Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

BOP'un PKK cephesinde neler oluyor?

Kafalar yine karıştı. Daha doğrusu karıştırıldı. Dağdan-ovadan PKK’lılar gelmeye başladı. Bayram edenler var, şaşkınlık içinde ne oluyor diyenler var, derin endişe duyanlar var.
PKK ve yandaşları meydan savaşı kazanmış gibi mağrur. Teslim olan teröristler “Biz pişman değiliz. Başkan Apo emir verdi geldik” derken, DTP’li bölücüler “Teslim olanlar tutuklanamaz” talimatını veriyor.
Barzani elçisi gibi çalışan Cengiz Çandar, “İlk defa Barzani’nin yüzü gülüyor” haberini veriyor. “Kürt açılımı” çerçevesinde atılan bu adımlardan ABD, AB ve ülkemizdeki işbirlikçiler çok mutlu. Dün sabah bir tv kanalında “efendim gelsinler de terör bitsin, bunda ne sakınca var” fetvası veriliyordu.
Prof. Dr. Hasan Ünal hocanın tabiriyle Türkçe lisanıyla yayın yapan medya, sanki PKK sözcüsü. İhanetin aslını anlatan yok gibi. Yeniçağ ve bir iki gazete, bir kaç tv kanalı hariç tüm medyada, 24 saat teröristlerin ne kadar sevimli, ne kadar masum olduklarını anlatan kampanyalar yapılıyor. Bilmeyen biri baksa, bölücü teröristler, analar ağlamasın, kan akmasın diye çırpınıyor da, birileri bunu engellediği için terör durmuyor sanır.
Mahmur’dan gelenlerden 4’ü, 12-13 yaşlarında çocuk. Anlaşılan orda doğmuşlar, ama Türkçe konuşuyorlar. Bir zamanlar Bekaa Vadisinde terörist yetiştiren okulda derslerin Türkçe verilmesi gibi. Demek ki, kampta iletişim dili Türkçe.
Ülkemizde dil birliği gerçekleşmiş. Yapılan anket soruçları da böyle. Buna rağmen, TRT’de Kırmanç lehçesinden yayın yapılması, devlet eliyle çok sayıda kurs açılması, Kırmanççanın okullarda seçmeli ders olması gibi paralel dil ve kimlik inşasına yönelik çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Anlamak mümkün değil.


PKK da açılıma başladı
Hükümet “Kürt Açılımı” nı başlattı. Program gereğince, ülkemizdeki sivil toplum örgütleriyle görüşüldü. Sonra Hükümet bunların ortak görüşüymüş gibi, PKK taleplerini içeren 26 maddelik, kısa vadede yapılacakları belirleyip, açıkladı.
Adım atmak için sıra PKK’ya geldi. Bunun için Irak ve Avrupa’dan deneme mahiyetinde teröristler gelmeye başladı. Şimdi sıra tekrar Türkiye’de. Gelen bu teröristlere ne işlem yapılacak buna bakılacak. Yine Türkiye bir adım daha atacak, af çıkacak, TCK 216 değiştirilecek, eğitim-öğretim, partilerin Kürtçe propaganda yapması gibi 26 madde gerçekleştirilecek.
Böylece kısa vadeli işler bitince orta vadeye, sonra da anayasa değişikliğini de içeren uzun vadeye sıra gelecek.
Bunları nereden biliyoruz? Mayıs 2009’da Bağdat’ta yapılan ABD-Türkiye-Irak-Barzani mutabakatı ve yapılacakların bir takvime bağlanmasından biliyoruz. Aslında bu 5.11.2007’de Erdoğan-Bush mutabakatında da aynen vardı. Takvimi olmadığından savsaklanmıştı.
O tarihte Erdoğan basına, mutabakatın Irak’la ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştı.
“Bölücü örgütün kamplarının dağıtılması, lojistik desteğinin kesilmesi, Kuzey Irak’taki örtülü siyasetlere izin verilmemesi, yakalanan liderlerinin Türkiye’ye verilmesi, istihbarat paylaşımı ve koordinasyon içinde terör üslerinin havadan bombalanması için bir iletişim ağının oluşturulması..”
Bunlara karşılık Türkiye de şunları yapacaktı: Barzani ile iyi ilişkiler kurularak tanınacak, PKK sorununun çözümü için af çıkarılacak, iki dilli-iki kimlikli bir düzenleme gerçekleştirilecek, bu husus anayasa teminatına bağlanacak.
Şimdi taa başa başa dönelim. Öcalan PKK’yı 20 arkadaşıyla, 1973’de Diyarbakır Fis köyünde kurmuş. 28.11.1978 açıklanan kuruluş beyannamesi 1. maddesinde amaç; “Bağımsız, Birleşik, Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti” olarak ilan edilmiş.
Örgüt bu hedefe varmak için, ara istasyonlar belirlemiş. Tabii şartlara göre bunlar ve strateji değişiyor, ama ana hedef aynı kalıyor. Türkiye’ye “Kürt Açılımı” adı altında yap denilenler (kısa, orta ve uzun vadede) işte bu istasyonları kapsıyor.
Eğer bunlar yapılırsa PKK hedefine varacak, tabii terör de durmuş olacak. Ne mahirane bir başarı (!) değil mi? Böylesini dünya görmedi!..
Büyük Ortadoğu Projesi’nin PKK cephesi böyle. Bunun bir de; Ermenistan, Kıbrıs, Patrikane ve Yunanistan gibi cepheleri var. Tüm bunlar; “Kopenhag Siyasi Kriterleri ve Türkiye (Mevzuat Taraması)” adlı “Proje kitap” ta ayrıntılarıyla mevcut.
Not. Kitabın ismine aldanılmamalı.

Yazarın Diğer Yazıları