anda ABD ve Batılıların, Orta Doğu’da oynadığı oyun. Hiç birimiz, BOP olayına bir anlam verememiştik. Benim yazılarımı okuyanlar hatırlar, ABD’nin 20’şer yıllık dilimler halinde politikalar yaptığını ve ben 2014 yılında sona eren yıllar önce, benim öğrenme şansı bulduğum son plan konusunu, zamanın bizim yetkililerine aktardığımı, yıllar sonra da yazdığımı anlatmıştım. Fakat dönemin Başbakanı Tansu Çiller, konuya ilgi bile duymamıştı. Ancak o plan içinde Türkiye’ye biçilen rol gerçekleşmişti.
Biraz hatırlatayım. ABD Orta Doğu’da Arap petrollerinin azaldığını görerek, yeni Orta Doğu olan, Orta Asya enerji kaynakları için çalışmalara başlamıştı. Bu arada, yeni Orta Doğu’nun İsrail’i olarak seçtiği Türkiye’de, istikrarlı bir hükümet için parti kurdurup iktidara getirmişti. Konu yalnız Rus petrolü veya enerji kaynakları tekelini kırmaktı. Yalnız, bu 20 yıllık projede, Putin de kartlarını iyi oynadı. Uygulamaya konan projede Washington’un çok başarılı olduğu da söylenemez.
Eski yazımda, yeni 20 yıllık proje konusunda bilgim olmadığını anlatmıştım. Bu konuda güvendiğim bir kaynak, geçenlerde konuyu açınca, bana yeni proje için ip uçları verdi. Olayları birbirine bağlayınca bir anlam çıktı. Taşlar yerine oturdu. Ama dediğim gibi ilk elden değil, anlatılan bir proje yazacaklarım.
Mesela hiç düşündünüz mü, Suudi Arabistan gibi bir krallığa, Arap şeyhlerine gıkını çıkarmayan Washington, Akdeniz’in doğusuna demokrasi getirme mücadelesine girdi. Tunus, Libya, Mısır ve Suriye. Mantık ve akıl dışı. Demek ki amaç, demokrasi ve özgürlük falan değil, hele Mısır’da, Mursi’nin atadığı genelkurmay başkanının, kendisini tutuklayıp başa geçmesi, bunu yalın biçimde doğruluyor. Sonra, Suriye’ye karşı başlatılan kampanya. İşte tüm bunlar, Orta Doğu’nun doğusunda önemli ve ABD ile Batı’nın çıkarlarına yönelik bir şeyler olduğunu gösteriyor. Bu konu son yıllarda ve geçen ay iyice netleşti. Batı’ya, Rus enerji kaynaklarına alternatif, yeni ve büyük enerji yatakları bulunmuştu.
Suriye’yi de, Rus kontrolünden kurtarıp, Şam’a, kendi kontrolü altında yeni bir yönetim yerleştirip, bu sorunu çözmek istediler. Ancak kazın ayağı, istedikleri gibi gelişmemiş. Bir kere, Suriye muhalefeti Esad’ı deviremediği gibi, bölgede radikal ve Batı-ABD düşmanı radikal İslami gruplar palazlanmasına neden olmuş. Bu, hem kaynakları, hem de müttefikleri İsrail için, Esad’dan daha tehlikeli. Bu yüzden, Suriye üzerinde etkili olan, İran ile çok önceleri yaptıkları gibi, şimdilerde de el altından Şam hükümeti ile görüşüyorlarmış.
Arkadaşın anlattığına göre bu proje, bir yıl içinde sonuçlanacakmış. Hani BOP diye sattıkları bu proje konusunda başarılı olamayan bir kişi daha var, o da, Ankara’daki AKP iktidarı. Evet, istikrarı sağlamasına sağlamış mevcut iktidar ama ne yazık ki bölgede, Washington’un uyarılarına rağmen, radikal İslami grupların palazlanmasına neden olmuşlar. Son günlerde kontrolsüz Erdoğan’ın çıkışları da, istikrarlı hükümet konusunda, kaygı duymalarına neden olmuş. Ben, benimle konuşan kişiye, ortada dolaşan teypler cemaatin mi, yoksa projenin mi diye sorunca, komik bir şey sormuşum gibi, onlar da o teknoloji ne gezer yanıtı aldım.
Ben, bu kez, Gülen’i verirler mi? diye sorunca da “Niye ki. ABD’de bir suç işlemedi, Amerikan mahkemeleri suç işlerse iade eder” gibi bir yanıt aldım. Ben; hoş, suç işleyenleri de ABD’nin işine gelmediği zaman vermediğini, bir iki PKK’lı örneğinden biliyorum. (PKK Washington temsilcisi olan Kani Gulam’ın ölü bir Amerikalı çocuk adıyla pasaport sahtekârlığı ve İbrahim Parlak sahte ismiyle vatandaşlığa başvuru olayında olduğu gibi.)
Şimdi sakın cemaati koruduğum veya kolladığım sonucuna varmayın. Beni tanıyanlar kafamı da bilir. Şimdi yazdıklarımla ilgili bazı bilgi kırıntıları da ABD ile görüşmeler yapacak olan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun Washington temaslarında ortaya çıkabilir. Ayrıca bebek katili Apo ve Kürt federasyonu ile ilgili yeni talimatlarda gelebilir. Hadi hayırlısı diyelim bakalım.